Multimedia: Poyraz var.
Keyifli okumalar....
Yanağımda hissettiğim hareketlilikle elimi yanağıma götürdüm ve yanağımdaki şeyi elimin tersiyle itekledim. Burnumun üzerindeki başka bir hareketlilikle elimi burnuma götürdüm ve gelişi güzel oynadıktan sonra yarım kalan uykuma devam ettim. Ama sanki birisi uyumamam için büyük bir çaba harcıyormuş gibiydi. Saçlarımla oynandığını hissettiğimde başımı sola doğru döndürdüm ve gözlerimi yavaşça araladım.
Gözlerimin önüne serilen o tapılası yüzü görmemle içten içe gülmüştüm, Poyraz suratındaki yarım gülüşüyle bana bakarken yüz hatlarımı aklıma kazıdım ve gözlerimi kapattım. Ben daha önce yaşıtlarım gibi birisiyle çıkmamış veya yakınlık kavramında bir harekette bulunmamıştım. Bu zamana kadar sadece babama aşık olduğumu düşünürdüm ama şuanda babamın bir rakibi olacak gibiydi yada olmayacaktı. Bu konu hakkında ufacık bir fikrim yoktu.
Ona belki bir kaç saat önce söylediğim şeyin pişmanlığını yaşıyordum. Evet aptallık etmiştim. En fazla iki gün öncesine kadar dünyayı Poyraz'a zindan etme planları kurarken şuanda Poyraz'a karşı bir şeyler hissettiğimi düşündüğüm yetmiyormuş gibi bir de bu durumu ayan beyan Poyraz'a söylemiştim.
"Uyanmayacak mısın?" fısıltıdan farksız sesi kulaklarıma dolduğunda duymamış gibi yaptım. "İmkansız diye bir şey olmasaydı..Her şey çok kolay ve basit olmaz mıydı?" gözlerimi hafifçe araladığımda düz bir şekilde yola baktığını gördüm. Dalgın ve düşünceli görünüyordu, cidden dediklerime kafasını takmış mıydı?
"Bence önemli olan imkansız var iken imkansızı başarmak.." alt dudağımı yavaşça dişlerken dudaklarından dökülecek bir kaç kelimenin vereceği mutluluğu iple çekiyordum. "Başka şartlar altında tanışmış olsaydık kesinlikle sana bu şansı verirdim, ama şartlar bu durum için uygun değil."
Uygun olmayan şartın ben.. "Önemli değil. Bir daha asla buna benzer bir şey duymayacaksın. En kısa zamanda da Doğa meselesini halledip hayatından çıkacağım." kemerimi çıkardıktan sonra kapıdan çıkacağım sırada durdurdu. Mutsuzluk ve umutsuzluk tüm benliğimi esir almışken içeride bir yerlerde varlığını korumaya çalışan umudum Poyraz'ın tek lafına bakıyordu ama o laf Poyraz'ın dudaklarından hiç bir zaman dökülmeyecek gibiydi.
"Şey.. Pazartesi sanırım üç tane sınav var. Derste genelde uyuduğun için haberin yoktur diye söyleyeyim dedim." başımı aşağı yukarı salladıktan sonra "Sağ ol." diye bilmiştim ardından Poyraz'ın elinden kurtulup arabadan inmiştim.
Evin Bahçe kapısından içeri girdikten sonra arkamı dönmek istesem de dönememiştim. Umutsuz ve sanırım birazda hayal kırıklığıyla evin kapısını açmış ve kapatmıştım. Şimdi bunalıma ve depresyona girmenin tam zamanıydı.
⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐
Her öğrencinin sınav kağıdını aldıktan sonra attığı bakışları atıyordum. Tedirgin ve ürkekçe, iki aylık bir konuyu tek sayfalık bir kağıda sığdırmaları büyük bir başarıydı. Kağıttaki sorulara onaylamaz bir şekilde başımı salladığımda herkesin harıl harı soruları çözdüğünü gördüğümde sınıftaki tek aptalın ben olduğum kanısına vardım.
Sınav yüzünden hoca herkesin yerini değiştirmişti ve bilin bakalım yanımda kim oturuyor? Sınıfın en tembeli Hakan! bende saten şans denen şeyden olsaydı her salladığım soru doğru çıkardı. Göz devirdim ve elime kalemi alıp bir şeyler yapmaya çalıştım. Sınava gireli hemen hemen on beş dakika olmuştu ve ben sadece üç soru yapabilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopatla Anlaşma
Humor"Ben siyahım. Sevmeyi bilmem hisslerim yoktur. Kimseye acımam." Kız ruhsuzca güldü. Haklıydı o acıma duygusunu olmayan koca bir manyaktı. "Kendini bilmen iyi bir şey bay ego yığını." bu lafı üzrine çocuğun suratında varla yok ara...