Çok güzel bir sesle gözlerimi araladım. Sabah ezanı okunuyordu. Babaannem geldi aklıma. Biliyordum gelmişti. Ve... sanırım hayatımı kabullenmiştim. Bu benim imtahanımdı. Ve bana da bu imtihana uymak düşerdi.
Belim çok kötü tutulmuştu. Belimi tutarak ayağa kalktım. Yüzümü buruşturarak banyoya girdip hemen musluğu açtım.
Abdestimi alarak üzerimi giyip namazımı kıldım. Şimdi konağa gitmeyi hiç istemesemde el mecbur eninde sonunda gidecektim oraya.
Kahvaltı yapmadan evden çıktım. Nasıl olsa evde yapardım.
Eve gittiğimde sorun olacağına adım gibi emindim. Kapıyı kilitleyip Yıldız'ın ipini çözüp üzerine bindim. Şalımın ucunu omzumun arkasına atarak atımın yularını çektim.
Her saniye içimdeki korku büyüyordu. Buna engel olacak değildim. Zaten neyin ne olacağı belliydi. Bol bol bağırır çağırırlardı. Gerekirse döverlerdide. Alışıktı onlar sinirini çıkarmaya.
Konağa yaklaştığımda arka arkaya birsürü araba vardı. Kaşlarım çatılmıştı. Yoksa... Birşey mi olmuştu?
Konağın kapısına yaklaşmamla korumaların hem şaşkın,hem de endişeli bir şekilde bana baktıklarını gördüm. İçim huzursuzlukla dolarken bir korumaya seslendim.
"Cafer abi sen atı alda, ahıra götür."
O kafasını sallayıp alırken bende içeriye girdim. Kimse daha beni fark etmemişti. Azad'da buradaydı. Sahi onun na işi vardı burada?
Resmen korumalara kükrüyordu.
"Bir kızı nasıl bulamazsınız lan, siz?
Ben size her yeri didik didik arayın demedim mi?"Kaşlarım istem dışı çatıldı. Beni mi arıyorlardı hâlâ.
Yengemin sesi kulaklarımda yankı yapınca ona döndüm.
"Aysira'm kızım sen neredeydin? Çok merak ettik."
Bağırınca herkesin bakışları bana döndü.
Abimin bana doğru geldiğini fark ettim o anda. İstem dışı korkuyla gerilerken ellerimde yüzüme siper oldu. Yanıma gelip birden tokat attı.
Kendimi yerde buldum. O...metalik tadı hissedebiliyordum. Ardından bacağıma yediğim tekmeyle iyice sarsıldım.
Gözlerim kararmıştı resmen. Kalkmaya dermanım yokmuş gibi ellerimi yerde ki mermere yasladım."Ulan sen ne hakla, benim olana tokat atıyorsun lan!"
Abim korkuyla ona döndü.
"Azad ağam a-"
"Kes!Berzan! bundan sonra benim olana el kaldırırsan o elini kırarım."
Ben onun falan değildim.
Sinirle yerden destek alarak ayaklandım. Elim dudağıma giderken sinirle tısladım."Bana bak Azad Ağa. Ben senin falan değilim. Bunu o beynine soksan iyi olur. Düğün denen birşeyde olmayaca-"
Gülerken çok korkunç görünüyordu. Hani...haince bir gülüşü vardır ya. Tıslarcasına. Öyle gülüyordu.
"Düğün olacak Aysira. Şimdi sen bunu o küçük beynine sok."
Tekrar ağzımı açıp birşey diyeceğim an babam yanıma gelip sessizce fısıldadı.
"Kızım, kendini düşünmüyorsan Esila'yı düşün. Cüneyt abini düşün,Berzan abini düşün! Evlat acısı yaşatma bize, kızım."
Ağlayarak bağırmaya başladım.
"Baba ya ben...Ben ne olacağım? Cüneyt abim mutlu mesut sevdiğiyle evlenecek. Ben hep, her gün öleceğim. Benim için üzülmeyecek misin?
Ben her gün diri diri ölüp biterken sen beni göz göre göre ölümemi yollayacaksın?
Gerçi... sen beni zaten öldürdün. Beni seçtiklerinde kabullenerek sen beni öldürdün!"Sesim avluda yakı yaparken acıyla iç çektim.
Bu sefer bakışlarımı abime çevirdim."Peki abi sen, sen ne yaptın?
Bana bu adamın önünde, bu adam için tokat attın! Tekme attın. Hani sen bensiz yapamazdın ne oldu?Hıçkırıklarıma engel olamıyordum. Buydu ihanet!
Buydu güvensizlik!
Ellerim titrerken dudağımı silmeye çalıştım."Hani benim göz yaşlarımı akıtanın canını alırdın. Ya hani benim abim .
Hatırlıyor musun? Ben daha küçükken serada oturduğumuzda örgü örmeye çalışıyordum. Elime iğne battığında yanıma gelip iğne batan yeri öpmüştün. Ben o an sadece benim abim iyiki var demiştim. Çünkü beni koruyup kollar zannediyordum. Ama sen ne yaptın. Beni ya AYSİRA'NI canım dediğini öldürdün. Sen aşağılığın, alçağın tekisin."Hıçkırıklarımı tutamazken hemen yanlarından geçip odama çıktım.
Odama girdiğim gibi kapıyı kilitledim. Kapıya yaslanarak yere oturdum. Derin içler çektim içime. Güçsüzleşmeye başladığımda
Kafamı semaya kaldırıp, sarsılarak ağlamaya başladım.
Biri kapıya vurunca Esila'nın sesini doldurdu kulaklarımı."Abla. Gelebilir miyim?"
Güçsüz sesimle reddettim.
"Esila yanlız bırakın beni.Hiçbirinizi görmek istemiyorum."
Elimde ki peçeteyle gözlerimi sildim.
"Abla lütfen, aç şu kapıyı! "
Sesimi yükselttim bu sefer.
"Esila yalnız kalmak istiyorum. Zorlama beni . "
Ses gelmeyince gittiğini anladım.
Yavaşça yerimden kalkıp lavaboya girdim. Abdestimi alıp namazımı kıldıktan sonra yatağıma girip gözlerimi kapadım. En azından uyku beni bu olanlardan bir süre kurtarabilirdi.
Belki... bir süre olanlardan soyutlanabilirdim.
Belki... artık uyanmazdım.
Evet doğru duydunuz!
Ölmek istiyordum. O derece acizdim artık. Ölsem kurtulabilirdim. Allah'ım... 'Kaldıramıyorum' bu yükü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel'in Göz Yaşları
General FictionGenel Kurgu içinde ilk 100. °(Sürekli değişiyor.) Gücünü yörenin gerçeklerinden alan ve uzak geçmişin kokusunu taşıyan bir töre...Hızla değiştirilen kızlar.. Ben hiçbir zaman o kızlar gibi olmamıştım. Şuana kadar Töre denen saçmalığa hiç boyun eğmem...