18. BGY🌸

14.2K 626 45
                                    

6,5 Ay Sonra

Gözlerimi araladığımda ilk dikkatimi çeken saat oldu. 13.23 e geliyordu. Ben bu kadar nasıl uyumuştum.

Doğumuma bir hafta kalmıştı ve ben davul gibi olmuştum. Doktorlar bu halime şaşırıyordu. Bu kadar nasıl şişmeme. Gerçi bende şaşırıyordum. Sahi nasıl bu kadar şişebiliyordum?
Beni bu düşüncelerimden ayıran telefon olmuştu.

Komidine doğru uzanıp telefonu elime aldığımda bilinmeyen numara olduğunu görünce şüpheyle onaylayıp ahizeyi kulağıma götürdüm. Azad işteydi. Şuan yanımda olsa o açardı.

"Efendim?"

Dedim. Karşıdaki adam sesi boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.

"Aysira hanım şimdi beni iyi dinle. Azad elimizde. Onu sadece sen kurtarabilirsin. Ve bebeğiniz. Bir saat sonra birazdan atacağım adreste ol. Tabi Azad'ı kurtarmak istiyorsan. Birine haber verirsen Azad ölür. Telefon dahi getirmeyeceksin. Tabi gelirsen. Ama şunu da düşün...bebeğin. "

dediğinde. Elim ayağım titremeye başlamıştı. Azad'ıma birşey olsa ben yaşayamazdım. Ya bebeğim? Ondan vaz mı geçecektim? Hıçkırarak ağlarken telefonum titredi. Hızla telefonun ekranına baktığımda adresi atmıştı.

Zar zor yataktan kalkıp hemen önüme gelen ilk tunik hamile elbisemi giyerek başımı hızla yaptım. Adresi aklımda tutarak gözlerimi silmeye çalıştım. Ama olmuyordu. Ya Azad'ıma birşey olursa. Bu düşünce bile ölmem için sebepken odadan hızla çıkıp aşağıya indim.

Korumalar vardı sadece. Nojin anneler tarlaya gitmişlerdi. Korumalar bana şaşkınca bakarken hemen kendi arabama binip gaza bastım. Ona birşey olmasına izin veremezdim. O benim yol arkadaşımdı. Canımdı. Kalbimdi. Ağlarken gözlerim bulanıyordu ama umursamıyordum. Azad'ımın ölmesine dayanamazdım.

Adrese geldiğimde zorla arabadan inip depo gibi duran büyük eski binaya girdim. Biraz ilerlediğimde
"Azad neredesin?" Diye bağırmaya başladım.

"Azad çık ortaya geldim işte "

diyerek hıçkırığıma boğulduğumda
birkaç adam yanıma gelerek kolumdan tutup içeriye doğru beni soktular. Bir tane genç adam bana gülerek bakarken eliyle alkışlamaya başladı.

"Demek ki Azad beyimizin eşi bu kadar safmış. Bu bizim yararımıza. Bir tane daha 'Dağdelen ' dünyaya gelemez. "

Bağırdığımda arkadaki adamlara işaret yaptı.

"Doktora söyle girsin artık içeriye uzandırın şu hanımefendiyi de"

Adamlar beni tutup sedyeyle doğru ilerletmeye başladılar. Hemen atağa geçtim.

" Bırakın beni. Yalvarırım, bebeğime birşey yapmayın"

Bağırmaya başladım. Bebeğimi benden alamazlardı. Yapmamalıydılar. Bir evladı anasından ayıramazlardı. Ağlayarak zorla ellerinden kurtulmaya çalışırken beni sedyeye uzandırdılar. Doktor yanıma geldiğinde

"Hayır"

Kaç kez bağırdım bilmiyorum. En sonunda beni dinlemeyerek istediklerini yapmak için harekete geçtiler. Kabullenmeyişim içinde ağlarken öksürmeye başladım. Canım yanıyordu.


Doktor uyuşturucu iğneyi çıkardığında hemen ellerimi olumsuz anlamda salladım.

"Uyuşturmayın "

Dedim. Doktor lafa girdi.

"Ama canınız çok acıyacak "

Dediğinde

Berdel'in Göz YaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin