"Iıııııııı. Iıııııııııııı."Gücüm tükeniyordu. Yüzümden terler akarken doktorumuz, Selda hanıma odaklandım.
"Lütfen biraz daha ıkın, Aysira'cım. Oğlun için tekrar çok güçlü bir ıkınma istiyorum. Yapabilirsin. Hadi. Bir. İki. Üç. "
Ağlayarak birkez daha ıkınmaya çalıştım.
"Iıııııııııııııııııııı"
Küçük ağlama sesi ameliyathane de yankı yapınca daha çok ağlamaya başladım.
Oğlum. Küçük oğlum benim. Dünyaya gözlerini açan, güçlü oğlum.
Doktor oğlumu uzandığım yerde kucağıma koydu. Onun dudakları yanağıma temas edince bir anda sustu. Onun güzelliğiyle ağlaya ağlaya öptüm onu.
"Cennet kokulu yavrum benim. "
Doktor biraz emzirmemi isteyince heyecanla göğsümü ağzına verdim. Küçük ağzı oynarken gülerek ağlamaya devam ettim. Üçüncü çocuğum da dünyaya gelmişti. Şükürler olsun. Efe ve Ecre'ye bir kardeş daha gelmişti. 'Dağdelen' aşiretinin bir veliahtı daha dünyaya gözlerini aralamıştı.
"Bu kadar yeter Aysira hanım. Biz bebeği temizleyip, kontrollerini de yapıp aileye teslim edeceğiz. Siz dinlenin. Uyandığınızda bebeğinizi rahatça sevebilirsiniz. "
Kucağımdan alınan bebeğime özlemle baktım. Kucağımdan bir saniye bile bırakmak istemiyordum. Çocuklarımla beni bir odaya hapis etseler, onlar olduğu sürece her yaşantıya razıydım. Onlar benim küçük meleklerim, canımın parçalarıydı. Birde Azad'ım tabii. O olmasa çölüme su damlatan olmazdı. Huzurlu ailemi düşünerek gözlerimi yumdum.
Gözlerim benden bağımsız birbirinden ayrıldığında odada ki topluluğa baktım. Şahmaran ve Dağdelen aileleri odayı doldurmuştu.
Ve hepsi bir şeyin başında toplanmıştı.Beni ilk fark kişi Nojin anne oldu.
"Güzel gelinim."
Herkes bana dönerken odanın kapısı tekrar açıldı. Azad önünde de Ecre ve Efe vardı. Beraber odaya girdiklerinde Efe'yle Ecre koşarak üstüme gelmeye başladılar. Onlar üstüme atlamadan Allah'tan annemler tutmuştu. Bu sefer temkinlice bana yaklaştılar. Efe dudağını büzerek bana baktı. Ecre zaten ağlıyordu. Ellerimi onlara uzattım. İkisi de ellerimi tutarak kafalarını tülbentimin üstünden boynuma yasladılar. Onlar ağlarken ikisininde başını okşayarak öptüm.
"Ne olmuş benim kuzularıma? "
İkisi de ağlamaya devam edince benim de gözlerim doldu.
"Ama siz ağlarsanız bende ağlarım."
Efe kafasını çekip yüzüme odaklandı. Kollarına yüzünü silip burnunu çekti.
"Kardeşimi hiç sevmicem. O seni ağlattı. Canını yaktı. "
Oda da olan aileye baktım. Onların yanında böyle şeyleri konuşmak çok ayıp olurdu.
Azad'a baktım. Bize bakıyordu. Gözleri dolu doluydu. Onu öyle görünce dolu olan gözlerimden yaş süzüldü. Canım eşimdi o benim.
Aile bireyleri tek tek oğlumuzu görüp ardından benim alnımı öpüp takıları takıp tek tek çıkmışlardı. Kalmıştık koca hastahane odasında ailecek.
Azad Efe'yi kucağına alıp beşiğin başına ilerledi. Efe inatla kardeşine bakmıyordu.
"Aslanım. Kardeşine küsüyorsan, önce kendine küseceksin. Ecrin'e küseceksin. Hepiniz annenizin canını yaka yaka doğdunuz. Sizin hiçbir suçunuz yok. Doğurmak için anneler böyle acılar çeker. Bende annemden doğarken babaannen çok acı çekti. Hepimiz acı çektirdik. Bu kural oğlum. Anladın mı? Şimdi kardeşinle tanış hadi. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel'in Göz Yaşları
General FictionGenel Kurgu içinde ilk 100. °(Sürekli değişiyor.) Gücünü yörenin gerçeklerinden alan ve uzak geçmişin kokusunu taşıyan bir töre...Hızla değiştirilen kızlar.. Ben hiçbir zaman o kızlar gibi olmamıştım. Şuana kadar Töre denen saçmalığa hiç boyun eğmem...