Gözlerimi yavaşca araladım. Azad'a baktığımda elleri üzerimde kafasını yastığa gömmüş uyuyor olduğunu gördüm. Başımın ağrısı beni kendimden geçirirken migrenimin tuttuğunu anladım. Ellerim başıma giderken sağ tarafıma baskı uyguladım. Sağ tarafım ful ağrıyordu.
Gözlerim kapalı başımı ovarken odanın kapısı yavaşca tıklatıldı.
Azad'ın elini üzerimden alıp yavaşca yatağa yasladım. Yataktan aldığım destekle oturur hale gelip komidinin üzerinde ki sabahlığı alıp üzerime geçirdim. Seri hareketlerle kapıya ilerlerken kapı tekrar tıklatıldı.
Hemen kapıyı araladım. Azad'ın erkek kardeşini görmeyi tabii ki beklemiyordum.
"Berat. Hayırdır İnşaAllah ?"
Utana sıkıla bana bakıp sessizce fısıldadı.
"Yenge, kusura bakma. Sabah sabah rahatsız ettim ama abimle anlaşmıştık. Erken çıkacaktık. Sanırım uyuya kaldı."
Kafamı sallayarak onu onayladım. Tebessüm etmeyi ihmal etmemiştim. Utanıyordu belli ki, bu saatte kapıyı çalmaya.
"Uyuyor evet. Uyandırayım ben onu. Kahvaltı yaptın mı?"
"Yenge afedersin ama daha kargalar bokunu bile yemedi. Saat sabahın 06.00'sı. Seher ablalarda uyuyor. İş yerinde yaparız."
Dediği lafa gülmeden edemedim.
"Ben gelip hazırlarım senle abine. Avluya geç sen."
Ellerini birbirine vurup güldü.
"Yaşa be. Kimin yengesi."
Gülüp kapıyı kapattım. Tekrar adımlarımı yatağa atarken bu sefer kendi tarafıma değil Azad'ınkine geçtim. Kolunu yavaşca dürterken konuştum.
"Azad. Hadi uyan. İşe geç kaldın. Hadi Azad."
Uyku mahrumu bana bakıp tekrar gözlerini kapattı.
"Azad hadi. Kalk çabuk."
Sinirle homurdanıp ayaklanırken mırıldanıyordu.
"Arkadaş uykuda bile rahat yok. Uyumak dahi yasak."
Güldüm onu izlerken. Önce dolabı açtı. Bakmaya başladı.
"Azad banyoya girmedin."
Birsüre dönüp bana baktı. Bu haline daha çok gülmeye başladım. Hâlâ uyanamamıştı belli ki.
"Aşkım hadi. Sen gir duşuna. Ben kahvaltınızı hazırlıyayım."
Kafasını sallayarak banyoya girerken bende önce onun dolabına ilerledim. Dolap kapısını açıp siyah takım elbisesini ve iç çamaşırlarını alıp yatağa bıraktım. Tekrar dolaba dönüp, kapaklarını kapatarak seri adımlarla odadan çıktım. Yazmamı düzeltirken hemen mutfağa girdim. Aygazın üzerinde ki demliği alıp içine bol su koydum. Tekrar aygaza bırakıp altını yaktım. Buz dolabının kapağını açıp tek rafta bulunan sadece zeytin, peynir ve yan tarafta bulunan yumurtayla, sucuğu aldım elimdekileri masaya dizerken yumurtayla, sucuğu tezgaha bıraktım.
Çay demlenirken yaptığım katmeri masaya bırakıp, yanına da sucuklu yumurtayı koydum. Tatlı bilerek koymamıştım. Ne Azad ne de Berat sevmiyordu tatlı.
Hazır olan çayı bardaklara boşaltırken içeri Berat'la, Azad girdi.
"Hadi masaya. Hazır herşey."
Gülerek bana bakan Berat heyecanla bana döndü.
"Ulan be. Ne şanslıyız dimi abi? Yengem tüm sevdiklerimizi yapmış. Kız yenge sen hergün bize hazırla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel'in Göz Yaşları
General FictionGenel Kurgu içinde ilk 100. °(Sürekli değişiyor.) Gücünü yörenin gerçeklerinden alan ve uzak geçmişin kokusunu taşıyan bir töre...Hızla değiştirilen kızlar.. Ben hiçbir zaman o kızlar gibi olmamıştım. Şuana kadar Töre denen saçmalığa hiç boyun eğmem...