21

239 30 3
                                    


Ayaz, Bihter ifadeye götürüldüğünden beri aynı şeyleri düşünüyordu; ağabeyi ölmemişti. Bundan belki de Bilge'nin bile haberi yoktu. Son konuşmalarına göre durum böyle görünüyordu ama yine de ona güvenmemesi gerektiğini hissetti. Evine girip de karşısında yine aynı kadını görünce, alayla gülümsedi. Elindeki poşetleri masaya bırakıp onun kendisine çevrilen gözlerine baktı. Önceki gibi değildi sanki ama değişikliğin ne olduğunu anlayamadı. " Bu eve her canın istediğinde nasıl giriyorsun sen? "

Kadın kafasını arkaya atıp güldü. " Burası benim evimdi. Bırak da bu kadarını yapayım. "

Koltuğa otururken, onun gülüşünü izleyip söylediği cümleyi düşündü. 'Burası benim evim.' Burası gerçekten onun eviydi, bir zamanlar. Başlardaki kızgınlığı geçtikçe daha sakin ve mantıklı düşünmeye başlamıştı. Öldüğüne inandığı karısı bir anda karşısına çıkınca, doğal olarak ona kızmış, kendisini aptal gibi hissetmişti. Ağabeyine olanlar yüzünden ilk etapta onu suçlamak kolayına gelmiş, acısını bu şekilde dindirebileceğini zannetmişti. Ona yaptığı haksızlığın farkına varınca yüzündeki gülümseme silindi. Bu kadınla onu sevdiğine inanarak evlenmiş, sonra evliliğinden sıkılmış ve kalbinin başkasına kaymasına izin vermişti. En ağırı da onun ölümünün arkasından üzülmeyişiydi. Böyle bir şeyi yaptığını, hissettiğini düşündükçe kendisini tanıyamıyordu. O zamanlar, bunun evlilikten kurtulma duygusunun bir getirisi olduğunu şimdi anlıyordu. Artık, ondan tüm gerçekleri, tüm çıplaklığıyla duymak istiyordu. " Bana anlatman gereken çok şey var. " dedi ciddiyetle.

Bilge derin bir nefes aldı ve gözlerini adama dikti. İkisinin sonu çok daha farklı, çok daha güzel olabilirdi, eğer aralarına başka bir kadını sokmasaydı. Ayaz sanki onun vedalaşmak için geldiğini anlamış gibiydi. " Bilmediğin pek bir şey yok. " dedi ona umursamazca. " Ağabeyin bana yardım etti. Beni kurtardığını düşündü ve bunu garantiye almak için beni sana uygun gördü. Seni, benim için harcamaktan çekinmedi. " dedi alayla. " Tabii buna harcamak diyebilirsen. Sonuçta bu işin başında, birbirimizden etkilenmiştik. "

Doğru söylüyordu. Buna harcanmak diyemezdi. Çünkü karşısındaki kadını istemişti, sevmişti, eksik kalan duygu aşktı. Geçici bir tutkunun ardından boş kalan yerini başka bir kadınla doldurmuş, ona saygı duymamış, ona haksızlık etmişti. Şimdi bunu geri alabileceği hiçbir şeyin olmadığını iyi biliyordu.

" Her şeyi ağabeyinle planladık. Hayatına girişimden, benim ölüm sahneme kadar, her şeyi. Her zaman iyi bir dost oldu. " diye devam etti Bilge. " Bihter'le beraber olurken, senin ona aşık olduğunu biliyordu. Umursamadı. Çünkü senin evli ve bana ait olduğunu düşünüyordu. Sonra... Ben kurtuldum. " dedi kesit kesit hatırladığı anıları düşünürken. " Yeni kimliğimle, yeni hayatımda mutluydum. Birkaç peruk ve güneş gözlüğü işimi hallediyordu. Ama ağabeyin o pisliğin kokusunu aldı ve bağımlısı oldu. Milyon dolarlar kaybetmişti. Bunu kaldıramadı, durumunu düzeltmek için aynı pisliğe girmekten çekinmedi. " dedi ciddiyetle. " Ağabeyini tanımıyorsun Ayaz. O bana karşı iyi bir dosttu, karısına iyi bir koca, oğluna iyi bir baba ve annesine iyi bir evlattı, evet, ama sadece bir zamanlar. Sonra değişti, hırsının kurbanı oldu. Aylarca hiç vicdan azabı çekmeden, gocunmadan bu işi yaptı. Binlerce insanın hayatıyla oynadı, Asya'dan, Avrupa'dan binlerce kızı köle gibi sattı. Sonra, sanırım gün geçtikçe karısına daha çok bağlandı ve vazgeçti. Çünkü tüm o kötü şeyler, onun karakteri değildi. Yanlışlar yaptı ama hepsinden pişman oldu. Kendisine geldi. Üniversitede tanıdığım adama ne yaptığını sorguladı. O andan itibaren sıyrılmaya çalıştı. Sonuç, ortada. "

Ayaz, nedense ağabeyiyle ilgili bir şeyler duymaktan artık sıkılmıştı. Kafasını koltuğa yaslayıp kadını süzdü. " Biz bu hikayenin neresindeyiz? " dedi birden. Bilge, ağabeyinin arkadaşıydı ve ağabeyi ona yardım etmeye çalışırken bambaşka bir dünyayla tanışmıştı. Ağabeyinin yaptıklarında bu kadının hiçbir suçu yoktu. O, kaybeden taraftı. Onun sebebiyle Aral'ın pisliğe bulaşmış olması, kadının suçu değildi. Kimse o adamı bir şeylere zorlamamıştı. Bunları düşündükçe ağabeyine hissetmeye başladıklarından ürktü. O yüzden hepsini aklının derinliklerine itmeye çalıştı.

Ölüm OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin