Karşısındaki yabancıya şokla bakarken, birkaç saniye içinde onun bir yabancı olmadığını fark etti. Eli titremeye başlamış, bardak parmaklarının arasından kaymıştı. Hayır, bu adam bir yabancıydı. Siyah gözleri ve koyu renk saçlarıyla kesinlikle o bir yabancıydı. Bir adım geriye çıkarak yabancıdan uzaklaştı. Nefes alması zorlaşmış ve göğsü düğümlenmişti. " Sen... " diye mırıldandı kısık sesiyle. Başı dönüyor, ayakta durmakta zorlanıyordu.
Aral, uzun zaman sonra karısına bu kadar yakın olmanın verdiği huzurun içindeydi. Bir yanı korkuyor, diğer yanı ona doğru koşmak istiyordu. Bir adım atıp Bihter'e yaklaştığı anda kadın elini kaldırıp onu durdurdu. " Bihter... " diye mırıldandı sıkıntıyla. Aynı anda kadın hıçkırarak merdivene çöktü. Onu öyle görünce adam içinde milyonlarca hücrenin yandığını hissetti. " Bihter... " diye mırıldandı yeniden ağlar gibi bir tonla.
" Sen bunu nasıl... Nasıl yaparsın... " diye inledi kadın. Sesi alçalmıyor, daha da yükseliyordu. Cam kırıkları ayaklarına batmış ve kanatmıştı. Fakat hissediyor gibi görünmüyordu. Daha büyük cam kırıkları ruhuna batmış, ruhunu kanatmıştı. Merdivenin başında dakikalarca ağlayıp, Aral'ın ona bir adım dahi yaklaşmasına izin vermedi. Genç adam kadının karşısında yere çökmüş, çaresizce onu izlemeye başlamıştı. Bir an önce onu kollarına almak, sarıp sarmalamak için yanıyordu ama bunu şu an yapabileceğini sanmıyordu.
Bihter, ağlamayı bıraktıktan sonra merdivende oturup dakikalarca sessiz bir şekilde cam kırıklarını izledi. Ayaklarından sızan kan yere bulaşırken parmak ucuyla dokunup temizledi. Uyuşmuş gibi hissediyordu. Gözleri şişmiş, burnu ve yanakları kıpkırmızı olmuştu. Elleriyle gözlerini kurulayıp bakışlarını yabancıya çevirdi. Karşısında öylece durmuş, ayaklarına bakıyordu. Ona ne söyleyeceğini düşündü, aklına hiçbir şey gelmedi. Halbuki hiç böyle olacağını düşünmemişti. Kocasının yaşadığını öğrendiğinde ve onu tekrar bulabilmek için işbirliği yapmayı kabul ettiğinde, bu anın hiç de böyle olacağını hayal etmemişti. Konuşacak çok şeyleri olduğunu düşündü, sonra hiçbir şeyleri olmadığını fark etti. Yaşananlardan öte ne olabilirdi?
" Duş al. " diye mırıldandı Aral'a bakmadan. Sesi kısık ve cılızdı. Duş al ve bu yabancıyı yok et, bana kocamı ver demek istedi fakat sustu. Karşısındaki yabancı ona kocasını veremezdi. Karşısındaki suçlu ona masum sevgilisini getiremezdi. Bunun acısıyla gözleri yeniden doldu. Aral ayağa kalkmadan kendisine yaklaşmıştı fakat onun yaklaştığını görünce kendisi ayağa kalkıp yeniden adamdan uzaklaştı.
Genç adam daha fazla ısrar etmedi. O da ayağa kalkıp merdivenden yukarı çıktı. Oğlunu görmek istiyordu fakat onun bu haldeyken kendisini tanıyacağından şüpheliydi. O yüzden kısa bir duş alıp giyindikten sonra Ege'nin yanına geçti. Küçük çocuk babasını hiç unutmamış, gülücüklerine kaldığı yerden devam etmeye başlamıştı. Onun hali Aral'ı da gülümsetti ve oğlunu kucağına alıp sıkıca sarıldı. Gözleri kapandı ve aynı anda gözlerinden bir iki damla yaş süzüldü. Bu çocuğa neler yapmıştı, kendisine ve aşağıdaki kadına neler yapmıştı? Nasıl büyük bir kötülüğün ev sahibiydi? Bütün bunlar yüzünden kendisini asla affetmeyecekti. İri yapılı, gösterişli halinin yerinde yeller esiyordu. Zayıflamış, yüzünde çizgiler oluşmuş ve çökmüştü. Çocuğu beşiğine bırakıp saçlarını öptükten sonra yeniden aşağıya indi. Karısı salonda durmuş bekliyordu. Ona yaklaştı ve yüzünü uzunca inceledi, eskisinden çok daha güzeldi.
Gerçekte, Bihter eskisinden daha güzel değildi. Yaşadıklarının etkisiyle ilk defa 50 kilonun altına düşmüş, elmacık kemikleri daha da belirginleşmiş, deyimi yerindeyse iskelete dönmüştü. Eskisinden daha güzel değil, hatta eskisine göre çirkin bir kadın olmuştu. Fakat adam bunu görmedi. Ondan uzak kalmanın verdiği hasret ve içinde hissettiği öldürücü aşk, ona kadını cennet bahçelerinden koparılmış bir elmadan daha güzel gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Oyunları
General FictionHayatını paylaştığı birini ne kadar iyi tanıyabilir insan ya da ne kadar uzaktadır ondan? Kaç gece yanında olur hiç uyanmadan? Bihter, çok sevdiği kocasının ölüm haberini aldığında, sona geldiğini düşünüyordu. Fakat bu son, onun için sadece yeni bi...