Jeonk: Okul panosunun önündeyim ve burada benden başkası yok
Jeonk: Alay mı ediyorsun aq
Jiminj: Seni kandırdığım yok sik kafalı
Jiminj: Sadece biraz geç kaldım
Jiminj: Bekle işte ne olacak
Jeonk: 5 dakikan var
Jeonk: Hızlı ol
---
Jungkook sırtını okul panosuna yaslamış bir şekilde Jimin'i bekliyordu. Yırtık kot pantolunu ve renkli tişörtüyle oldukça sade olmasına rağmen dikkat çekiciydi. Kızlar yanından geçerken kıkırdıyor yada cilveli bakışlar atıyordu. Jungkook'un ilgi alanı dışında olmaları kızlar için engel değildi tabi.
Okulda Jungkook'un eşcinsel olduğunu bilmeyen yoktu. Ama kimse yargılamıyordu. Sadece arada bir kötü bakışlara maruz kalıyordu, o kadar. Bulunduğu okul Kore'nin ünlü kolejlerinden biriydi. Burada Kore'nin en açık fikirli insanlarının çocukları okuyordu. Arada bir birkaç homofobik insanlanla karşılaşsa da bu çok nadir olduğundan kafaya takmazdı.
Jungkook panoda dakikaları sayarken Jimin evden yeni çıkmıştı. Saat sabah üçte yattığı için sonunun ne olacağını az çok tahmin edebiliyordu gerçi. Saat üçe kadar Taehyung ile konuşmuşlardı. Jimin Taehyung'u olduğu gibi kabullenebilmişti. Bunda o çocuğun yararının çok olduğunu biliyordu. Ona teşekkür borçluydu. Saatine baktığında buluşmak için sözleştikleri saatten yirmi dakika geç kalmakta olduğunu gördü. Koşmaya başladı.
Jungkook beklemekten sıkılmıştı. Jimin'i de merak ediyordu. Esmer Jimin önünden geçip gittiğinde Jungkook aslında kırmızı kafalı olanın daha şirin olduğunu düşündü. Tam bunları düşünürke havada uçuşan kırmızı tutamlar gözüne takıldı. Bu saçın kime ait olduğunu biliyordu.
Jungkook gülümsedi.
Jimin panonun önünde onu sırıtarak bekleyen Jungkook'u görünce teşekkür konulu konuşmasına kendini hazırladı. Yavaş adımlarla kendinden uzun küçüğüne yürüdü.
"Gelirken çilekli flasha benziyordun lan" sırıtarak konuştu uzun olan.
"Evet, her neyse işte. Seolhyun'la Hoseok'u ayırma konusunda yardımcı olacaksın değil mi?"
Jungkook'un onu gördüğünden beri bir türlü durmayan sırıtması daha da büyüdü. Bu çocuğun ısrarcı yönünü sevmişti. Ona ve arkadaşına yardım edecekti. Onu tanıyordu. İyi bir çocuktu. Hoseok gibi popüler birinin Taehyung'u tanımadığından emindi. O çocuk bulunduğu yerde varlığını çabucak hissettirebiliyordu ancak Hoseok sadece kendi gibi popüler olduğunu sanan beyinsizlerle takılırdı.
"Yardım edeceğim Jimin. Şimdilik görüşürüz."
Jungkook arkasını dönüp yürürken Jimin hala ona teşekkür etmediğini fark etti. Uzun boylunun arkasından bağırdı.
"Teşekkürler!"
Etraftaki tüm herkes Jimin'e dönmüştü. Jungkook arkasını döndü.
"Ne için?"
Jimin soruyu cevaplamamayı seçerek şirince omuz silkti. İlk defa o zaman gülümsedi kısa boylu. Ve arkasını dönüp yürümeye başladı.
Jungkook onu gözden kaybolana kadar izledi. Liseli ergenler gibi kıkırdamamak için kendini zor tuttu.
Jimin tam onun tipiydi.