Hoseok odadan gelen çığlığı duyunca açılmayan kapıyı bir kere daha zorladı. Kapıya omuz atıyordu. Açılmadı. İçeriden Taehyung'un durması için bağıran sesi duyuluyordu. Kapıya omuz attı.
"Ne yapıyorsun hayatım? Buraya gel."
Seolhyun kapıya omuz atan sevgilisinin kollarından tutup kendine çekti. Burnuna küçük bir öpücük kondurdu. Tekrar salona gitmek için çekti. Hoseok gitmek istemiyordu. Taehyung bir sürtük olabilirdi, bir sürü insanla yatmış olabilirdi ama Hoseok onun istemediği birisiyle yatmasını istemiyordu. Kendisinin olsun, sürekli onu sevsin istiyordu. Üstelik Taehyung itiraf etmişti, ona aşıktı. Onu burada bırakamazdı. Sevgilisinin dudaklarını kısa bir süreliğine esir aldı. Ardından kızı gitmesi için yumuşakça ittirdi. Taehyung'un çığlığı duyuldu. Seolhyun fazla üzerine gitmedi. Son zamanlarda garip davranıyordu ve artık bu hareketlerine alışmaya başlamıştı. Salona yöneldi.
"Yapma! Bırak beni!"
Çocuğun haykırışları devam ederken kapı sert tekmesiyle yere serildi. Mark Taehyungun kasıklarının üzerine oturmuştu, kollarını yukarıda birleştirmiş ve sıkıca tutuyordu. Çocuğun kollarındaki morluklar anında dikkat çekiyordu. Üzerindeki tişört vahşice yırtılmıştı. Mark ise sadece pantolonuyla duruyordu.
Hoseok fazla güvendiği sol yumruğuyla çocuğun gözünü hedef aldı. Mark'ın yatağın diğer tarafına devrilmesi üzerine Hoseok üzerine çıktı ve yumruklarını beyaz yüzün her bir santimetre karesine işlemeye başladı. Mark çocuğun ellerini sıkıca tutup üzerinden savurdu. Hızla kırılmış kapının içinden geçip odayı terk etti. Hoseok arkasından koşmak için yeltendi ancak kollarındaki baskı onu geri döndürdü.
"Yapma."
Başka bir şey söylemedi çocuk. Hoseok onun morarmış ellerini öptü ulusca. Kapı kırıktı, biri görebilirdi. Umursamadı. Morlukları iyileştirebilirmişcesine öptü. Taehyung büyük olana itiraz etmedi. O kadar uzun süredir aşıktı ki, artık iradesini onun hareketlerinde kaybetmişti.
"Yarın ne olacak bilmiyorum sadece benimle bu gece benimle kal. Yapamaz mısın?"
Hoseok sakince itiraf etti. Taehyung ikinci seçenek durumuna düşüyordu. Elde var gibi. Ama bunu zaten biliyordu. Seolhyun varken Taehyung asla ilk seçenek olamazdı.
"Yapamam."
Tek bir kelime. Çoktan cevabını bildiği bir soruyu büyük umutlarla sormuştu Hoseok. Onunla olmayı delice istiyordu. Seolhyun'u yarıda bırakamazdı. Bunu da biliyordu. Taehyung kalbinde saklı kalmalıydı yalnızca. Kimseden habersiz. Bu duyguya ne denir bilemedi. Bağımlılık? Doğru kelime bu olabilirdi. Hoseok Taehyung'a delice bağlıydı. Kalbi başkasına ait olsa dahi her bir hücresi Taehyung'a bağımlıydı.
"Benden vazgeçemeyeceksin Taehyung. Çoktan bana geri dönülemez şekilde aşık oldun. Unutma, şu an olmasa bile gelecekte mutlaka yollarımız kesişecek. O zamana dek beni unutmana izin vermeyeceğim."