|43|

9.1K 838 366
                                    

Sıkıntıyla iç geçirdi, partileri eskiden severdi. Şimdi sadece gürültülü yerler gibiydi. Herkes birilerine sürtme derdindeydi. Kimsenin gerçek anlamda hislere önem verdiği yoktu. Jungkook eskiden bu ortamı nasıl sevdiğine hayret etti. Okuldakilerin çoğu baba parası yiyen züppelerdi. Arada iyi kalpli olanlar da çıkıyordu tabii. Yine de çoğunlukla kişiliği bozuk insanlar vardı okulda.

"Hoseok, şuraya bak Seolhyun geliyor"

Arkalardan birinin bağırışını işitti. Seolhyun tüm ihtişamıyla kapıdan giriyordu. Jungkook düz olsaydı belki onun bile ilgisini çekebilirdi. Hoseok gülümsedi ve ayaklandı. Sevgilisinin yanına gidip yanaklarına küçük birer öpücük kondurdu. Jungkook Hoseok'un hislerinden emin olamıyordu. Seolhyun'a aşık gibiydi ama bazen onu Taehyung'a bakarken yakalıyordu. Bakarken farklı bir dünyaya dalıyordu.

Youngji oturmaktan sıkılmıştı. Jungkook'un ellerinden tutup piste itti. Elleri uzun boylunun her tarafında dolaşıyordu. Dans buna mı deniyordu? Gayet ahlaksız bir şey gibi gözüküyordu oysa dışardan. Jungkook ellerini Youngji'nin ellerinin üzerine koydu. Başka türlü nasıl kızın ellerini durdurabileceğini bilmiyordu. Şarkı oldukça slow olmasına rağmen kız ilgi çekmek için abartılı hareketler sergiliyordu.

Kapı tekrar açıldı. The Pretty Reckles-You kulaklara çınlarken içeri girdiler. Taehyung gördüğü ilk görüntünün sarmaş dolaş dans eden Hoseok ve Seolhyun olmasını istemezdi. Yüzünü buruşturdu. Jimin için dayanması gerekiyordu. Jimin onun delice fikrini nasıl kabul etmişti bilemiyordu. Ancak sonuç olarak kabul etmişti. Taehyung bundan sonra her zaman Jimin ile birlikte olacaktı. Diğer arkadaşlarını sevse de Jimin onun için kardeş gibiydi. Onun için yapamayacağı şey yoktu.

"Selam millet, bensiz eğlenemeyeceğinizi düşündüm."

Jimin bağırdı. Yüzünde alaycı bir gülümseme vardı. Taehyung şaşırdı. Jimin gülümsüyordu. Planı harfi harfine uyguladığı sürece tüm bu iğrenç insanlara umursamadığını gösterebilirdi. Jimin'in daha iyi hissetmesini istiyordu. Plan bundan ibaretti. Herkese umursamadığını göster, onlara sana davrandıkları gibi davran.

Gözler üzerlerindeydi. Jimin daha önce hiç bu kadar yakışıklı terimine yaklaşmamıştı. Yırtık siyah pantolon bacaklarını sımsıkı sarıyordu, kahverengi kemeri pantolon ile oldukça uyumlu duruyordu. İçinde siyah bir tişört vardı, onun üstünde ise haki asker gömleği. Saçları turuncunun daha koyu bir tonuydu artık. Kırmızı denebilirdi. Çok seksiydi. Kesinlikle her iki cins içinde ağız sulandırıcı duruyordu.

Müzik değişti, hareketli bir şeyler çalmaya başladı. Taehyung onlara bakan gözler eşliğinde pistte çıktı. Hoseok gözlerini ayıramıyordu. Seolhyun yanında ışıltıyla parlarken dahi Taehyung'dan gözlerini alması imkansız gibiydi. Çocuk kalçalarını onu davet edermiş gibi sallıyordu. Hoseok yutkundu. Taehyung ellerini kendi vücudunda gezdirirken bir yandan da müziğe uyumlu olarak salınıyordu. Çocuğun biri kimsenin ne diyeceğini umursamayarak Taehyung'a yaklaştı. Penisinin kabarmasını sağlayan hareketler yapan çocuğu kendine çekti. Etraftakiler bakıyordu. İsmi Mark olan, Taehyung'un kalçalarını avuçlayarak kendine bastırdı. Hoseok kalbinde bir şeyler hissetti. İçinden geçen tek şey Taehyung'u çocuğun elinden almaktı. Dudaklarını onunkilere mühürleyip "o benim" diye bağırmak istiyordu. Taehyung ona ahlaksızca dokunan çocuğa karşılık verdi. Sanki eğleniyormuş gibi kollarını çocuğun boynuna dolayıp vücutlarını daha çok birleştirdi. Mark sessizce inledi.

O sırada Jimin onlara bakanlara aldırmadan servis masasından biri bira alıp dudaklarıyla buluşturdu. Jungkook ağzı açık ona bakıyordu. Günlerdir mimik oynatmayan çocuk önünde bira şişesi ile etraftakilere bakışlar atıyordu. Alaycı bakışlar. Jimin gözüne kestirdiği çocuğa yaklaştı. Çocuğu tanıyordu. İsmi Junhong'du ve yaklaşık olarak Jimin'den 20 santim uzundu. Çocuğa ayaklarının ucunda ulaşıp ağzındaki birayı diğerinin ağzından aşağı bıraktı. Çocuk şaşırmıştı. Herkesin ezdiği Park Jimin onu şehvetli bir şekilde öpüyordu. Eğer karşılık verseydi Jimin'e yapılanlar ona da yapılarbilirdi. Jimin'in ellerini vücudunda hissettiğinde kaygılarını sonlandırıp sert öpüşüne daha sert karşılık verdi.

Bazı kızlar pistte çıkıp bir şey yokmuş gibi dans etmeye devam ettiler. Neredeyse hepsi sarhoştu. Mark hala Taehyung ile ahlaksız haraketler yapıyordu. Taehyung'u masaya yaslamıştı. Hiçbir kaçış yolu olmayan Taehyung alt tarafını müziğin ritmine uygun olarak kendine sürtene karşı zevk alıyormuş gibi yapıp inliyordu. Hoseok çıldırmak üzereydi. Taehyung kafasını geriye yatırıp inlerken, Hoseok ona zevk veren kişinin kendisi olmayışı gerçeğiyle kafayı yiyordu. Seolhyun etrafa anlamayan gözlerle bakıyordu. Jimin ve Taehyung sadece beş dakikada ortalığın altını üstüne getirmişti. Tüm herkes durmuş onları izliyordu. Sarhoş olanlar o ikisine katılmıştı. Mark ile Junhong kollarındaki çıtırların tadını çıkarıyordu. Jimin Jungkook'u görünce Junhong'un dudaklarına son bir öpücük kondurup çocuğun kollarından uzaklaştı.

Elindeki birayı ona çekingen bakışlar atan Lime'a verdi. Verirken kıza göz kırpmayı ihmal etmemişti. Kollarını açarak ayakta duran gence yaklaştı. Jungkook Jimin'in ellerini omuzlarında hissettiği an afalladı. Sevdiği adam ona sarılıyordu.

"Beni gördüğüne pek sevinmiş gibisin"

hater;;kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin