53☄Final

11.7K 1K 1.1K
                                    

Bir hafta. Jimin'e kısacık gelen bir hafta. Jungkook'un yaşamının en güzel bir haftası. Okuldakilerin onlara garip bakışlar attığı, bazılarının onları yakıştırdığı, bazılarının onların hislerini iğrenç bulduğu bir hafta. İkisinin onları önemsemediği, hislerinden başka hiçbir şeyin önemi olmayan bir hafta. Aynı zamanda Taehyung'un en kötü bir haftası. Hoseok'un nişanlandığı bir hafta. Taehyung'un ,okuldaki diğer herkes gibi, perşembe günü sırasında süslü bir davetiye bulduğu bir hafta. Taehyung'un Jungkook'u affettiği bir hafta.

Jungkook sevgilsinin evine gelirken bunarı düşünüyordu. Jimin içerideydi ve onu bekliyordu. Kapı çalınınca son kez aynadan saçını düzeltip kapıyı açtı. Jungkook gülümsedi, Jimin kaslarının istemsiz gerildiğini hissetti.

"Geç kalıyoruz Jimin. İlk derse yetişemeyiz belki de?"

Karşısındaki oğlana sitemle söylendi. Jimin şirin olduğunu düşündüğü bir gülümsemeyle cevap verdi. Çantasını almak için arkasına dönerken göz devirdi. Çantasını omzuna atıp kapıyı çarptı. Yürümeye başladılar. Yol tahminen on beş dakika sürerdi. Jungkook daha önce hiç denememiş olmasına rağmen Jimin'in fazla tepki vereceğini bildiği bir şey yaptı. Parmaklarını minik parmakların arasına geçirdi ve elini sıkıca tuttu. Gitmesinden korkarmış gibi. Jimin şaşkınlıkla çocuğa döndü. Elleri daha saniyler geçmesine rağmen terlemişti. Yanakları yanıyordu. Utanç kelimesi vücudunda hayat buldu. Jungkook kalbinin sarsıntısını ve içinde patyalan alevleri umursamamaya çalışarak sevdiğine döndü.

"Bıraksana elimi, biri görecek aptal."

Jimin diğerlerini umursadığı yoktu. Toplum o sokuk düşüncelerini kendine saklayabilirdi. Ancak içinde büyüyen heyecan yavaş yavaş Jimin'i uyuşturacak hale getiriyordu ve Jimin Jungkook'un onun bu haliyle alay edebileceği düşüncesiyle sinir olmuştu. Jimin soğuk kanlı olmak istiyordu ve Jungkook onun sınırlarını zorluyordu.

"Ne var sanki? Sevgilimin elini tutuyorum."

Jimin endişeyle iç çekti. Kendine ve duygularına hakim olamıyordu. Aslında Jungkook'la tanıştığından beri Jimin'in duygularına hükmeden kendisi değil, Jungkook'tu. Jungkook bunun farkındaydı ve yeri geldiğinde çekinmeden kullanıyordu bu özelliğini. Jimin'i kıskandığında ,onun bir daha asla birine bu kadar güzel gülümsememisini istemişti. Jungkook onun duygularının kralıydı, Jimin'in kalbi ise Jungkook'un imparatorluğuydu. Jimin'e öfkelendiğinde, onu duvarla arasına almış ve içindekilerini çocuğun yüzüne haykırmıştı. Çünkü o gün Jimin bir kızın omzuna elini atmıştı. Jimin'e göre bir sorun yoktu. Lime onları yakıştıran bir kızdı ve Jimin'e onları hep destekleyeceğini söylemişti. Duvarla Jungkook arasında sıkışmış olan Jimin hayret etmişti, Jungkook'a olanları anlattığında uzun olan anında pişman olmuş ve Jimin'den özür dilemişti.

Jimin aklına dolan anılarla gülümsedi. Jungkook'a döndü ve önemsiz anlamında omuz silkti. Kabullenmişti yine. Ellerini saran ellere karşılık verdi ve bir gün onlardan ayrı kalabileceği düşüncesiyle irkilerek ellere daha sıkı tutundu.

Okuldan içeri girdikleri zaman, her zamanki gibi bakışlar onlara dönmüştü. Lime ve Yoongi ikiliye bakarak gülümsediler. O ikisinin de araları iyiydi. Yoongi Jin'den sonra ilk defa biriyle arkadaş olduğu için iyi hissediyordu.

Seunghoon ve onun arkadaşları yüzünü buruşturdu. Çete yaslandıkları duvardan ayrılarak okul binasına girdiler. Ama aralarından biri ,turuncu saçlı oğlan, diğerlerine fark ettirmeden arkasına döndü. Sorun yok dercesine baş parmağını yukarı kaldırdı ve ikiliye gülümsedi. Jimin çocuğun gülümsemesine karşılık verdi.

hater;;kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin