"Imhh daha sert!"
Taehyung ona sürtünen çocuğa hitaben söyledi. Asıl amacı gözlerinin içine sinirle bakan Hoseok'un vereceği tepkiyi ölçmekti. Parti son hız devam ediyordu. Seolhyun arkadaşlarıyla yukarı kata çıkmıştı. Jimin Jungkook'un gözü önünde Junhong ile yiyişiyordu. Sarhoş olanlar ikilinin yanındaydı, dans ediyorlar yada etrafı dağıtıyorlardı. Bazıları Jimin geldikten sonra gitmişti, bir kısmı ise durup onları izliyordu. Herkes şaşkındı. Ama en çok Jungkook. Kendisinden iğrenen çocuk şimdi başkasıyla oynaşıyordu. Ne yapacağını bilemiyordu.
Hoseok gördükleriyle oturduğu yerden kalktı. Sinir kat seviyesi en üstlerdeydi. Mark denen çocuk ellerini Taehyung'un pantolonun içinde dolaştırıyordu. Taehyung oldukça rahatsızdı, bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye çalışıyordu. Hoseok onların yanına gelemeden Mark Taehyung'u yandaki odalardan birine çekti. Onu sabaha kadar becerecekti. Tatlı kıçını dağıtmak istiyordu. Hoseok çocuğun amacını anlamıştı. İkisinin arkasından gitti.
Bu sırada Jungkook şoktan daha yeni çıkabilmişti. Jimin'in yaşam belirtileri göstermesi, çekici giyinişi, yaptığı haraketler, bir erkeği öpmesi ve hatta gülümsemesi Jungkook için ölüm sebebiydi. Ona dur demesi gerekiyordu. Karşısındaki çocuğun kucağında inlemesine tahamül edemiyordu. Oturduğu yerden kalkıp ikilinin olduğu koltuğa yaklaştı. Youngji'nin arkasından bağırdığını duyuyordu ama önemsemedi. Taeyong'a müziği durdurması anlamına gelen bir işaret yaptı. Birkaç saniye içerisinde kulakları ağrıtan müzikten geriye fısıldaşmalar kaldı. Jimin'in kolundan sertçe tutup çocuktan ayırdı. Kırmızı saçlının öpüşmekten kırmızılaşmış dudakları son derece çekiciydi. Gözlerini dudaklarından kaldırıp büyüğün gözleriyle buluşturdu.
"Defol git Jimin. Burada işin yok."
Arkadan Jungkook'u desteklediğini belirten sesler duyuluyordu. Junhong tepki almamak için ortamdan sıvıştı. Jimin ayağa kalkıp uzun boylunun hizasına geldi. Yüzünde yine o alaycı sırıtış vardı.
"Ne yazık daha eğlence başlamamamıştı bile"
Şirince konuştu. Kimseye umursamadığını haykırmak istiyordu. Gereksiz insanların gereksiz düşüncelerini artık umursamıyordu. Jungkook'un yaptıklarına hala alışabilmiş değildi. Çok ağır geliyordu ödediği bedel. Bazen kalbini bu kadar acıttığı için duygularından şüphe ediyordu.
Jungkook aklına ilk geleni söylemeye gayret ediyordu. Yoksa karşısındaki minik bedeni kollarının arasında sarmalaktan alamayacaktı kendini. Jimin onu büyülüyordu.
"Git sürtüklüğünü başka yerde yap burada sana yer yok."
Soğuk olmaya özen göstermişti. Ama çok hafif buğulu gözleri onu ele veriyordu. Jimin parmak uçlarına yükselip ağzını uzun boylunun kulak hizasına getirdi. Dışardan bakan biri ne konuştuklarını duyamazdı.
"Jungkook sen gerçekten garip birisin. Benden sana bir öneril yapmak istediğin şeyi yap. Yarının garantisi yok çünkü"
Jimin'in fısıltıları Jungkook'un kulağını delerken ellerini onun beline attı. Jimin haklıydı. Yapmak istediği şeyi yapacaktı.