|49|

9.2K 872 541
                                    

"Bu çocuk ne halt yemeye çalışıyor?"

Taehyung sinirle soludu. Jungkook okula girdiğinden beri Jimin'e yaranmaya çalışıyordu. Ona laf edenlere kötü bakışlar atıyordu. Okuldakileri etrafına toplamış ve onlara olayları unutmalarını, Jimin'e daha fazla yüklenmemelerini istemişti. Taehyung bir gariplik seziyordu.

"Bilmiyorum dedim ya, üzerime gelme Tae."

Jimin aşağı indirdiği kafasını hafifçe doğrultarak konuştu. İnsanlar ona bakıyor, bazıları giderken özür diliyor, bazıları ise kötü davranmaya devam ediyordu. Jimin aldırmıyordu.

Yoldan geçip giderken müzik sınıfındaki çocuğu gördü. Min Yoongi. Tüm bu olaylar olurken Yoongi ona tek kelime dahi etmemişti. Derste konuşurlardı ama asla o konuyu açmazdı. Yoongi ona arkadaşı gibi davranıyordu. Suskun biriydi, yine de arada gülümserdi. Jimin onun okulda-Taehyung dışında- tek arkadaşıydı. Çocuk Jimin'i fark edince, yanına doğru gelmeye başladı.

"Jimin, bugün ders boş olacak. Müzik hocası gelmemiş. Haber vereyim dedim."

Jimin yeşil saçının onu düşünmesine sevinmişti. Ona gülümsedi. Taehyung Jimin'in sonunda bir arkadaş edinmesine sevinmişti. İkiliyi yalnız bırakmak adına onlara el sallayıp sınıfına gitti.

"Tamam ama ders boş ise ne yapacağız? Evlerimize mi gideceğiz?"

Jimin merakla sordu. Yoongi gülümsediği anda Jungkook bahçeye çıktı. Önündeki manzara hoş değildi. Jimin ellerini sırt çantasının kollarına koymuştu, kafası eğikti ve gülümsüyordu. Karşısındaki çocukta gülümsüyordu. Jimin artık her ne dediyse yeşil saçlı çocuk kahkaha attı ve elini Jimin'in omzuna koydu. Jungkook terlemeye başladı. Ellerinin titterdiğini hissetti. Kalbinde sıcacık bir baskı oluştu.

"Hayır Jimin müdür izin verir mi sanıyorsun?"

Jimin onu doğruladı. Taehyung'un yanına gitmek üzere ayrılacakken Yoongi'nin omzundaki eli durdurdu onu.

"İstersen çıkışta FiFa oynamaya gidebiliriz?"

Yoongi teklifini şirince sunmuştu turuncu oğlana. Aslında ilk başta Jin'i davet etmişti ancak en yakın arkadaşı-Yoongi için arkadaşan ötesi- onu ekmişti. Yeni arkadaşlar edinme konusunda becerikli sayılmazdı. Yine de Jimin uzun süredir arkadaşı sayılabilecek biriydi. Jin ona birkaç arkadaş edinmesi önermişti.

Jimin kararsızdı. Yoongi ile arkadaş olmak istediğinden onaylayacaktı teklifini.

"Hayır gidemezsiniz. Jimin çıkışta bana gelecek. Şimdi ikilesen iyi olur."

Jungkook Jimin'in ağzını açmasına izin vermeden konuştu. Elini kısa olanın omzuna atmıştı. Bunu yaparken de Yoongi'nin Jimin'in omzunda olan elini sertçe ittirmişti. Jimin utançtan yerin dibine girebileceğini düşündü.

"Pekala o zaman, sonra görüşürüz Park."

Yoongi tekrardan soğuk sesine döndüğünde aynı zamanda arkasına da dönmüş okul bahçesinden çıkıyordu. Arkadaş edinmek cidden zordu ona göre. Fazla uğraşmayacaktı. Yüzünü buruşturdu.

O sırada Jimin Jungkook'un kollarının altından çıkmaya çalışıyordu. Yoongi'nin gidişine üzülmüştü. Onunla arkadaş olmak istiyordu. Hızla Jungkook'un kolunu omzundan ittirdi.

"Ne yapmaya çalışıyorsun? Yoongi'ye kaba davrandın. İzninle gidip ona buluşabileceğimizi söylemeye gidiyorum."

Jimin daha tek adım bile atamamışken Jungkook kolundan tutup onu kendine çekti. Sert tutuşu yüzünden Jimin'in canı acımıştı. Ayrıca çekişi yüzünden Jimin'in kafası Jungkook'un omzuna gelmişti. Jungkook tabiki bu fırsatı değerlendirecekti. Ellerini küçüğün sırtına dolayıp daha çok çekti onu kendine. Şimdi tek taraflı da olsa sarılıyorlardı. Jimin etrafta kimsenin olmayışına şükretti. Ellerini Jungkook'un omzuna yerleştirip onu ittirmeyi denedi. Jimin güçlüydü, Jungkook'u kolayca ittirebilmişti. Bedenleri ayrıldığında Jimin ona döndü, parmağını çocuğun yüzüne doğrulttu. Son zamanlarda bu haraketi çokça tekrarlamak zorunda kalıyordu. Sesini yükselterek konuştu:

"Senin derdin ne? Bir daha bunu yapayım deme bile. Hem sayende arkadaşımla aram bozuldu. Defol git."

"Gitmeyeceğimi kaç kere söyleyeceğim Jimin? O ucubeyle arkadaş olmana gerek yoktu, sana ne amaçla yaklaştığı belli değil mi? Neyse, bu konuyu uzatmayacağım."

Jimin sinirlenmişti. Uzun olanın yakalarını tutup duvara çarptı. Etrafta kimsenin olmayışı işine geliyordu çünkü eğer biri onları görseydi yanlış anlayabilirdi. Jungkook pişkin sırıtmasıyla ona bakıyordu. Boğazı sıkılmasına rağmen bu kadar pişkin olabilmesine hayret ediyordu Jimin. Jungkook onu daha da hayret içine sokmak adına seri hareketlerle yer değiştirdi. Şimdi Jimin Jungkook ile duvar arasında sıkışmıştı. Jimin nefesini tuttu. Jungkook çok yakındı. Kısa olan diğerinin bedenini hissedebiliyordu. Alt taraflarını birbirine sürttüğünde Jimin gözlerini sıkıca yumup onu ittirmeyi denedi ancak bu sefer başaramamıştı. Jungkook kafasını eğdi ve dudaklarını diğerinin kulak hizasına yaklaştırdı. Sıcak nefesini boynuna üflediğinde küçük olan ağzının içinde inlemişti. Küçük ve sessiz bir inleme bile olsa Jungkook duymuştu.

"Homofobik biri olarak, hareketlerimden zevk alman arsızca değil mi?"

Bedenini kontrol edemeyen beden konuştu. Jimin onu deli ediyordu. Kızarmış yanaklarını saklamak için başını omzuna gömmüşken büyüleyici gözüküyordu ve Jungkook onun bu kadar dayanılmaz olmasına lanetler ediyordu.

"Kaç defa söylemem gerek bilemiyorum ama ben homofobik değilim artık. Bu yüzden şöyle söylemeyi kes. Ve hemen üzerimden çekil yoksa kötü olur."

Jungkook duyduklarıyla kıkırdadı. Jimin çok tapılası bir ses tonuna sahipti. Minnacık bir çocuğun sesi bile onunkinden daha olgundu. Jungkook küçük olan onu tehdit ettiğinde ciddiye alamıyordu. Ellerini duvardan çekip Jimin'in yanaklarına koydu. Gözleri birbirine kenetlenmişti.

"Benden etkileniyorsun. İnsan hoşlanmadığı birinden etkilenmez, yanılıyor muyum? Jimin bence artık bu kadar yeter. Senden son bir şey isteyeceğim ve sen kabul edeceksin, tamam mı?"

Jimin kabul etti. Jungkook'tan hoşlandığını da bir erkekten hoşlandığını da, hepsini kabul etti. Jimin ondan hoşlanıyordu Bunu zaten çoktan kabul etmişti.

Her gördüğünde kalbinin titremesine neden oluyordu, sözcükler boğazına diziyordu, yüzü bu kadar yakın olduğunda dudakları diğerinin dudaklarını hissetmek için yalvarıyordu, vücut sıcaklığı anında yükseliyordu, elleri terliyordu. Jimin bu hisleri daha önce kimseye hissetmemişti. Ne bir kıza ne de bir erkeğe.

Jimin her şeyi kabullenmişti ancak şimdi de Jungkook vazgeçmişti. Son bir şey söylemekten bahsediyordu ve Jimin bunun bir elveda olduğunu düşündü. Duygularını söyleyip kendini gurursuz göstermeye niyeti yoktu. Bu yüzden olumlu anlamda kafa salladı.

"Erkek arkadaşım ol ama bu sefer gerçek olsun."

hater;;kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin