"KyungSoo lütfen ara verelim. Bak bundan sonrasını kendim okuyarak da halledebilirim. Çok sıkıldım. Saatlerdir ders çalışıyoruz.."
" Olmaz. Senin yüzünden kendi bedenime dönemediğim gibi 100 terlik yedim. "
" KyungSoo gerçekten artık beynim almıyor.. Hadi biraz da film izleyelim. Oyun oynayalım bilgisayarda.. Ya da çıkıp gezelim.. "
" Yani ders çalışmayalım da ne yaparsak yapalım.."
" Evet.. "
" İyi tamam. Ara verelim.. Ama bu bozuk havada hiç dışarı çıkmak istemiyorum .."
" Bir şeyler yiyip içelim. "
" Olur.."
Jongin ve KyungSoo birlikte mutfağa giderken büyükanneyi salon da yine belgesel izlerken buldular..
Atıştırmalık ve içecek bir şeyler alıp Büyükanne ile belgesel izlemeye karar verdiler."Büyükanne yine mi penguenler ?"
" Evet. Bu yayını kaydettim. En sevdiklerimden. Bak bunlar kral penguen yavruları. Şu yavru da annesini kaybetmiş sürünün içinde. Yavrusu olmayan anne penguenler onu yavru olarak almak istiyor. Altlarında keseleri var. Yavru oraya girip soğuktan korunuyor. "
" Vay canına Büyükanne ezberlemişsin."
" Çünkü bu yavrular çok şirin. KyungSoo gibi. "
KyungSoo, bozulmak istese de hala Jongin'in bedeninde iken pek aldırış edemedi.
Jongin kanepede oturan KyungSoo'nun bacaklarının arasına yere oturdu. KyungSoo bacaklarıyla onu sıkıştırmıştı. Jongin buna itiraz etmeden başını kendi bedenindeki KyungSoo'nun dizlerine dayadı. Şimdi annesinin ayaklarının arasındaki keseye saklanan yavru penguenlere benzemişti. Buna gülmeden edemedi. Onun gülüşüne karşılık KyungSoo da gülmüştü. KyungSoo , Jongin'in ensesindeki saçlarla oynadı. Her ne kadar kendi saçı da olsa parmaklarının dokunuşunu hisseden Jongin'in dizine sarılarak mayışması onu bundan alıkoyamıyordu. Büyükanneye baktığında onun uyukladığını gördü. Jongin de uyukluyor gibiydi. Fırsat bu fırsattı ki bedenini geri alabilirdi. Başı dizlerinde olan Jongin'in televizyona dönük olan yüzüne doğru eğildi. Büyükanneye yakalanmadan onu dudaklarından öpmeliydi.
Tam öpeceği sırada büyükannenin onlara bağırması ile ikisi de olduğu yerde sıçradı." Jongiiiiiiiiiiiiiiiiiin. . Seni hergele.. Ben sana demedim mi o yavrucağa bir daha dokunmayacaksın diye. . Sabah yediğin 100 terliğin acısı geçti herhalde.. Seni o yavrucakla aynı yatağa güvenemem artık. Sen bu akşam benimle uyuyacaksın. KyungSoo da senin yatağında uyusun. Yarın hep birlikte misafir odasını elden geçiririz , KyungSoo'nun odası orası olur..
Sen kime çektin böyle anlamıyorum ki. Arsız seni. Vakit geç oldu zaten.. Hadi yatağa."" Büyükanne...Açıklayabilirim gerçekten.
Jongin'in. . Yani KyungSoo'nun yüzünde kirpik vardı.. Ben onu şeedecektim.. "" Bak bir de yalan söylüyor. Arsız. . Çocuğun ağzına doğru gidiyordun , o acayip belgeseldeki adamlar gibi. "
"Büyükanne sandığın gibi değil. . "
" Ne sandığım gibi değil. Bunamadım ben daha gördüm seni. Çektirme bana bastonumu..Yavruyu ilk günden korkutacaksın..."
Büyükanne, Jongin'in bedenindeki KyungSoo'yu kulağından çeke çeke kendi odasına götürdü.
Jongin, KyungSoo'nun zavallı haline kahkahalarla gülmekten odaya zor ulaşmıştı. Neyseki büyükannesi ile uyumaktan kurulmuştu. Çünkü büyükannesi yanında yatanı kollarının arasında boğuyordu. Horlaması da cabasıydı.. Belki de en kötüsüydü..~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Switch Body
FanfictionKim Jongin uzun boyuna oranla aptal bir serseri.. Do KyungSoo kimsenin bilmediği zorlu yaşamından kurtuluşunu ders çalışmakta arayan akıl küpü. . İkisinin yolu, vücutlarını değiştirmenin yolunu keşfetmeleriyle kesişiyor.. Vee canı sıkılan yazar...