♧21♧

3.5K 352 26
                                    

Sana ihtiyacım var, Jongin  ..

Son kez..

Beni affet, Jongin. .

Jongin kendisine sarılı uyuyan küçülmüş bedene baktı. Yüzü göğsüne dönük olduğu için göremiyordu.
Çenesine değen koyu saçları, nefesi ile havalanıyordu.
Vakit gece yarısını çoktan geçmişti ama o hala uyuyamıyordu. Saatlerce kollarında ağlaması uykularını kaçırmıştı. Onu ilk defa böyle görmüştü. Göz yaşları ile yıkanmış yüzü ile kalbi eziliyordu. Kollarını ince bele daha sıkı sardı.  Yaşadığı tüm zorlukları ona unutturmak istiyordu.
Akşam, babası ile yüzleşmesi hala gözünün önündeydi.
Kendisinin bedeniyle babasına yıllarca biriktirdiklerini tek tek avucuna sayıp dökmüştü.

" Sen kendine baba mı diyorsun hala?
Kendini ona baba olarak görebiliyor musun? O şanslı spermin sahibisin diye kendini baba mı zannediyorsun? Kaç kere babalık yaptın ona? Evladım diyebildin mi bir kere? Bir kere olsun oğlum diyebildin mi? Tabi o senin p.çin değil mi?  Senin içki paranı ödemek zorunda olan küçük or.pun öyle değil mi? Kendin b.k çukurunda yuvarlanıyorsun diye onu da o çukura çekme hakkın var mı zannediyorsun? Bu hakkı kendinde bulacak ne yaptın ? Dünya senin beynin kadar küçük değil. Onun hayallerinde senin çöplüğünden daha güzel bir dünya var. Senin yaşattığın cehenneme rağmen on sekiz yıldır o dünyaya kavuşabilmek için çalışıyor o çocuk.  Neden iki ay öncesine kadar seni bırakmadı, her gün öğün öğün onu dövmene katlandı biliyor musun? Neden senin cehenneminden kaçmadı?
Senden başka kimsesi
olmadığı için değil. 
Senin ondan başka kimsen
olmadığı için.
Kimsesizliği iyi bildiği için seni kimsesiz bırakmak istemedi.
Ama biliyor musun? Artık kimsesiz kalman onun umrunda değil.  O sevgiyi benimle tattı. Senin on sekiz yıldır bir saniyelik olsun hissettiremediğin aile sıcaklığını benimle hissetti. Ve hayalini kurduğu o güzel dünyaya sadece bir kaç adım uzakta.
Artık onun peşini bırak. Babalık hakkım diyorsan da.. Kaç para senin babalığın? Kaç para eder babalığın?  Teraziye koyulsan borçlu çıkarsın oğluna. Ama al işte bu ayki kazancı. Bu senin babalığının parası değil zavallı yumurtayı dölleyen  şanslı sperminin ücreti. Ederi bu kadarmış. Artık bir hukukunuz kalmadığına göre bu sarhoş halinle çöplüğüne
güle güle.
Bir daha da buraya gelip bu insanları rahatsız etmeye kalkma çünkü burdan bugün istifa etti."

Birlikte yaşadıkları bu çatının altına gelene kadar kendini tutması aslında yılların tutulmasıydı. Ve odasına girdiğinde saatlerce ağlamıştı. Büyükanneden kendisinden.. çekinmeden. . Saatlerce ağlamıştı. . Konuşmak istedikçe hıçkırıklara boğulması Jongin'in hala boğazında bir düğümdü.
KyungSoo babası ile yüzleşirken kendisinin bedenini kullanmıştı. Hala kendini ona evlat olarak görüyordu ve içinde biriken yılların öfkesini evladı olarak yüzüne vurmak istememişti. Bir yabancı gibi ona haykırmıştı. Bir yabancı gibi babasından hesap sormuştu. 
Jongin emindi ki kollarındaki küçük adamın kalbi ona söylediklerinden dolayı pişmandı. Kendisine zorbalık yapanları affedecek kadar merhametliydi.

Emin olduğu bir şey daha vardı ki o da kollarındaki bedenden uzakta nefes dahi alamayacak kadar ona bağlanmış olmasıydı.
Onu seviyordu.
Saçlarını,  limon çiçeği kokan tenini , tadına bakamadığı dudaklarını..Anlık öfkesini. Merhametini.. Susmalarını bile.. kendisine aptal demesini. Bir şey isterken utanıp sıkılmasını.. Çekingenliğini..
Derslerinde başarılı iken sporda beceriksiz olmasını. .
Ders çalışırken dünyadan soyutlanmasını..
Sorduğu soruları büyük bir ciddiyetle cevaplamasını..
Ona dokunduğunda titremesini..
Her şeyini seviyordu.
Onu kendisine bağlayan laneti dahi seviyordu.
KyungSoo'nun dünyasından kendisine yol var mıydı bilmiyordu .
Ama Jongin'in dünyasından KyungSoo'ya uzanan yollar çoktan çiçeklerle bezenmişti.

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Switch BodyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin