♧14♧

4.1K 393 50
                                    

KyungSoo ertesi sabah lavobaya gitmek için büyükannenin kollarından kurtulması on dakikasını almıştı. Her hamlesinde büyükanne ona daha da sıkı sarılıyordu.
Horultusu yüzünden uykusunu da alamamış, uykusuzluk baş ağrısı yapmıştı. 100 terliğin acısı ise hala yerindeydi.

" Aptal Jongin. Senin yüzünden şu düştüğüm hale bak.. Ammaaann. . Belim de tutulmuş. . Lanet olsun.. "

" İyi uyudun mu aşkım ?"

" Jongin git başımdan. Elimi yüzümü yıkayacağım."

"Ben yıkayayım mı aşkım ? Aaa.. Ama senin sakalların da çıkmış. Traşını da yapayım mı aşkım? Aigooooo şu bakışlara bak.. Sen gerçekten bana abayı yakmışsın. Her fırsatta üzerime atladığına göre. "

" Jongin bi git .. Bi uzaklaş. Büyükanne sendromuna yakalanacağım senin yüzünden. "

" Kıyamam. Biz de kapımızı kilitleriz o zama.. "

" Siz ne yapıyorsunuz bakim orda ? Çabuk yıkayın yüzünüzü de çıkın banyodan. "

Büyükannenin gitmesi ile ikisi de derin nefes almıştı.

" Senin yüzünden bir boka daha basacaktım Jongin. "

" Bu defa ben de giderdim iyi mi ! "

Birlikte kahvaltılarını yaptıktan sonra büyükannenin komutasında misafirler için ayrılmış odayı dip köşe temizlemişlerdi.
Artık KyungSoo'nun kullanabileceği duruma gelmişti uzun zamandır kapalı olan oda.

"Ben komşuya çaya gidiyorum. Akıllı oynayın. Yoksa bastonu görüyorsunuz değil mi ? "

" Görüyoruz büyükanne. "

" Görüyoruz büyükanne. "

" İyi o zaman . Dolapta yemek var. Onlardan yersiniz. "

KyungSoo, büyükannenin gitmesiyle keyfi yerine gelmişti. Bulduğu ilk fırsatta bedenini geri almalıydı.
Jongin'in getirdiği kıyafetlerini dolabına yerleştirdi. Ders notlarını da kitaplığına .. Artık çalışmak için bir masası vardı. Ve güzel kahvaltıları.. Yalnız da değildi üstelik. Jongin de büyükannesi de iyi insanlardı. Kimseden görmediği ilgiyi , yakınlığı onlardan görmüştü. Aptal mı zeki mi yoksa sadece işgüzar mı olduğunu bilemediği Jongin' e çoktan alışmıştı.
Yurtdışında bir üniversiteden kabul alabilirse onu geride bırakmak gerçekten zor olacaktı..

" Hişt.. Yavrucuk.. Nerelere daldın öyle?"

" Sanırım çok yoruldum. ."

" Ben de .. Bize kahve yapayım. Sonra da biraz dinleniriz.. "

" Bir kahveye yok demem. "

KyungSoo yeni yatağına uzandı. Eski evinde yer yatağında yatardı. O da bir çuldan ibaretti.Bu yatak ise adeta sırtına masaj yapıyordu.
Jongin elinde birer kahve ile gelince , yatağında doğruldu KyungSoo.
Jongin yatakta ona yakın bir yere oturarak kahvesini uzattı..
İkisi de sessizce kahvesini yudumluyordu. Aralarında yine bir çok soru geziniyordu.

"KyungSoo ?!"

" Sorabilirsin, Jongin."

" Yurtdışına gidecek misin gerçekten?"

" Bir üniversiteye kabul alabilirsem, evet, gerçekten gideceğim. "

" Burada da çok iyi üniversiteler var. Onlardan birine gitsen olmaz mı? "

" Ben bu ülkenin kabuklarından çıkmak istiyorum Jongin. Bu şehir , bu ülke ve insanlar beni boğuyor. "

" Ben de mi boğuyorum seni ?"

" Jongin bana bedeni mi verir misin? Bu şekilde seninle konuşuyormuşum gibi hissetmiyorum. "

Jongin, elindeki kahveyi masaya bırakıp kendi bedenine yaklaştı. Gerçekten kendini öpüyor gibi hissettiriyordu ve bu iğrençti. Hızlıca öptü bekleyen dudakları.
Şimdi olması gerekenler ait olduğu yerdeydi.
KyungSoo henüz iyileşmemiş olan karnındaki morluklar yüzünden acıyla kıvranarak yatağa uzandı. Jongin'i bunlara katlanmak zorunda bıraktığı için kendini suçlu hissetmişti.

"KyungSoo iyi misin? Çok acıyor değil mi bu yüzden yer değiştirmeyi istememiştim. Geri değişelim."

" Olmaz. Alışırım birazdan.. "

Jongin, KyungSoo'yu daha rahat görebilmek için yanına uzandı. Elini KyungSoo'nun elleri arasına yerleştirdi.

" Çok acıdığında elimi sıkabilirsin."

" Olmaz. Zaten sana yeterince acı çektirdim. Hem de benim için bunca şey yapmışken. "

"KyungSoo ben artık senin ailenim. Kendini benden sakınma. "

KyungSoo, avuçları arasındaki elleri sıkıca tuttu. Sanki sırtını bir dağa yaslamış gibi güven veriyordu Jongin'in ellerinin sıcaklığı.

" Sen beni boğmuyorsun Jongin. Aksine senin yanında iken nefes aldığımı hissediyorum. Ellerinin sıcaklığı güven veriyor. Bana korkularımla savaşmak için cesaret veriyorsun. Yurtdışına gidebilirsem geride özleyebileceğim tek kişisin. "

Sözler daha fazlasını ifadeye yetmediğinde sustu KyungSoo. Jongin'in gözlerine bakıyordu. Ve Jongin de KyungSoo'nun gözlerine.. Birinin 'gitme' si diğerinin 'benimle gel ' i kalplerinde bir engele takılıyor, dillerinden yol bulup dökülemiyordu. ' Neden ' engeli henüz anlam bulmamış duyguları için aşılamayacak kadar büyüktü.
Neden 'gitme' sindi ?
Neden 'benimle gel' sindi ?

KyungSoo avuçlarının arasındaki eli kendisine doğru çekti. Yanağını yasladı. Yıllardır eksikliğini hissettiği güven dolu bir elin sıcaklığı mıydı yani ? Gözlerini kapattı. Bu güvenin kalbine dolmasına izin verdi.
Jongin KyungSoo'nun titreşen göz kapaklarının durulmasını bekledi. Uyuyunca yine yer değiştirecekti. Onun acı çekmesini istemiyordu.
KyungSoo'ya doğru sakince sakuldu.

" Jongin aklından bile geçirme. Bırak da seni sen olarak görebileyim. Tutunduğum el senin elin, yaslandığım omuz senin omuzun olsun. Kendi bedenimdeki sana yakınlık duymak aptal gibi hissettiriyor. Kulağa delice geliyor. "

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Yessı minnadesu ¤•¤

Koşar adım finale gidiyoruz bakim●~●

Switch Body bitince
Make Me Your RaDio
başlamayı düşünüyorum ♢~♢
Ya da
Himouto KyungSoo Hyung
için biraz ciddi değişiklikler yapıp ona devam edebilirim ♢~♢
Neyse bu bitince bakaruk ¤•¤

Yeni bölümlerde görüşmek üzere Jane minna ^^


Switch BodyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin