♧19♧

4K 369 42
                                    

Tozlu raflar, o raflar kadar tozlu , her yere dağılmış kitaplar , kirinden artık gün batımı bile görünmeyen büyük pencereler.
Jongin temizlemesi gerekenlere bakınca uzaklaştırma almanın daha cazip bir ceza olduğuna üzüldü. Çünkü uzaklaştırma cezası için çok geçti. Bay Moon çoktan gitmişti. Okulda sadece güvenlik görevlisi, kendisi ve KyungSoo vardı. Zaten KyungSoo'ya da havalı bir şekilde uzaklaştırmayı reddettiğini söyledikten sonra geri çekilemezdi.
Temizlik malzemelerinin olduğu depodan gerekenleri aldı. Ortaya yığılmış olan tozlu masaları sildi. Bu kaba iş bile yarım saat sürmüştü. Raflardaki tozlu kitapları tek tek silerek temizlediği masaların üzerine dizmeye koyuldu. Tozdan kaşıntı olmuştu. Kaşıdığı yerler kızarıyor, kabarıyordu.
Toz yüzünden hapşırmaktan gözleri yaşarmıştı. Bir kitabı silmesi iki dakika sürüyordu. Yaklaşık iki yüz kitap vardı. Bu da dört yüz dakika yani aşağı yukarı altı yedi saat demekti. Üstelik daha raflar ve pencereler vardı. Gece yarısına kadar temizlik mi yapacaktı yani? Ama içerde kendisini bekleyen KyungSoo acıkırdı , üşürdü. Elini çabuk tutmalıydı.
Jongin bu hesapları yaparak kitapların yarısından azını temizledi. Hala çoğu duruyordu. Çok sinirlenmişti
Elindeki kitabı tozlu raflara fırlatacaktı ki KyungSoo gelmişti.

"Nasıl gidiyor? "

" Gitmiyor. Baksana burada yığınla kitap var ve daha rafla , camlar, yerler duruyor. "

" Sana yardım edeyim. Evimize çabuk dönmüş oluruz. Büyükanne bizi merak eder. "

" Sanırım buna yok diyemeyeceğim."

" Ben kitapların tozunu alayım sen de camları sil. Sonra rafları ve zemini hallederiz. "

" Olur."

" Elindeki kitabın kapağı ne kadar ilginç öyle."

" Öyle mi? Yorgunluktan farketmedim. "

KyungSoo, Jongin'in elindeki kitabı aldı. Oldukça eski olan kitabın kapağında birbirine geçmiş iki dünya ve onları saran iki el vardı. Kapağını açtı.
İçinde Hanca yazılar vardı. Çalıştığı kitapçının ihtiyar sahibinden biraz Hanca öğrenmişti.

"Ne yazıyor? "

" Diyorki :
Yerin kulağı bulutların gözü vardır kargaların elçi olduğu diyarlarda.
İki kişinin bildiği üçüncüye âyandır, sırrın teslim edildiği açık kapılarda.
O ki söz vermişti al topraklarım halkım senin olsun yeter ki beni ona kavuştur demişti.
İki dünya bir araya gelmek istemişti. Ne ki kalplerin yolunu bilirdim de o bilmezdi.
Diğer dünyadan ona yol yoktu.
Söze söz kesilmişti.
İki dünya birbiri içinde yer edemese de yan yana gelecekti.
O ki söze kesilen söz yerine geldi. Kargalar hükümdar edildi.
Söz yerine gelmedi.
And olsun . Ahd olsun.
O iki dünya perişan olsun.
Sözü yerine getirmeyen o dünya ki diğerine her rastladığında dengeleri tarumar olsun.
Söze söz kesende insaf malumdur ki diğeri iki dünya birleştiğinde denge yerini bulsun.
Söze söz kesenin kini insafından büyüktür ki iki dünya denge kurana kadar lanetim diğer dünyaları da bulsun.
Bu sözüm dengeye kadar her asır yeniden doğsun. "

KyungSoo, devamını okuyamadığı Hanca yazılarla dolu sayfaları karıştırdı. Kitabın son sayfasında bir lahit çizimi vardı. Oldukça görkemli ve bir o kadar da gizemli görünüyordu.

Switch BodyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin