Kore'ye ilk geldiğim günlerdeki heyecanımın aynısı görüyordum kızlarda. O zamanlar ne kadar güvensiz olsam da, içimde bir yerlerde saklı bir heyecanım vardı ve burada ortaya çıkmıştı. Şimdi ezberlediğim caddeleri, sokakları onlara gösteriyordum. Fark ettim de ne kadar çabuk alışmışım burada ki hayatıma, hiç bir şeye yabancı hissetmiyordum kendimi. Gülümsememe sebep olan insan sayısı daha fazlaydı, her dışarı çıktığımda bile karşılaştığım ve selamlaşmadan geçip gitmediğim insanlar vardı. Evim burasıydı benim, buraya aittim artık. En önemlisi sevdiğim adam buradaydı ve hayatımın geri kalanını başka bir yerde sonlandıramazdım.
Yarın işe geri döneceğim için bugünkü gezimizi erken sonlandırmıştık. Sara ve Hesna ne kadar yorulmadıklarını söyleseler de, eve geldikten bir süre sonra uykuya teslim olmuşlardı.
Geldiğimden beri hiç bir şey olmamış gibi davranıyordum ama aslında huzursuzdum. Neler olduğunu öğrenmek istesem de, kızların kısa tatilini etkilememek için beklemeyi tercih etmiştim. Bu akşam kızların erken uyumalarını fırsat bilerek birer fincan kahve hazırlayıp Yeşim'in yanına gittim. Balkonda oturmuş gökyüzünü seyrediyordu, fincanı uzattığımda gülümsedi.
'' Sen ne istediğimi bilen mükemmel bir dostsun.''
'' Ama sen benden bir şeyler gizleyen bir dostsun'' dediğimde yüzündeki gülümseme silindi. Yeşim ile birbirimizi iyi tanıyorduk, bundan sonra söyleyeceklerimi tahmin ettiğini adım gibi emindim.
'' Neler oluyor, ne saklıyorsunuz benden?''
'' Bunu benim anlatmam doğru olmayabilir, Young Nam'ın anlatmasını beklemelisin''
'' Bekleyemem çünkü ne hakkında olduğunu biliyorum'' ona kızmak istemiyordum ama anlatmamak için ısrar ederse bu değişebilirdi.
''Biliyor musun? Nasıl yani...''
'' Yeşim lütfen soru sormayı bırak ve anlat. Young Nam'ı rahatsız eden kim ve neden?''
'' Kim olduğunu kimse bilmiyor, sürekli farklı numaralardan arıyormuş bu yüzden bulamadılar ve seninle birlikte olduğunu biliyormuş.'' devamını getirmek istemediği gayet açıktı ama konuşmayı bu şekilde sonlandırmayacaktım.
'' Her şeyi anlat lütfen. O gün çocuklarla ne konuştuğunuzu ve ben gittikten sonra neler olduğunu anlat. Üzülmemden korkma, böyle daha çok üzülüyorum çünkü'' sessiz kalmaya devam etmesi kötü bir şeyler olduğunun göstergesiydi, artık yalvaran gözlerle bakıyordum Yeşim'e.
'' Bir süredir rahatsız ediliyormuş işte, dediğim gibi Young Nam da dahil kimse, kim olduğunu bilmiyor. Nedeni ise senden ayrılmasını istiyor yoksa sana ve Young Nam a zarar verecekmiş, hatta grubun diğer üyelerine bile.'' sonunu getirirken sesi fısıltıya dönüştü.
Bu güzel rüyanın sonuna mı gelmiştim şimdi? Ne yapacaktım ben? Nasıl devam edecektim, nasıl nefes alacaktım onsuz? Peki Young Nam, o iyi olacak mıydı? Onunla mutlu olmayı yeni öğrenmişken, şimdi karanlığa bürünecekti her şey. Ben onsuz yaşayamazdım, düştüğüm yerden kalkmayı beceremezdim. Ama onun için iyi olacaksa ve o iyi olacaksa kabul etmeli miydim? Bununla yetinebilirdim belki de. Eğer bensizken iyi olacaksa susmalı ve gitmeliydim.
Yeşim beni sarstığında ağladığımı fark ettim.
'' Bunlar beraber olduğumuz son günlerimiz mi yani?'' diye sorarken hıçkırıklara boğuldum.
'' İşte bu yüzden kimse sana söylemedi. Ağlamayı kes ve devamını dinle.'' Zor da olsa nefesimi düzene sokabilmiştim ama gözyaşlarıma hakim olamıyordum.
'' O gün çocuklar bana anlattığında bende hem üzülmüş hem de korkmuştum, seni de anlıyorum ama lütfen hiç bir şey için üzülme. Başkanla konuştular ve bir çözüm yolu buldular. Ne yapacaklarını ben de bilmiyorum ama ortada korkulacak bir şey yok. Emin ol Young Nam seni senden daha çok seviyor. Artık seni bırakabileceği ihtimalini düşünme.'' Cevap vermedim, sadece başımı sallamakla yetindim çünkü söylediklerinin tek bir kelimesi rahatlatmamıştı beni. Young Nam'ın beni sevdiğini çok iyi biliyordum ama yine de korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluk mu?
Ficção AdolescenteBir an önce çekip gitmek istiyordu Parla. Tek başına, özgür ve daha mutlu bir hayat için.. Kurtuldum derken ve mutluyum artık derken, 'O' girdi hayatına.. İstediği ve beklediği bir rastlantıydı aslında. Ama... Daha zor bir hayat başlıyordu onun içi...