《1》

21.5K 494 12
                                    


"Anlaşıldı "

Tüm Tim aynı anda onaylaydı karşılarındaki komutanlarını.
Yeni bir görev ve yeni bir sorumluluk...

"Umarım bu görevin ciddiyetini anlamışsınızdır! Arya emir komuta sende. Asya, kuzeyde belirlediğimiz tepe noktasındasın. Mira sen de görev bitince mayınları hızlı bir şekilde kapı önlerine kur. Cemre sende deponun elektriklerini kes, şifreli kapıları aç ve kameraları iptal et."

"Anlaşıldı."

İsmini benimseyen bedenlerden yükselen sesler arabanın boğuk havasına karışmış ve kulaklarda yankılanmıştı. Görevlerini beyinlerinde tekrar ederek arabadan indiler. Kendileri için biçilmiş yerlere ilerlerken gizlenmeye çalışıyor, ne birbirlerini ne de kendilerini tehlikeye atmak istiyorlardı

Herkes indikten sonra Cemre'de yerine geçip kulaklığını kulaklarına yerleştirdi. Bu sırada Suat komutan

"Hadi ilk sen "demesiyle hızla klavyede parmaklarını gezdirmeye başladı.
Herşeyi doğru yapmaya özen gösteriyordu.

5 kamera.

3'ü ön tarafa, 2'si arkaya bakıyor,ikişerli gruplar halinde etrafı sarmaları gerekiyordu. Her bir ekip en az 15 dakikada yerlerini alırsa,hazırlıkları ve planlamalarıda 5 dakika sürerse minimum 20 dakika içinde kameralara erişmesi gerekiyordu. Zaman kaybetmemek adına usb'yi bilgisayara bağlayıp uğraşmaya başladı. Alt yazılımı fazlasıyla uğraştıracak gibiydi.

"Cemre? Hazır mı?"

Başını olumsuz anlamda sallamasıyla birlikte sisteme girişi sağlanmış ve bilmiş gülümsemesi yüzünde yer edinmişti. "Başlayabilirsiniz komutanım."

Bir an da yanında biten komutanıyla görüntüyü büyütüp ekranı kaplamasını sağladı. Ayrı mekanları gösteren beş kutucuğa hızla bakıyor ayrıntıları anlatan komutanını dinliyordu. "Komutanım. Aryalar girdi."

"Elektriği kes." Arya silahını daha sıkı kavrarken ceketindeki mikrofona doğru fısıldadı. Diğerleriyle göz kontağı kurarken bakış açısının kararmasıyla elektriklerin kesildiğini anlayarak harekete geçti.

Konuşan iki beden silüeti kendini gösterdiğinde, Arya başını işaret vermek adına Mira'ya bakarak salladı. Silahını yere bırakıp yandaki sandalyeye bastı ve hızlı bir atakla adamın arkasında belirdi. Kolunun arasına aldığı boyundan destek alarak yanındaki bedenin sırtına geçirdi tekmesini.

Yere düşen bedenle zaman kaybetmeden dudaklarının arasına sıkıştırdığı bıcağı tuttuğu boğaza sapladı. Ani basınçla etrafa saçılan kanın eline bulaşmasını umursamadan daha derine bastırdı keskin aleti.
Kıpırdamayı kesen bedenin yere yığılmasına izin vererek, yediği tekmenin sarsaklığıyla ayaklanan adama odaklandı.

Kameradan olanları izleyen ikili gurur dolu gülümsemelerini sunarken etrafa, bilgisayarın ekranı aniden kararmış, görmeleri engellenmişti. Cemre şaşkınlığını saliseler içinde atıp klavyeye işkence etmeye başlamıştı. Fakat bunun hiç bir işe yaramaması iki bedeni de endişe çanlarını çaldırıyordu.

Ellerini klavyeden çekerek derin bir nefes alan beden, belindeki silaha elini attığında komutana izin için baktı.
Komutanın kararsız bakışları endişeli ve aceleci bakışlara karışırken, gelen patlama sesiyle Cemre beklemeden kapıyı açıp dışarı fırladı.

...

Asya, aniden etrafı sarmaya başlayan adamları görünce seri bir hareketle silahını kaparak yerine konumlandı.

Kapıya yaklaşan adamların birisini omzundan, birini de ensesinden vurmasına rağmen gittikçe çoğalan kişi sayısı alnında oluşmaya başlayan terlere sebebiyet veriyordu.

Hedefe daha da odaklandı ve bir kaç kişiyi daha indirdi. Hızlı fakat temkinli davranıyordu. Bu tarafa gözlerini diken adamın onu görmesine fırsat vermeden alnına nişan aldı ve tetiği çekti. Tam on ikiden vurduğu hedef dudaklarindaki hafif tebessüm, gelen özgüvenin temsiliydi.

"Asya arkadakileri oyalaman lazım. İçerisi çok karışık adamı almadan çıkmayalım."

Aryanın emriyle sarışın olan hakimiyeti sağladığı sniper'ı biraz daha sıkı kavradı.

Yeniden tek tek hedeflerine ates etmeye yeltenecekti ki, arkasından gelen hışırtıyla irkilmiş ve kaskatı kesilmişti. Bir kaç saniye kıpırdamadı dikkati tümüyle arkasındaydı. Ani bir atağa karşı hazır bir şekilde bekledi bir süre.

Ona doğru yaklaşan adım sesleriyle hızla elini belindeki tabancasına attı ve yuvarlanarak silahı tam arkasında ki bedene doğrulttu.

Gördüğü beden sarışının rahat bir nefes vermesine sebeb olmuştu.
Karşısındaki gülümseyerek ellerini teslim olmuşcasına kaldırdı.

"Sakin ol. Benim."

Sinir bozucu bir şekilde sırıtan bedene ölümcül bakışlarını yönlendirirken, silahı beline yerleştirip eski pozisyonuna büründü.

Kuzey Tim'i bu göreve arka yardım olarak katılımıştı.
Sinsice belirlen beden ise o Tim'in nişancılarındandı.

Asya yanına yerleşerek nişan alan bedeni umursamadan işine devam etmeye çabaladı.

"Korkuttum mu?"

Yanında ki bedenin sesiyle derin bir nefes verdi.

"Pek sayılmaz." Dedi gözleri hala bir türlü bitmeyen bedenlerdeyken.
Tetiğe belli sık aralıklarla basmaya başladığında, Bora susacak gibi durmuyordu.

"Yalan söyleme. Bas bayağı korktun işte."

Gözlerini yanında bir türlü susmayan ve onun yüzünden konsantresini toparlayamadığı bedene çevridi.

"Bak Bora, görevdeyiz ve aşağıda bir sürü dolusu eleman var. Şimdi susup, şu işi bitirdikten sonra sohbet etsek olmaz mı?"

"Pekala, bana bir çay borcun var o halde." Dedi hafifçe gülümseyerek.

Göz devirerek önüne dönen beden bu cümleye tebessüm etmeden edemedi.
Cevap vermeyerek işine dönmüştü ki, Telsizden gelen ses ikisininde dikkatini orada sabitlemişti.

"Asya acil bir durum-"

Aniden kulakları uğuldatan yankılı patlama sesi, göz bebekleri titreyen bedenlerin korkuyla birbirine bakmasına sebeb olmuştu..

Aşkın SınırlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin