Aryadan;
Duyduğum silah sesiyle gözlerimi açtım. Neler oluyor?!
-cemreeee...mira... asyaaa.
Kimin adını söylediysem cevap yoktu. Kapıdan sesler gelince irkildim.
-yağızzz!..
-sonunda doğru isim kaplanım.
Nedense rahatlamıştım. Burada tek guvende oldugum kisi bu soysuzdu. Kapıyi kapatıp yanıma geldi. Elleri saçlarıma gidince irkildim.
-yağız. O ses neydi? kızlara birseymi yaptınız?!
Birden gözlerim doldu. Hayır ben güçlü bir kızım. Ama kızlar...
-sakin ol arya birşey yok.
Eğilip bağlı olan ellerimi tutucakken çektim.
-o zaman o ses neydi? Bizimle derdiniz ne sizin?! sizle tanıştığımızdan beri adam akıllı bir hayatımız kalmadı! Rahat bırakın bizi ya rahat!
Sesimi sonlara doğru kontrol edememiş, yukseltmiştim. Yağız kasılan çenesiyle ve gözleriyle resmen beni dövüyordu. Aslında suan o kadar karizmatik duruyorki... gözlerimdeki yaşlar geri gitmişti.
-benim sinirimi bozma! İyi davranayim dedim icine etme! Lan neyi anlamıyorsun?! Olmuyor uzak duramiyorum anlasana!..
-neden?
Sıktığı kolumu umursamadan kısik sesle sormuştum. Benden hoşlanıyor olabilirmi?! Ne diyorum ben oyle birsey olsada devam edemezki? Oysa isterdim olmasını...
-bilmiyorum. Sadece... ne bileyim ya!
Birden bağırınca sarsıldım. Bir asker olarak ne hallerdeyim. Tek bir baģirmayla titriyorum.
-arya. Sana birsey anlatabilirmiyim?
Başımi evet anlaminda salladım. Önüme dizlerinin üstüne eğilince bende gözlerine baktım.
-küçüklüğümden beri babam tarafından surekli şirketin başına geçmek için çalıştırıldım. Hep diģerlerinden yüksekte olmam gerektigini soylerdi bana... neyse bir gün hep birlikte kahvaltı yapıyorduk. Ben,babam,annem ve abim. Birden iceri bir grup adam girdi ama guvenlik ortada yoktu! Geldikleri gibi ateş açtılar. Annem silahlar babama doğrultulunca önune atladi ve orada öldü. Kanlar içindeydi. Sonra babamı delik deşik ettiler... abim beni kenardan zorla çikarmıştı. Dışarıda amcam bekliyormuş. O günden sonra amcamin yanında buyüdük. Amcamla yengem ne kadar uğraşsada
Olmadi be guzelim! Abim 16 yaşinda holdingin başına geçti yillar gecince bende 18 e gelince beni başa geçirip ispanyadaki holdinge bakmaya gitti hala orda benim sadece abim var arya. Tek umursadıgim tek kahramanim oydu benim.
Gözlerimden çoktan dolmuştu. Ona destek olmak istiyordum hemde fazlasıyla... Bağlı ellerimi yavaşça saćlarına götürdüm. Yavaşça oksuyordum. Neler yaşamıs...
-ayaz sarp emre bunlar benim abim dısındaki tek ailem.
Başını kaldırıp dolan gözlerime çok icten bakıyordu.onunkilerinde benden farkı yoktu
-üzgünüm. Yani bilmiyordum.
-neyse boşversene ya geçmişi unutmalıyız.
Başımi evet anlaminda sallayıp ellerimi kaldırdım. Bileģimi hizla tuttu.
-iyi geliyor devam et. Ayrıca korkma kizlar iyi.
Gulerek ellerimi yeniden saclarına koydum sandalyede bağli olduğum için rahat hareket edemiyordum. Alnını dizlerime yasladı.
-ee simdi ne olucak?
-konuştuğumuza göre asyanın işi bittiyse gidersiniz.
-asyanın işi?!
Cevap vermeyince üsteledim ama cevap vermiyordu. Ellerimi cekip bağlı ayaklarımla karnina hafiften vurdum. Birden ayağa kalktı ve karnını tutup ayni zamanda gulerek çıktı.Cemreden;
Kulaklarımı dolduran silah sesiyle ürperdim. Birine birseymi yapmışlardı? Off!.. emre gideli yarim saat olmuştu. buradan kurtulmamız lazım. Kapı açılınca kendimi dikleştirdim.
-o ses neydi emre? Ne yapiyorsunuz siz?!
Beni takmadan elindeki suyu kenardaki komidine bıraktı ve kendini sandalyeye attı.
-cevap versene ya!
Ellerini ensesinde birlestirip arkaya yaslandı. Vay adama bak takmiyor beni ya. Bende konusmam o halde! 10 dakika gibi bir sure gecmişti. Ikimizde konuşmuyorduk. Ve o hala gozleri kapalı duruyordu.
-ya madem suyu getirdin bari içirseydin be! Koymuş kenara ben uçup alıcam zaten!
Tek gözünü açıp baktı ardından oflayarak kalkıp bardagı aldı ve yanıma geldi. Dudaklarıma uzatınca bende eģildim. Tam içecekken çekti. Pislik ya! Minik bir kahkaha atip yeniden uzatınca kafami yana çevirdim. Bana kızgındı demekki... ama ben buyum ne bekliyordu. Onu sevdigimi falan mı? Bu olamaz, kesinlikle olamaz! Derin bir nefes verip suyu yerine koydu. Daha rahat olmak için ayaklarımıda kaldırıp koltuğa koydum. Ellerim onde oldugu için rahattı.
-emre... heyooooo! Bak giderim
-git hadi.
Umursamazca soylediģi ile gözlerimi devirdim. Nasılda biliyor yapamicağımı!
-emre ya ben çok sıkıldım. Bıraksan da gitsem artık hem... hem benim borayla dosyaları düzeltmem lazımdı. Çok kızıcaklar bana...
Hihihi... hadi bakalım kıskanıcakmı? Eger kıskanıyorsa gercekten beni önemsiyordur. Tam sandalyesine doğru giderken durdu. Omzunun üstunde bana baktı. Havaya bak be!ulan bunun 40 ta birini bana zekat verse fazla gelir...
-sonra halledersin işini. Boracikta merak etmez!
-emin ol çok merak edicek...
Hizla yanıma gelip kolumu sıktı. Oha kopucak! Dişlerimi sıkıp nefesimi verdim.
-benim sinirimi bozma cemre! İşin olmadığını biliyorum. Ve sen, ben isteyene kadar burada kalıcaksın. Şimdi sus yoksa istemeden canını yakıcam!
Başımı sallayınca kolumu bıraktı. Şuan sızliyordu. Uzandığım için sorun yoktu. Hızla ona sırtımi dönüp yüzümü koltuģun kenarina biraz daha bastırdım. Oysa onunla normal konuşmak çok güzeldi. Gerçekten hoşuma gidiyordu. Ama şimdi ondan gercekten uzak durmayı istiyordum. Derin bir nefes aldım. Yanımda hissettiğim çokmeyle biraz daha one gittim. Belimi kaslı kollar sarınca irkildim.yanıma uzanmıştı! Saclarımın arasindan nefesi geçerken biraz daha one gitmek için bedenimi ittim. Ama izin vermiyordu.
-sana kızinca kendime sinirleniyorum. Seni üzünce bende üzülüyorum. Neden böyle oluyor cemre? Oysa ben kendime bile üzülmem... neden beni kendine bu kadar bağlıyorsunki...
Bunu soyledikten sonra saçlarımı... ne öptümü!?ohaaaa...
-emre...
-sus ve uyu,lütfen...Miradan;
Kulaklarımı dolduran yuksek sesle gozlerimi aćtım. Ah! Uyuya kalmışım bu kadar surede ve bu kadar olayın içinde nasil basardıysam. Efe!.. off ya oglumla adam akıllı zaman geciremiyorum onu cok bosladım. Umarım görkem kreşten almıştır onu. Zaten asker çocukları için kreş oradaki güvenlik haber verir. Cok korkmaz insallah...
İceri birinin girmesiyle kafami kaldırdım. Ayaz yüzüme bakmadan kenardaki ćekmeceyi aćtı. Içinden silah cikarıp beline koydu.
-ayaz...
Yavaşça bana dondü. Yüzü ifadesizdi.efeyi düşündukce gozlerim doluyordu. O benim en büyük zaafımdı... o benim en büyük hazinemdi...
-efe... o-o... lütfen ariyalım onu. O cok korkmuştur... sadece arayalım. Sonra ne istersen yaparım. Bana ne isterseniz yapın... lütfen.
Arkasını dönüp gidicekken sonkez lütfen diye baģırdım. Birden durup bana dogru geldi. Tam onumde durdu.
-olmaz zaten birazdan bırakıcaz sizi... merak etme efe evde.
Nerden biliyordu? Ama evdeydi ya önemli olan buydu... güvendeydi. Gülümseyerek ona baktım oda minik bir sekilde gülumsedi. Aslında utaniyordum ondan tamam bana açik aćık anlatmıştı. Ama öpmüstü ve ben utançtan patlıyacaktım. Başimi hemen önume eģdim. Yavasça cenemi tutup kaldırdı.
-hicbirsey olmadi mira sakin ol herkes iyi.
Tabi cocuk utandığımı anlamıyorki! Başımı tamam anlaminda sallayıp kafamı elinden kurtardım. Aslında ayaz... hayır ben bir anneyim. Bir oglum var önceliğim o! Kısacası bu adamdan uzak durmalıyım.Asyadan;
Karşimdaki ölü bedene son kez bakarak arkamı döndüm. Sarp ellerini göğsünde birleştirmiş beni izliyordu. Silahı kenara atıp önceden bağlı olduğum sandalyeye oturdum.
-teşekkur ederim yani onu bana verdiğiniz için. Söz vermistim dinliyorum seni.
Samimi bir gülümsemeyle acelyanın oturdugu sandalyeyi alıp karşıma oturdu. Gozüm acelyaya kayinca irkildim. Onu oldürdüğümde rahatlamıstım ama... nedense hala ayni hissediyordum...
-asya acelyayla aramızda olanlari biliyorsun.ben lafi uzatmam. Anlatmiyacağım o yuzden. Gecen hafta onu çağırıp timden ayrilmasını isinin bittiğini söyledim. Ama o sürtük istedigi olmayınca ayrilmamıs. Aranizda ne gećti bilmiyorum. Zaten o gunden beri onunla görüşmuyorduk. Bizde özur amaćlı,bir hafta boyunca bunu araştırdık. Buluncada işte sizi çağırıcaktık. Ama gelmiyeceģinizi biiyorduk ondan dolayı boyle bir oyun oynadık.
-çagirsaydıniz gelirdik nerden biliyorsun gelmicegimizi.
-çünkü sizin ofkenizi biliyoruz güzelim. Asla gelmezdiniz.
Hakliydı... başimı yamuk bir gülümsemeyle salladım.
-peki neden timden ayrılmasını istedin?
Birkac dakika durup gözlerime baktı.ardindan elimi tuttu. Allahımmmm çok sıcak burası... ama heyecanlandim ya . Birden aklıma yuvarlandıģımız zaman geldi... gerćekten komikti ve güzeldi...
-ben-yani sey sana bunu yapmak istemedim çünkü... kalbimin ipleri senin elinde... cünkü sen farklısın... çünkü sen özelsin benim için... çünkü sen benimsin benim olanı ben bile üzemem... asya benim olur musun ...
Gözlerim sonuna kadar açıldı. Bunlari sarp bana mı diyor? Şu yakışıklı çocuk. Hani sert olan...
-sarp anlıyorum seni... ben ben bunu isterim ama olmaz. Yani... imkansız ben askerim seni yakalaması için hergün binlerce emir alan kisiyim. Olamaz yani. Üzgünüm.
Elimi sertce sikinca kaffami kaldırdım.
-imkansiz diye birsey yok benim için!
Ve ardıdan dudaklarıma kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Sınırları
Teen FictionHayatta sınırları geçemezsin...peki Ya gecersen? Belki tek mermi ile hayata veda etmekten zordu, Belki rakiplerini yenmekten daha güçtü, Belki bizim hayatımız; bir askerin mafyaya aşık olması kadar imkansızdı. "Hepimizin sınırları var ama aşk sın...