4.Bölüm

3.5K 221 63
                                    

-Bölüm sonundaki bilgileri okumanız hikayenin önemli noktalarına hakim olmanız açısından önemlidir. Keyifli Okumalar.-

ℒℒℒ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ℒℒℒ

☈ İKİNCİ KISIM: ÇÖLE DÜŞEN KAN

Önce yanı başında ölen o yaşlı kadın ve hemen ardından gördüğü ikinci rüyada ki bu kadın onu delirtmek üzereydi. Her ikisi de gerçekse... Hayır! Adı Eriha olan bu tuhaf liderleri o çocuğun uzun zaman önce öldüğünü söylemişti. Böylesine karışık bir geçmişin içine nasıl düştüğünü hala anlamıyordu.

''Sana gerçeklerle yaşayabilir misin diye sormuştum.'' diye mırıldandı Eriha. Duruşu ve güzelliği her ne kadar Zafir'in aklını başından alıyor olsa da mücadele ettiği çok daha büyük sorunları olduğu için onu görmezden gelmeye çalışıyordu.

''Bu kadın o hançeri defalarca kendisine saplamasını gözlerimle gördüm. Şimdi karşımda en ufak bir kan izi olmadan duruyor! Sen ise bana onun uzun zamandır yaşadığını söylüyorsun. Tüm bunlar aklımı kaçırıp delirmem için planladığınız bir oyun mu?'' dediğinde Eriha hafifçe gülümsedi. Zafir'in gözleri genç kadının dudaklarının kıyısındaki ufak gamzeye takıldığında bakışlarını hızla kaçırdı.

''Kendini fazla umursamıyor musun sence de?'' Sesi her zaman ki gibi alay ve güç doluydu.

''Sizler ölümsüz müsünüz?'' diye sordu Zafir aniden. Ne kadar düşünürse düşünsün aklına başka bir şey gelmemişti! Eriha bakışlarını yerde oturmaya devam eden Tenere'ye çevirdi. Adını çölde ki yalnız ağaçtan alıyordu... Tıpkı o ağaç gibi yüzyıllardır yalnızlığa terk edilmişti.

''Duymak istediğin bu ise sana cevabı vereceğim.'' Rüzgar genç kadının saçlarının arasından süzülürken Eriha geri dönüşü olmayan o sözleri çoktan söylemişti.

''Burada bir kaç kişi haricinde herkes uzun ömürlü. Sıradan insanlara kıyasla daha fazla yaşıyoruz. Sadece...'' dedi ve ekledi.

''Senin yanında bulduğumuz yaşlı kadın, yani Nahar. O ölümsüzlerden biriydi, tıpkı Tenere gibi.''

Zafir düşünceli bakışlarını yerdeki kadından çekti ve Eriha'ya döndü.

''Ölümsüz biri benim yanımda mı öldü?''

Eriha alayla gülümseyerek, başını hafifçe yere eğdi. Dudaklarını diliyle ıslattığı kısa sürede genç adamın bakışları da o dudaklara kaymış ancak fazla oyalanmadan kafasını çevirmişti. İsteyeceği son şey bu kadına ilgi duymaktı!

''Senin anlayacağın gelişin hiç uğur getirmedi yabancı!''

Karanlığı delip geçercesine yaklaşan adamın, ayak sesleri çoktan duyulmaya başlamıştı. Eriha gelen kişinin kim olduğunu biliyor ve ardına dönüp bakma ihtiyacı hissetmiyordu. Biraz sonra bir kaç adım gerisinde duraksayan uzun boylu, geniş yapalı asker tehlikeli bakışlarını Zafir'in üzerinden çekmeden sordu.

ERİHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin