11.Bölüm

311 23 5
                                    

ℒℒℒ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ℒℒℒ

☈BEŞİNCİ KISIM: Yere Düşen Yaprak


Kesik kesik nefes alışverişleri boğucu havaya karışırken aylar sonra ilk defa dışarıya çıktığı için gözleri kamaşıyordu. Kafasını inatla kaldırıp güneşe bakmadığı gibi başına geçirdiği kalın peleriniyle tüm yüzünü gizliyordu. Terleyen avuç içlerini üzerine silerken ona çarpan küçük çocuk yüzünden duraksamak zorunda kalmıştı. Öylesine şiddetli bir çarpma olmamasına rağmen kamburluğu yüzünden sendelemiş ve başındaki pelerin geriye doğru açılmıştı.

Yere düşmesiyle etrafındaki şaşkınlık dolu bakışlar giderek artıyordu.

''Ortaya yeniden çıktı...''

''Geri dönmüş.''

''Belki de hep buradaydı.''

İnsanların ona bakarak birbirlerine fısıldadıkları bu sözleri duymak istemiyordu. Uzun sakallarını ve özensizce örülü saçlarını tekrar gizlemek için yeltendi. Güneş ise hala parıldamaktan vazgeçmiyordu. Fakat yaşlı adam inatla kafasını kaldırmadan sadece toprağa bakıyordu.

''Demek doğruymuş! Onun hiç gökyüzüne bakmadığını duydum!'' diye bağıran çocuğu susturan kişi Kerha olmuştu.

''Herkes işinin başına dönsün!'' dediğinde meydanda toplanan kalabalık aynı hızla dağıldı. Genç asker yerde oturmaya devam eden adama yardım etmek için eğildiğinde uzattığı eli havada asılı kaldı.

''Uzun zaman oldu.'' dedi Kerha. Yaşlı adam pelerinini tekrar başına geçirip ayağa kalkmadan bir süre bekledi. Simsiyah gözleri topraktan başka bir yöne bakmıyordu.

''Daha güçlü görünüyorsun.'' diye yanıtladı Altar. Bunu duyan Kerha istemsizce gülümsemişti, yüzünü bile görmeyen bu adam onunla alay ediyor olmalıydı.

''Seni burada topraktan başka birinin yüzüne bakarken gören hiç kimse olmadı Altar. Şimdi söyle bana neden ortaya çıktın? Yoksa bir şey mi oldu?'' Aniden değişen şüpheli bakışları ortamın gerginliğini arttırmıştı. Bir dizi yere değdiği için kılıcı toprağın üzerinden geriye doğru uzanıyordu.

''Henüz hiçbir şey olmadı.'' diye yanıtladığında gizem dolu sesi Kerha'yı ürkütmüştü.

''Bu da ne demek?''

''Nahar'ın öldüğünü duydum...'' dediğinde kalkmaya niyetlenerek yere elini koydu.

''Evet ama sen o zaman bile ortaya çıkmamıştın. Neler olduğunu hemen anlat!''

''Kılıçla konuşanlar... Her zaman sabırsız olurlar evlat. Sana henüz bir şey olmadı dedim.'' Nihayet elinden destek alarak doğrulduğunda üzerindeki toprağı silkelemeye başlamıştı. Duyduklarına daha fazla katlanamayan Kerha'da onunla birlikte doğrulmuştu. Çatılı kaşlarıyla gözlerini kısa bir süreliğine yumdu ve tekrar açtı. Sakinleşmeye çalışıyordu.

ERİHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin