İzmir depreminde kaybettiğimiz kişilere Allah'dan rahmet geride kalanlara sabır diliyorum. Dualarımız hep sizinle.
ℒℒℒ
-koyu kısımlar rüya ve halüsinasyon sahneleridir-
☈ALTINCI KISIM: AŞK
Geniş salonda oturan kalabalık sessizce birbirlerine bakıyor ve masanın en başında oturan genç kadının konuşmasını bekliyordu. Eriha, düşünceli gözlerini pencereden açıkca görünen ufuk çizgisinden çekerek odadakilere yöneltti. Hemen yanında oturan Kerha ve babası Keha ile birlikte Habil'de onların yanındaydı. Karşı tarafta ise Altar ve Sahara oturuyordu. Genç kadın son kez masanın ortasında duran yaprağa bakarak derin bir iç çekti.
''Neler olduğu hakkında bir fikri olan var mı?'' diye sorduğunda yaşlı Keha sıkıntıyla nefes aldı. Beyaz sakallarını ovalayarak masadakilere göz gezdirdi. Altar, her zaman ki gibi yere bakıyordu.
''Bir uyarı olduğu açık. Fakat benim anlamadığım kim yapıyor bunu? Amacı bize yardım etmek mi? Yoksa aksine...'' dediği sırada sözleri Sahara tarafından kesildi.
''Niyeti her neyse tedbir almamız gerektiği ortada. Tenere bugün hepimizin gözleri önünde ölmeye başladı. Bizim aksimize... Bunu kolayca başaracak gibi!'' dedi ve Kerha'ya dönüp devam etti.
''Zamanımız yok denecek kadar az! Zafir ile birlikte geçitten çıkıp onu bulduğumuz yere gitmeliyiz!''
''Bu tehlikeli olabilir, onu orada ölüme terk eden her kimse ortadan kaybolduğunu mutlaka fark etmiştir. Geri döndüğümüzde bizi kimlerin karşılayacağını bilemeyiz.'' diye karşılık verdi Kerha. Haklılık payı vardı, henüz Zafir'in bile gerçek kimliğini öğrenebilmiş değillerdi. Kimse sesli dile getiriyor olmasa da içlerinde bir yerlerde bu konu akıllarını fazlasıyla kurcalıyordu. Aniden bomba etkisiyle hayatlarına giren bu sıradan yabancının gelişi, her şeyi değiştirmişti.
''Bütün dikkatler bizim üzerimizde olacak, geçitten çıktıktan sonra kabiledekileri oyalamamız gerekiyor. Bu işi Sahara ve Habil'e bırakıyorum, Kerha benimle gelecek. Zafir'i bulduğumuz yere sadece biz gideceğiz. Keha sen geçit kapısından ayrılmayacaksın. Her ne olursa olsun bizi orada bekleyeceksin.'' dediğinde Altar buruşuk elini masanın üzerine koyarak hafifçe vurmaya başladı. Kapalı gözlerinin ardından ne düşündüğü belli olmuyordu.
''Ne zaman gideceğiz?'' Sahara masadan kalkmadan hemen önce sormuştu.
''İki gün sonra geçit açılacak, yarın Zafir'i buraya geri getireceğim. Gece yapılacak olan kutlamalara katılıp kabiledekilerin güvenini kazanmak zorunda. Yoksa onu bulduğumuz yere bırakmak zorunda kalacağım. '' diye yanıtladı Eriha.
''Hala Tenere Ağacı'nın yanında mı?'' Genç kızın arkadaşına olan kuşku dolu bakışı Kerha'nın dikkatinden kaçmamıştı.
''Çölde gidebileceği bir yer yok.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERİHA
Science Fiction─ XXI-VI-MMXX ─ ''SONUMUZU İZLEMEYECEK MİSİN! ZAFERİNE ULAŞMAN İÇİN BİZE DİZ ÇÖKTÜRMEN YETMEZ! ŞAHİT OL! TOPRAĞA SENİN YÜZÜNDEN AKACAK HER DAMLA KANA ŞAHİT OL!'' Duyduklarıyla adımlarını yavaşlatan genç adam yumruğunu sıkarak arkasını döndü. Hal...