ℒℒℒ
☈ ÜÇÜNCÜ KISIM: AYIN GÖLGESİNDE
Sert havaya karışan sessizlik tüm yeryüzüne çökmüş gibiydi. Geceleri avlanan hayvanlar bile korkuyla inlerine sinmiş, dışarıdaki ölüm kokusunu çekiyorlardı içlerine. İnsanlarda farksız değildi, her biri kendilerini koruyacağını düşündükleri evlerine sığınmış ve kapılarını sıkı sıkı kapatıp beklemeye başlamıştı. Yağmur ise nihayet durmuştu... Günlerdir aralıksız yağıyor olmasına rağmen, durduğu an toprakların üzerinde en ufak su birikintisi bile birikmemişti.
Gök akıttığı suyu tutmuş, yer ise aldığının hepsini yutmuştu.
Kara bulutların hızla dağılmasıyla karanlığı yarıp ortaya çıkan dolunay her zamankinin aksine daha parlaktı bu gece. Zafir, olduğu yerde kıpırdamadan kuşku dolu gözlerle ufuk çizgisine bakıyordu. Yüz ifadesinde korktuğuna dair bir belirti olmaması tuhaftı. Burada yaşayan insanların biraz önce korkuyla koşuşturması, onun ise hareket etmeden olanları izlemesi şüphe uyandırıcıydı. Geniş omuzları gerginliğine rağmen dimdik duruyor ve ıslanmış kıyafetlerine aldırmıyordu.
Cesedin göğsünde bulunan Eriha çiçeği varlığını hatırlatmak istercesine dallarını yeniden içine doğru kıvırdığında ufuk çizgisinde oturan kişi duraksamıştı. Ardı ardına düşen yağmur damlaları hızını azaltırken, çok geçmeden son damlayı akıtan gök kapılarını kapatmış ve nihayet durmuştu.
''Korkmuyor musun?'' diye sorduğunda Kerha, bakışlarını ondan çekmemişti. Yağmurun aniden durmasıyla yeryüzündeki sarsıntıda durmuş ve ufuk çizgisindeki kişi ayağa kalktığı gibi ağır ağır oturmuştu yerine. O kısacık zaman dilimi bir ömre bedel gibi hissettirmişti. Zaman, çölün her yerinde farklı akıyor gibiydi...
''Başıma o kadar çok şey geldi ki, artık hangisine şaşıracağımı ya da hangisinden korkmam gerektiğini bilemiyorum.'' dediğinde geriye dönmüş ve yere çöken kadına bakmıştı. Onu ilk defa bu halde görüyordu. Geldiği günden beri duruşu ve sözleriyle etrafı inleten kadının böylesine çaresizce dizlerinin üzerine çökmesi oldukça garipti. Kerha'da olayın etkisinden sıyrılıp yerde duran Eriha'yı görünce ona doğru eğildi.
''İyi misin? Kalkabilecek misin?''
Sesi yumuşak ve gerçekten de ilgiyle çıkmıştı. Zafir, onun elini Eriha'nın bileğinin üzerinde görünce kaşlarını istemsizce çatmış fakat en ufak tepki vermemişti. Askerleri hızla etrafında etten bir duvar örmüş olsa da hepsi biraz önce ki yaşananlar yüzünden korkularını gizleyemiyordu.
''Ben iyiyim sadec-'' dedi ve bakışlarını yukarı kaldırarak tam karşısında dikilen adama çevirdi. Zafir'de buğulu yeşil gözlere takılı kalmıştı.
''Neden kaçmadın?''
Aniden gelen soruyla afallayan adam yüz ifadesini bozmamıştı. Buraya geldiği günden beri çok fazla dikkat çekiyordu, tüm bunların sorumlusunun kim olduğunu biliyor olsa da artık hızlı hareket etmesi gerektiğinin bilincindeydi. Çünkü herkese inat karşısında gözlerini bir an olsun kendinden ayırmayan bu kadının tüm gerçeği öğrenmesi an meselesiydi. Onun sıradan biri olmadığını biliyordu. Tüm hayatını feda ettiği intikam planını mahvetmesine izin veremezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERİHA
Science Fiction─ XXI-VI-MMXX ─ ''SONUMUZU İZLEMEYECEK MİSİN! ZAFERİNE ULAŞMAN İÇİN BİZE DİZ ÇÖKTÜRMEN YETMEZ! ŞAHİT OL! TOPRAĞA SENİN YÜZÜNDEN AKACAK HER DAMLA KANA ŞAHİT OL!'' Duyduklarıyla adımlarını yavaşlatan genç adam yumruğunu sıkarak arkasını döndü. Hal...