2. BÖLÜM

17.2K 879 144
                                    

''Elim kangren oldu hacı biraz gevşet şunu be. Şurada biz bizeyiz sonuçta ama.'' derken bir taraftan da tepinmeye devam ettim. 
Hayır bir kol nakli kaç para haberleri var mıydı acaba ?! 
Yalnız o değil de madem beni bu kadar kaçırmaya meraklılar şehir dışı falan olsun bari ya. Ama yurt dışına da asla hayır demem. Mümkünse şöyle bir ABD olsun. Hatta beni orada bile bırakabilirler. Sol böbreğim onların olsun.

''Şimdi kaçırılıyor muyum ben ?'' diye sordum Suratsız olan geniş yapıyı adama.
Ama ne yok bilin bakalım ? Tabii ki soruma cevap yok.

Konuşsan ne olur be adam ! İlk defa kaçırılıyorum heyecan var yani.

''Deponuz falan var mı bari? Ay ilk defa kaçırılıyorum da çok heyecanlıyım... Depo tam olarak neredeydi?'' diye sordum bu sefer.
Yine cevap yok. Harika.

''Patronunuz falan var mı ? Ya da abi dediğiniz birisi falan heyecanlı olsun diye söylüyorum. Biraz aksiyondan kim ölmüş ?''
Yine cevap yok. Peki.

''Sıkıldım ben. Suratsız olan! Hey sen! Şu Suratsız olan adam ellerimi çözsene. Çok sıkıcı olmaya başladın ama sen böyle susmaktan he ! Yani ruhsal olarak da sıkıldım. Fiziksel olarak ellerim de sıkılıyor ama.''

Sorularım cevapsız kaldıkça korkmuyorum desem yalan olur.
Sıcak Kalpler filmindeki zombiler gibi boş boş bakıyorlardı.

''Yeter ama dilsiz ve sağır mısınız ?'' diye sordum bağıra bağıra. Hayır yani insan bir tepki verir.

Suratsız adam tam ağzını açmıştı ki siyah bir minibüsün geldiğini fark edince susmayı tercih etti. Minibüsün açılan kapısından inen cüce yanımıza doğru gelmeye başlayınca daha fazla kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Milleti güzellik yarışmasına girse açık ara farkla birinci olacak adamlar kaçırır beni kaçırana bakın ! Adam resmen bacak boyumla aynı boyda. Allah'ım sen affet beni.

''Tövbe Allah'ım çok tövbe. Dağlara taşlara kurban olduğum bu ne ya! Annem sen büyüdün de mafya mı oldun ?" dediğimde sesim artık gülmekten çığlık atarmış gibi çıkıyordu.

"Hey Suratsız! Sakin bana bu 'bizim patron' deme. Hayır yani patron-sa eyvallah da anam bu boyla git parkta oyna sen mafyacılık senin neyine be canım kurban.'' deyip gülmeye devam ettim.

Cüce sinirli sinirli bakarken Suratsız da bıyık altından sessiz sessiz gülüyordu.
Cüce ''Abi seni çağırıyor.'' dediğinde suratsızı dürtüp ''Parkta çocuğa karışmışlar git bak bir el at yazıktır günahtır.'' dediğimde otuz iki diş sırıtıp siyah minibüse doğru ilerledi.

"Güneş fırsat bu fırsat topukla kızım."

Dikkat çekmeden sırıta sırıta geri geri adım atmaya başladım.
Bir adım... Bravo Güneş harikasın !

İki adım... Aferin kızıma !

Üç adım... Mükemmel bir adım !

Şimdi biraz bekle. Nefes al... Evet harikasın devam et Güneş !

Arkanı dön ve topukla.

''Kız kaçıyor.'' diye bağırma sesleri gelince patenlere kuvvet deyip daha hızlı sürmeye başladım -ki arkama bakmaya çalışmamla yeri öpmem bir oldu.

Suratsız gelmeden başka bir adam gelip beni kaldırdı. ''Ben salağım ya! Oradan bakınca belli oluyor mu?'' diye söylenirken Suratsız da yanımıza gelmişti. ''Suratsız ben sizden nasıl kurtulabilirim acaba ?'' diye sorduğumda ''Ne gördüğüne bağlı.'' diyerek ilk kez konuşma gereksimi duydu.

''Tek gördüğüm hacı topluluğu.'' dediğimde daha çok güldü.

Siyah minibüs dahil bütün arabalar yanımıza gelip etrafımızı sardığında Suratsız gülmeyi kesip ciddi bir tavır aldı. ''Göt korkusu mu bu şimdi?'' dediğimde tebessüm edip önüne döndü.

Cüce tekrar yanımıza gelip ''Abi kızı çağırıyor.'' dediğinde gözlerimi sinirli sinirli cüceye diktim.

''Suratsız söyle şu cüceye pateni suratına geçirmeden gitsin. Abinin canı dayakta istiyor mu bari?'' dediğimde cüce bir adım geri çekildi.

Suratsız kulağıma eğilip ''Al sana çözüm yolu. Git abiyle konuş.'' dediğinde son derece samimiydi. 'Al sana kurtulman için bir yol' deme şekliydi resmen.

''Suratsız nasıl gideyim ? Elim kolum bağlı.''

''Az önce kaçıyordun ama ?'' dedi bilmiş bilmiş.

''İZ İNCİ KİÇİYİRDİN İMİ !'' deyip sinirli sinirli ona bakmaya devam ettim. ''Ben sana az önce ne yapıyorum diye sormadım Suratsız.'' dedim son kez.

Suratsız bir şey demeden arkama geçip kollarımdan ittirmeye başladı. Kendimi bir an ilkel çağlardan kalma el arabası gibi hissetsem de sağ salim beni minibüsün yanına kadar getirdi. Kapıyı açıp nazikçe oturmama yardım ettikten sonra ellerimi çözüp kapıyı kapatırken son anda ''Sağ ol suratsız. İçindeki o son kalan insanlığı fark etmedim sanma.'' dediğimde yine güldü.

Bileklerimi ovup yüzümdeki saçlarımı geri ittiğimde karşımda gördüğüm adamla şoklardan şok beğendim.
Bir an Leonardo Dicaprio'nun Oscar'ına kavuştuğu an film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti.
Piç piç sırıtıp -ki bunu yaparken 'ben çok yakışıklıyım değil mi güzelim ?' diyordu adeta..

Ukala bir tavırla ''Bayan kaçak ?'' dediğinde

Aynı onun tavrıyla ''Bayan senin babandır! Kadındır o! Ama senin senaryoyu bozmayayım şimdi... Evet Bay Mafya sizi dinliyorum?'' dedim.

''Burada ne aradığını sorabilir miyim Bayan kaçak ?''

''Hayır Bay Mafya.'' deyip onun gibi arkama yaslandım. ''Bu sıcakta bu deri koltuklara nasıl oturuyorsunuz? Sizin poponuz terlemiyor mu?'' diye söyleniyordum kendimce.

Kaşlarını çatıp ''Burada ne işin var?'' diye sorduğunda ''Canım öyle gelmek istedi ya bir sebebi olduğundan değil.'' deyip şortumun kenarındaki dikiş ipleriyle oynuyordum.

Sinirli bir ses tonuyla ''Soruma cevap alamadım !'' dediğinde gözlerimi devirip ''Ben cevap vermedim çünkü onda olabilir.'' dedim.

Öndeki adama ''İbrahim devam et.'' dediğinde araba çalışmaya başladı. Suratsız da ön tarafa oturunca araba hareket etti.

''İbocuğum orman yolundaki ilk evin önünde dur canısı...'' dediğimde arabada mutlak bir sessizlik oluştu.

Bay Mafya kaşlarını çatıp ''İlk ev mi ? Cihangir Ünal senin-'' derken ''Ay herkes bana bu acı gerçeği hatırlatmak zorunda mı yahu! Evet Cihangir benim abim.'' deyip lafını kestim.

Piç piç sırıtmaya devam ettikten sonra ''Fazlasıyla temiz bir iş oldu. Gökte aradığımızı yerde bulduk! İbrahim eve gidiyoruz.'' dedi.

''Eğer Mafyacılık falan oynuyorsak ben yokum ha baştan söyleyeyim ! İbo beni eve bırak sana zahmet hadi koçum.'' deyip tekrar arkama yaslandım.

Arkama yaslandığım an ağzımı kapatan gazlı bez ile tanıştım. Hadi ama bu çok ani oldu. Bu yaptığın sayılmaz Bay Mafya !
Gözlerim benden bağımsız yavaşça kapanırken beynimde yankılanan 'bay mikrop' şarkısıyla gülümsedim.

''Bay mikrop, bay mikrop, beni hasta edemezsin... Bay mafya... Bay mafya... Beni evine götüremezsin !''

BAY MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin