13. Saray

7.8K 466 30
                                    

Yıldırım en baştan beni böyle bir eve pardon yanlış oldu ; beni böyle bir saraya kaçıracağını söyleseydi ben zaten paşa paşa gelir teslim olurdum. O beni bulamazsa ben gider kendimi yakalatırdım.

"Bay Mafya ?" diye sorduğumda adımları yavaşlasa da durmadı.

"Efendim ?"

"Ağabeyimin bir lafı var çok. Ayrıca mükemmel bir laftır kendileri." dediğimde

"Neymiş o çok mükemmel olan sözü ?" diye sordu.

"Ben abimden para isteyince 'Ben şimdi para sıçıyorum gel sen tuğrala' der ama sen harbi para sıçıyorsun..." dediğimde kahkahası büyük bahçede yankılanarak yok oldu.

"Cihangir Ünal ve cimrilik mi ? İkisi bir arada mı ?" diye sordu şaşkınlığını belli eden bir ifadeyle.

"Araba konusunda asla cimri değildir. Bir de koruma konusunda ama bilmiyor ki bir boka yaramıyorlar. Bak şekil A. Beni korumayla gönderiyor ama yanımda koruma yok yine sen varsın. Demek ki korumalar çare değil. Ayrıca abim cimrilikte dünya markasıdır. İzmir'de boş ev tutmuş insan be o ! Kral cimridir." dediğimde Yıldırım şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu.

"Boş ev derken ?"

"Boş ev işte bildiğin. İçinde çay kaşığı bile olmayan , en son çıkan kiracının evdeki lambaları söküp gitmesi sonucunda aydınlatması bile olmayan boş ev... Hayır yani bu zekayla lisede falan kıza 'ev boş bize gelsene' deseydi iş sakattı vallahi..." dediğimde Yıldırım yüzünde samimi bir ifadeyle gülüyordu.

"Siz nasıl kardeşsiniz lan ?" diye şaşkınlıkla sorduğunda bende aynı şaşkınlıkla

"Sen nasıl mafyasın lan ?" diye sordum.

Bahçedeki büyük salıncağa gidip oturduğunda yanındaki boşluğa da ben gidip oturdum.

"Şimdilik iyi tarafıma denk geldin diyebiliriz." dediğinde kötü yanını az çok tahmin edebiliyordum eski evdeki dosya olayından. Adam siniriyle üç ölü beş yaralı bırakıyordu zaten.

"Hiç hayalimdeki gibi kaçırmadın beni Yıldırım aşk olsun." dediğimde son derece ciddiydim.

Kaşları şaşkınlıkla birleşirken "Nasıl bir kaçırılma bekliyordun ?" diye sordu.
Anında tek tek okuduğum hikayelerdeki kaçırılma olaylarını anlatmaya başladım.

"Ne bileyim ya... Böyle arkadaşımla dışarıdayken falan olabilirdi ya da adres sorma numarasıyla da olabilirdi... Ya da böyle tam evden çıktığımda eve baskın düzenleyebilirdin. Böyle helikopterle falan gelip camdan odama girebilirdin ya da benimle aynı liseye gelebilirdin. Şimdi diyeceksin ki kaç yaşında adamım ne işim var lisede diye ama kitaplarda oluyor. O derece  yani. He bir de en manyak olanı kanka ayağına yatabilirdin sonra paketleyip işi bitirirdin... Hayır yani hiç ekşın yoktu..." dediğimde şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu.

Elimi gözünün önünde sallayıp "Ne be öyle behlül behlül bakmalar ?" diye sordum diğer elimle çenesinden tutup sarsarken.

"Kızım bu nasıl bir hayal dünyasıdır ?!"

"Ne yani sen 'Özür dilerim Güneş acemiliğime geldin seni mükemmel bir şekilde kaçıramadık affet beni' demen gerekirken bana bunları mı diyorsun yani ? He Bay Mafya ?"

"Güneş keşke bunları baştan söyleseydin organizasyon şirketiyle anlaşırdım öyle kaçırırdık seni." deyip güldüğünde her ne kadar esprisi ve fikri çok güzel olsa da gülmedim.

"Bir daha ki sefere artık..." dedim arkama yaslanırken.

"İyi alıştın sende kaçırılmaya."

"Sayenizde... İki günde bir kaçırılıyorum."

"Piç abin yüzünden." dediğinde kaşlarım otomatik olarak çatıldı. 

"Damarlarında akan piçliği hissediyorum Bay Mafya... Bu konuda kesinlikle abimi geçersin."

"Abisine bak kardeşini al." dediğinde sesi pes eder gibi çıkmıştı.

"Sağ ol canım benim."

Yıldırım yavaş yavaş salıncağı sallarken , hafif hafif esen rüzgar saçlarımı dağıtıyordu. Aldığım kırmızı şalı saçıma bağladığımda saçlarım gözlerimi işgal etmiyordu artık. Şimdi rüzgarı daha çok sevmeye başlamıştım.

"Nasıl bir çocukluk 'yaşatmadılar' sana ?" diye sorduğunda aslında 'ne yaşadın lan sen ?' demek istiyordu.

"Bok gibiydi." dediğimde ılık ılık esen rüzgar resmen uyuşturmuştu bedenimi.

Bakışlarını gözlerime odaklayıp "Neden ?" diye sorduğunda hipnoz olmuş gibiydim artık. Ne dese cevaplamaya hazırdım sanki.

"Annem. Tam bir muşmula suratlıdır -senden muşmula olmasın- ki ona eşlik kişiye de baba denir... Ama abim başkadır. O kendisi büyürken beni de kendisiyle beraber büyüttü resmen. Kalbi güzel adamdır bunu derim ona hep... Bakma öyle sert durduğuna; fazlasıyla yaralıdır. O yanımda olmayınca deli cesareti sergilemem tamamen onu kaybetme korkusundan. Onu tekrar görmemek benim için en ağır intihar olur."

Esnemekten konuşamaz hala geldiğimde başımı arkadaki demire yaslanıp uyku pozisyonu aldım.

"Bay Mafya ?"

"Söyle baş belası?"

"Biraz uyusam ? Beş dakika sadece." dediğimde başımı Baf Mafyaya çevirdim.

Baf Mafya yüzündeki tebessümle "Uyu ben buradayım. Keyfine bak." dediğinde gözlerim çoktan kapanmaya başlamıştı.

"Salıncağı salla ama. Uyudum zannedip durdurma sakin. Burada sonsuza kadar uyuyabilirim." dediğimde hala gözlerim kapalıydı.

"Tamam. Sallarım." dediğinde gülümsedim.

Bay Mafya salıncağı sallamaya devam ederken günlerdir en rahat uykumu alacağımı umut ediyordum...

BAY MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin