İçimde büyüyen bu değişik his beni korkutsa bile onun kötü bir his olmadığını biliyordum. Aynada gördüğüm Güneş artık daha farklıydı.
Birkaç günde değişmiştim. Ama bu değişiklik beni farklı derecede güzelleştirmişti.
Saçlarım ve tenim daha parlaktı artık. Gözlerim daha canlı bakıyordu.
Ya da bana öyle geliyordu.
Kahvaltımın en güzel zamanların Bay Mafya ya laf sokarak geçirdiğim için ne yediğimi bile hatırlamıyorum. Sinirim kaşlarımın çatılmasına neden oluyordu. Bu da bende bir çirkinlik sebebiydi.
En büyük sorun ise o güzel krepleri sindire sindire yiyememiş olmam. Rahat rahat yedirmedi ki insafsızın oğlu. Gitti güzelim kahvaltı.
Ama ne olursa olsun sonuç mükemmeldi ! Tek kelime ile efsane!
Şimdi ne mi yapıyorum ? Mutfakta oturup bamya temizliyorum.
En üst kısmı kesip teyzenin hazırladığı suya atıyorum. Püf noktası bu yemeğin. Not alın kızlar !
Mutfak kapısındaki hareketlilik dikkatimi çekince bamya temizleme işine ara verip ne olduğunu anlamaya çalıştım. Bir günümüz de ekşınsız geçicek diye aklım çıkmıştı. Ama ne oldu bilin bakalım?
Kurban olduğum dualarımı anında işleme koydu.
Suratsız adam Bay Mafyaya kucak kucak dosya taşırken bir taraftan da bir şeyler anlatıyordu.
Bay Mafyanın surat ifadesine bakınca dinlediği şey onu pek memnun etmemiş gibiydi. Beter ol pislik! Boyun posun devrilsin adam!
Birden salonu Bay Mafyanın ordusu basınca merakım tavan yaptı.
Olay mı ? Bayılırım ! Ve yine o muhteşem hacı topluluğu! Şov başlasın...
"Teyze bak bak bence Bay Mafya yavaş yavaş deliriyor." deyince teyze ellerini belindeki havluya silip yanımdaki sandalyeye oturunca o da benim gibi onları izlemeye başladı.
Merak işte. Ne yaparsın. İnsanı mezarından çıkartır.
Teyze "Yine kızdırmışlar adamı." diye söylendi benimle göz teması kurmadan. Millet adam görmemiş buna adam diyor ya.
"Bu mu adam ? Bunlar adam mı be !" derken bir yandan söyleniyor bir yandan bamya temizlemeye tekrar devam ediyordum.
Teyze "Çok iyidir Yıldırım bey. Annesinin , babasının yetiştirdiği gibi çok efendi maşallah. Çok efendidir o çok." deyip Bay Mafyayı korumaya devam etti.
''Ya sorma ne demezsin.'' dedim elimde can çekişen bamyayı suya atarak.
Teyze tam cevap verecekti ki Bay Mafyanın bağırma sesiyle konuşamadı.
''Sabahtan beri bağırmaya meraklı bu da. Bağıra bağıra diyafram bırakmadı kendinde. Hayır yani bağırıyorsun da ne oluyor ? Bir gün adamları buna bir isyan çıkartıp darbe yaparsa o zaman göreceğim ben bunun adamlığını.'' diye söylendiğim de teyze ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
''Bakma öyle teyze sen beni boş ver. Bunların olay ne ? Niye delirmiş yine bu ?''
''Dosya mı ne eksikmiş anlamadım ki bende.''
''Dosya eksik diye bu kadar niye böğürüyor acaba salak salak ?!'' diye söylenmeye devam ederken teyze bamyaları tezgahın üstüne bırakıp masayı sildi.
Teyze ''Yıldırım Bey çok disiplinlidir. Annesi hep 'keçi inadı var bunda' derdi. Yıldırım Bey'in inadı tamamen aşırı disiplinli oluşundan. Bu devirde böyle adam olmak zor evladım.'' dediğinde
''Teyze sen inat ve disiplin ne demek bence bilmiyorsun.'' demek istedim ama yinede saygıdan sustum.
Ama çenemi tutamayıp "Ha mafya ha bamya !" dediğimde kapıda bizi izleyen mafyayı görmemiştim.
Güneş kızım işte şimdi sıçtık ! Sıçtık tamam da sıvaması ne olacak ?
