9. Mafyacılık

10.3K 512 30
                                    

Tabelayı okuduğumdan beri abime koala gibi yapışmış, kollarımı bedenine dolayıp onu sıkıca sarmıştım.

''Ağabeylerin en tatlısı... Sütlü çikolatası, kaymaklı künefesi... Can parçam ya... Öküzüm benim... Minik pandam. Şebek şey seni. Bir tanecik maymunum... Saçlarını Arizona kertenkelesi gibi yaparak Allah katına çıkartan canım ağabeyim...''

Abim güldükten sonra ''Bitti mi övme işin pardon sövme işin ?'' diye sorduğunda ''Devam edebilirim hatta istersen devam edeyim ?'' diye öneride bulundum.

Yüz ifadesini değiştirip ''Aman aman bırak kalsın.'' derken kollarımın arasından kurtuldu.

''Bu hareketin beni bir miktar üzmüş olabilir abi'canım haberin olsun.'' dedim suratımı asarken.

''Adamlarımın yanında rezil olmak istemiyorum Güneş.'' deyip piç piç güldüğünde sinir sistemim ek mesai yapıp daha çok gerildi.

Adamlarına sıçsın köpek.

''Ne oldu suratını astın ?'' diye endişeli bir ses tonuyla konuştuğunda

''Kurusun diye astım.'' deyip iğrenç bir espri yaptım.
Benim bile en çok nefret ettiğim espri olduğu halde bu espriyi yaptım. Çünkü ben lanet gıcık biri olmaya bayılırım.

Abimin espri anlayışı olmadığını ''Faruk Güneş'i İstanbul'a geri götür.'' dediği an bir kez daha anladım.

''Ya abi... Şakaydı be. Sustum tamam bak bir daha olmaz.'' dediğimde koluna kene gibi yapışmayı ihmal etmedim.

Faruk abimden bir emir daha beklerken sinirle ona dönüp ''Abi-Kardeş düşmanı mısın Faruk ? Gitsene Faruk! Git Faruk ! Defol Faruk !'' deyip adama dalacakken abimin araya gitmesiyle elimden kurtulmuştu.

Abim kapımı açıp ''Hadi arabaya geç tuvaletini arabama yapmayı düşünmüyorsundur İnşallah ?'' dediğinde küfür etmeye kendimi hazırladım.

Ağzımı açıp ''Arabana sıç-'' diyemeden abimin lafı ağzıma tıkaması bir oldu.

''Aaa Güneş çok ayıp.''

"Yoo değil."

"İstanbul'a geri dönersin !"

"Dönmem."

"Gönderirim."

"Biliyorum."

"Aferin benim güzel kardeşime."

''Yeter bu kadar ezdiğin. Artık ikimizde susmalıyız bence. Sence ? Bencede bence. Hep bence.''

********

İki saattir köyde bulduğumuz bir lokantada oturmuş abimin mafyacılık planlarını dinliyorduk.
Sandalyede oturmaktan popomda oluşan ağrı ise dehşetti. Hele beklemek ? Tek kelime ile işkence.

Dükkan sahibi ilkten müşteri geldi diye sevinse de, gözlerinde dolar işareti oluşsa da yirmiden fazla takım elbiseli adamlar dükkanını basınca dükkanın kepenklerini indirip kaçmak istediğini o bakışlarından anlamıştım. O an ki korkulu ve endişeli hali gözlerimin önünden gitmiyor resmen vicdan kastım.

Abimin kulağına ''Adam polisi aramazsa iyidir.'' dediğimde nihayet adam aklına gelebilmişti.

''Ben adamı hepten unuttum ama sen şimdi izle abini.'' dediğinde yine egosuyla beni baş başa bıraktı.

Abim ''Selçuk ,Kadir masaları birleştirin oğlum.'' deyip korumalarına seslendiğinde masalarını anında birleştirdiler.

Abimin aşırı kibar hali korumalar da şok etkisi yarattığı yetmiyormuş gibi birde ''Oğlum geçin oturun hepiniz. '' deyince adamlar hepten şok tabii.

Ard arda birleşen masalar amcanın bakışlarında tekrar dolar işareti oluşturmaya yetmişti.

Abim role kendini fazla kaptırıp ''Amca bize bir bakar mısın ?'' deyince şok olma sırası bana geçti.

Amcanın yüzündeki korku yerini gözlerinde dolar işaretine bırakınca paranın gücüne inandım. Para her gözü açar. Unutmayın. Önemli bir bilgidir.

Bir süre sonra abimin siparişleriyle yemekler masadaki yerini aldı , konular derinleşti , abimin sinirler tavan yaptıkça adamları taban yaptı , amca ve çalışanları hizmette kusur etmedi ve en önemlisi ben tuvalete gittim. Ama tuvalet müziksizdi.
Ha bir de bu kısa sürede bizi idare edecek olan geçici evimiz bulundu falan filan derken abim normale dönmüştü. Abim hesabı bir centilmenlik yapıp ödeyince gaza gelip bahşişleri bol tuttu.  Erkekler gazla çalışıyor. Aha bir bilgi daha. Harika bir insanım.

Arabadaki yerimizi alınca ''Bu gün çok bonkör olmanızı neye borçluyuz Cihangir Bey ?'' diye sordum merakla.

Tamam babamda para bok gibi ama cimri değildi fakat konu abime gelince kocaman bir "nah".
Zaten Oscar'a aday olabilecek potansiyele sahip olan abim genelde evin fakiri rolünü oynardı. Fakir ama cimri...

''Zengin bir iş adamı olduğum doğrudur.'' dedi her zaman ki ukala haliyle.

''Biz ona 'Zengin bir mafya' diyoruz ama yinede sen bilirsin tabii. Ah bir de cimriliğin var. Yeni kod adın : Cimri ama mafya.'' dediğimde

''Doğrudur. Yeni adımı sevdim.'' deyip güldü.

''Mafyacılık oyunu. Seviye 2.''

''Sen seviye 1'de adam gömdün level atladın kızım sen ne ikisi ?'' dediğinde ölen adamlar gözümün önüne geldi.

''Nefsi müdafaa hakim bey. Ayrıca ben olmasam Yıldırım seni kurşuna dizmişti babamın oğlu !''

''Kızım sen olmasan benim Yıldırım'la ne işim olur salak.'' dediğinde adam haklıydı. ''Tuvaletini yaptığına göre bence artık sus Güneş hadi abicim.'' dedi.

Adam yine haklı.

İstanbul'a geri dönmek istemiyorsan uyu Güneş. diyen iç sese kulak verip uyuma pozisyonu aldım.

"Çok sevgili abiciğim ?"

"Efendim Güneş ?"

"Şey dermişim... Hadi baağyy !"

*****

BAY MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin