17. Çarparım ulan seni!

7.7K 443 39
                                    

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN ! KADINLARIN CANININ YANMADIĞI BİR YIL OLUR İNŞALLAH. 
Herkese keyifli okumalar...


Ufo aracı gibi yere temas etmeden korumalar tarafından taşınıyordum. Teknolojinin yine kas gücüne baktığı dönemlere geri döndük. Yani milattan önce bilmem kaç yıllarına...

Merdivenlerden aşağıya inerken beynim bir süre sonra şebeke gibi çekmemeye başlıyordu.
Bir yandan bacaklarımı ileri geri sallıyordum bir yandan da yanımdaki salakların sinir sistemini bozmaya çalışıyordum. Kısasa kısas!

"Kaçıncı kat bu ?" diye sorduğumda beni insan yerine koymamaları en sinir olduğum şeydi.

Cevap yok öyle mi ? Peki.

"Şebeke bulunamadı ! Dat dat dat !"

Susmak mı istiyorsunuz ? Tamam susalım.

"Yıldırım olacak o adi pisliğe iletmenizi istediğim bir şarkı var... Lütfen ona iletin bu mesajımı...'' dediğimde onun adını duydukları an hepsinin bakışları bana çevrildi. Yoğun bakışlar altında boğazımı iğrenç bir şekilde temizledikten sonra derin bir nefes aldım.

"Yıldırım... Bu şarkı sana ; Aradığında beni bulabilecek misin ? Bulamadığında kaç kat aşağıya ineceksin ? Yandı o sene hadi abiciğim gelsene... Yıldırım burada kaşınıyor organlarını deşsene..."

Şarkımı bölen maymuna baktığımda yanındaki kapıyı açmış bekliyordu.
Kolumdaki iki maymun beni içeri götürmeye başladığımda iç sesim hak ettin diyordu. Haklıydı bu sefer.
Fazla kaşındım.

"Bana bak maymun kral ! O kapıyı kilitlersen çok pis söverim bak !" dediğim an beni içeri atıp kapı kapattı. Ukala herif inadına iki kere de kilitlendi.

"Ya ben size maymun derken şaka yapmıştım! Siz benim için adeta Kurtlar Vadisi'nde ki Abdülhey gibi Memati gibi bir dostsunuz... Gelin dostlar ! Beraber özgürlüğe kaçalım."desem de ses seda yoktu.

Bulunduğum odayı incelerken buranın normal şartlar altında kiler olarak kullanıldığını ama Bay Mafyanın burayı işkence odası olarak kullandığı belliydi. 

Fazla karışık ve sadistçe dekor edilmişti. 

Gözlerim karşımda ki siyah dolabı hedefi haline getirdiğinde raflarda duran ilaç kutuları dikkatimi çeken ilk şeyler oldu. Beynimin bütün algısı serum şişelerini incelerken ani bir patlamayla yerime sindim.

Ne oluyor lan ?!
Kırılan serum şişeleri yanıma kadar ulaşırken kollarımı bedenime sararak kendimi koruyordum. Kem gözlü müyüm neyim lan ben! Neye baksam yerinden uçuyor!

Kapı açıldığında Bay Mafya şok olmuş bir şekilde bana ve etrafa bakıyordu.

"Güneş ?"

"Mafi ?"

"Ne yaptın lan sen !" diye sorduğunda altında yatan küfür kendini belli ediyordu.

"Baktım. Sadece baktım."

"Ne bakması ? Ne oluyor burada? İyi misin ?" diye sorduğunda bu olaylara en az bende onun kadar yabancıydım. 

''Bilmiyorum.'' dediğimde yanıma gelip oturdu ve bakışlarının hedefi dolap oldu.

''İlaçlarıma ve serum şişelerine ne yaptığını sorabilir miyim ?'' dediğinde aslında bu sorudan çok olayı açıklığa kavuşturma eğilimiydi. 

''Anlatsam inanmazsın. Sürekli aynısı oluyor." dediğimde o da en az benim kadar anlamıyordu.

"Ne oluyor Güneş ?" diye sorduğunda içeri giren koruma önce bize ardından odaya baktığında şok olmuş bir şekilde karşımızda dikilmeye başladı.

"Dikkatimi nereye versem orası ya kırılıyor ya da patlıyor." dediğimde Bay Mafyanın yüzünde korkudan eser kalmayıp yerini dalgaya bıraktı.
Yıldırım dalga geçeceğini belirten bir gülüş atıp "Saçmalama." dese de korumanın "Telekinezi." deyip sessizce fısıldaması ikimizin de dikkatini oraya çekti.

Yıldırım "Ne dedin? Tele- ney ?" diyerek cahilliğini belli ettiğinde daha çok korkmaya başladım.

Koruma "Telekinezi ağabey." diyerek açıklama yapsa da Bay Mafya için yetersizdi. Tabii benim içinde...

"Yani ?"

"Uzaktan kontrol gibi bir şey ağabey. Nesnelere ya da herhangi bir eşyaya fiziksel müdahale etmeden hareket ettirebilme durumu." deyip geniş özeti geçen korumaya tabiri caiz ise mal gibi bakmaya başladım.

"Yani sen bana kem gözlü mü demek istiyorsun ?" deyip yerdeki cam parçasını korumaya fırlattığımda birkaç adım gerilemek zorunda kaldı.

"Estağfurullah Güneş Hanım. Demek istediğim farklı bir olay. Telekinezi ya da Psikokinezi denilen bir olaydan bahsediyorum. Parapsikologlar daha çok Telekinezi demek yerine Psikokinezi demeyi tercih ederler. Anlamları aynıdır ikisininde. Aynı zamanda telekinezi, bir parapsikoloji dalıdır."

"Yürüyen Wikipedia." dediğimde Yıldırım'ın eliyle ağzımı kapatması durumun anormalliğini ortaya seriyordu.

Bay Mafya "Kemal teorik bilgiyi kes. Detaya gel." dediğinde o da bu duruma en az benim kadar Fransızdı.

"Kötü bir olay değil ağabey. Enerjiden kaynaklanan birşey. Her insanda var olan ama keşfedilmeyi bekleyen bir durum. Güneş hanım biraz farklı bir şekilde keşfetmiş ya da keşfettirilmiş sadece o kadar." deyip odaya baktığında saçma bir şekilde haklıydı.

Bay Mafya "Bir yere ayrılma. Beş dakika sonra geliyorum." deyip gittiğinde gidişini izlemek hobi haline gelmişti artık.

Korumayla yalnız kaldığımızda "Ben başka ne yapabilirim acaba telekinezi durumuyla acaba Bay Telekinezi Konusunda Uzman Bey ?" diye sorduğumda gözleri büyük bir hevesle parladı resmen.
Yıllardır bunu anlatmak istiyormuş ama kimseye denk gelmemiş gibi bakıyordu. Dersini çalışmış bir öğrenci ama öğretmeni ona hiç söz hakkı vermemiş gibi. Neyse.

"Bunun ciddi boyutları da var tabii. Kapıyı kilitlemek, pencereyi açıp kapatmak gibi... Daha fazlası beni aşar."

"Ben o enerjiyle adam çarpabilir miyim peki ? Kaç can hakkım var ?" diye sorduğumda Yıldırım'ın gelişiyle cevapsız kaldı sorularım.

"Bay Mafya ?"

"Ne var ?"

"Ne demek 'ne var ?'! İnsan gibi davransana be sen önce. Telekinezi olmuşum zaten. Biraz insanlık. Biraz kibarlık lütfen. Seni vicdana davet ediyorum."

"Ne oldu ne ? Ne diyeceksen de !" dediğinde hatta kükrediğinde sinir sistemim anında devreye girdi.

"Çarparım ulan seni! Düzgün konuş benimle. Telekinezi oldum demem yapıştırırım enerjiyi tipin kayar." dediğimde umutsuz vaka gibi bakmaya başladı.

Bu bakış çok şey anlatsa da o önce sustu sonra odadan çıkıp kapıyı kilitledi. Benim bu şoktan çıkmam ise yaklaşık beş dakikamı aldı.

"Ulan telekinezi olmuşum burada. Neden yalnız bırakıyorsun beni ! Yıkarım ulan bu evi başına! Hemen geri geliyorsun! Pis adi herif!"

Ses yok.
Gelen yok.
Giden hiç yok.
Tepki sonsuzluk gibi bir şey oldu.
Ben yine umutsuz ben yine telekinezi !

BAY MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin