Vücudumdaki anormalliklere kafayı taktığım bir gün daha !
''Abi az kolunu uzatsana.'' dediğimde ilk başta dediğimi anlamasa da sakince kolunu uzattı.
İkimizin kolunu yan yana uzatıp damarlarımıza baktığımda birbirinden farklı tonlarda olduğunu fark etmem uzun sürmedi. Normal bir insanın umursamayacak kadar dikkatini çekmeyecek olan durum benim bütün hücrelerimi meraka davet ediyordu.
''Ne oldu lan ?''
''Abi bak senin damarların bildiğin yeşil benim damarlarım bildiğin açık mavi. Hatta böyle ışıltılı... Simli gibi duruyor.'' dediğimde şaşırmak yerine omuz silkti.
''Kızım ben özel bir insanım farkında değil misin ?'' diye sorduğunda bu sorudan çok ego cümlesiydi.
''Ay o kadar özelsin ki anlatamam. Yanında olduğum için manyak mutluyum. Yok böyle bir gurur.'' dediğim an kolunu başıma dolayıp sıkmaya başladı.
Çığlıklarımı ve küfürlerimi duymamazlıktan gelip ''Arabaya geç. Gitmemiz lazım.'' deyip beni arabayı park ettiğimiz yere doğru itti.
Ben hala bozuk plak gibi aynı yerde takılı kalmışken kafamdaki soru işaretleri bir bir artıyordu. Normal bir insan damarları için yeşil derken ben açık mavi mi diyeceğim ? Mavi güzel renk ama bazen damarlarımdan simli kan aktığını falan zannetmiyor değilim. Nasıl bir mükemmellikse bu artık... Her yerimden ışıltı akıyor.
*****
Dinlenme tesisinden ayrıldığımız beş dakika bile olmamıştı ki benim acilen tuvalete gitmem gerekiyordu. Yol boyunca canımın sıkıldığı her an su içmek galiba çok mantıklı bir hareket değilmiş ki sonu böyle oldu! Bildiğin idrar kesem uyuştu !
Yemin ediyorum çişimi tutmaktan mideme doğru idrar yolculuğu başlamış bulunmakta.
Abimin her ne kadar sinir krizi geçireceğini bilsem de son bir kez şansımı denemeyi tercih ettim. Arabadan atma ihtimali oldukça yüksek olsa da bunu söylemeye mecburdum. Arabasına kendisi hariç bir şey yapmak oldukta tehlikeli bir hareketti. Arabalara olan aşkı yüzünden sonsuza kadar bekar kalacaktı. Bir arabaya gösterdiği ilgiyi bir kadına gösterseydi ben şimdi üç yeğene sahiptim.
''Abi ya...''
''Söyle güzelim ?'' dedi. Ay senin kibarlığını yesinler ya... Ama birazdan göreceğim seni.
''Dinlenme tesisindeki tuvaletler çok güzel değil miydi ya ? Müzikli falan. Kimse kimseyi sıçarken duymak zorunda değil sonuçta.'' dediğimde ikimizin yüz ifadesi anında değişti.
Ne saçmalıyorum ben ya ?
Abim ukalaca sırıtıp ''Ne oldu tekrar müzik eşliğinde sıçmak istiyorsun-'' derken diyeceği şeyi fark edip sözünü kestim.
''Ya ! Abi ! İğrençsin ya... Pislik !''
''Ne var bunda kızım ? Görende midene sıçtığını falan düşünecek-''
Mide doğru ama sıçma yanlış. ''Abiiii !''
''Tamam be bir şey demedim.'' derken bile gülüyordu.
''Abi tuvalete gitmem gerekiyor kıt beyinli misin ?'' diye sorduğumda ibnelik olsun diye salak salak gülmeye başladı.
Kardeş kardeşe bunu yapar mı ?
Hayır yani Müslüman Müslümana bunu yapar mı ?
''Yol kenarına bırak istersen ? Sonra anında izimizi bulsunlar.'' dediğinde kaşlarım artık birleşme noktasına geldi.
''Cihangir Bey küfür etmek istemiyorum sende zorlama istersen.''
''Yarım saat idare et az kaldı.''
''Tutamam.''
''Altına yap.''
''Yapamam.''
''Gel elime sıç Güneş o zaman !''
''Abi ya !''
''Kızım çocuk musun ? Tut iki dakika.''
''Bas gaza sende biraz.''
''Sus ama sende biraz.'' dediğinde kaşlarım sinirlen birleşme noktasına geldi.
Demek susayım ? Demek konuşmamı istemiyorsun ? Tamam Cihangir Bey ! Susarız ! Sıkıntı yapma !
Bir dakika...
Evet Güneş harikasın devam et...
İki dakika...
Ohoo kaptım bu işi...
Üç dakika...
Aferin Güneş bravo...
Dört dakika...
Ya süperim ya...
Beş dakika...
Sabret Güneş... Harika susuyorsun ! Bravo ben !
''Ne demek sus abi ? Ne demek he ?'' diye sinirle bağırdığımda zafer kazanmış bir egoyla gülümsedi.
''Bende diyorum bu salak ne zaman patlayacak.''
''Abi bak kırıcı oluyorsun sende. Bir şey demiyoruz diye...'' dediğimde başlarda doğru , sonlara doğru yalanı bastırdım.
''Sen hep bir şey diyorsun Güneş. Hiç susmuyorsun ki be güzelim.''
''İyi be !''
Abim gülmemek için kendini zor tutarken niye ne söyleyip de beni sinir edecek çok merak ettim.
''Yalnız Güneş şaka maka iyi dayandın. Bu kadar susman cidden büyük başarı.''
''Teşekkürler Cihangir Bey.''
Yolculuğumuz abimle olan muhteşem kavgalarımız ve patlamak üzere olan idrar kesemle devam ederken artık sıkıntıdan da patlamak üzereydim.
Kendimi müziğin akışına teslim ederken gözlerimin kapanmasına izin verdim.
Uyurken işemek daha doğrusu abimin arabasına işemek kesinlikle tehlikeli ve yasak olduğundan uykumda mideme işemek için kendimi tembihleyip öyle uyudum.
*****
Kolumu koparmaya niyetlenen kişiye gözlerimi açıp baktığımda Cihangir öküzü olduğunu görünce tekrar gözlerimi kapattım.
''Güneş kalk geldik.'' dediğinde ''Beş dakika daha.'' deyip koltuğa yapıştım.
''Hadi kalk be kızım. Şu an sevinç çığlıkları atman gerekiyor uyumanın sırası değil.'' dediğinde oltadaki balığın büyük olduğunu anlayıp hızlıca kalktım.
Nerede olduğumuzu anlamak için arabanın camından etrafa baktığımda tabeladaki yazıyı okuyunca çığlığı bastım.
''ŞİRİNCE KÖYÜNE HOŞ GELDİNİZ.''
Lan İzmir ! Lan İzmir'deyim !
''Merhaba İzmir !''
