Selam millet :)
Öncelikle herkese iyi ve sağlıklı güzel bir gün diledikten sonra yeni bölümün açılışını yapıyorum... Hepinize keyifli okumalar diliyorum :) Yorumlarını, mesajlarınız, dilek ve şikayetlerini benimle paylaşabilirsiniz :) Şimdi aradan çekiliyorum görüşmek üzere...
''Çok halsizim ya. İçimde bir kusma isteği var size anlatamam. Sanki böyle içim yanmış ama külleri içeride kalmış gibi. Anlatabiliyorum değil mi ?'' dediğimde etrafımda bana bakan baygın bakışlar her geçen dakika biraz daha artıyordu.
Sağımda ve solumda beni esir alan doktorlar dururken, Yıldırım tam karşımda ifadesiz bir yüz ifadesi ile dikiliyordu. Bu tablo yaklaşık iki saattir böyleydi. Hepsi aynı ciddiyeti ve sakinliği koruyordu fakat ben bu konuda fazlasıyla başarısızdım.
''Çok halsizim diyorum neden bir tepki vermiyorsunuz? Ne diriye ne ölüye saygınız var. Sesim falan mı gelmiyor? Ya da ben başka bir boyuta falan mı transfer oldum ?'' diye sorduğumda solumdaki doktor tepki olarak derin bir nefes almayı tercih etti. Adama sabahtan beri gına geldi tabii haliyle garibim ne yapsın. Bütün eczaneyi bana verdi resmen içim dışım ilaç oldu.
Yıldırım ''Güneş sessiz ol adamlar işini yapsın.'' dediğinde resmen 'Gel benim saçımı başımı yol.' diyordu ama inanın kolu kaldıracak halim yoktu. Ama işin güzel tarafı da hala aynı gezegende oluşumuzdu.
''Deney faresi miyim ben ? Halim yok diyorum sizde doping falan yok mu adrenalin falan? İçelim güzelleşelim hesabı. Ben anlamam o işlerden ama şu kel olan galiba beni anladı.'' deyip sağda ki doktoru gösterdiğimde soldaki doktor bıyık altından gülmeye başladı.
Sağda ki doktor durumu hiç bozuntuya vermeyip ''Sonuçlar hazır Yıldırım Bey.'' dediğinde ortam yirmi bin voltla gerilmişti sanki.
Vücudumu saran gerilime rağmen şüphelendiğim konuyu dile getirip ''Deliriyor muyum ?'' diye sordum. Çok istediğim bir şey olmasına rağmen henüz delirmeye hazır değildim ama normal bir insan evladı kapıyı yerinden sökemezdi. Yani bu durumda kendimi delirmiş olarak kabul etmek en mantıklı olan açıklama olacaktı.
Yine bu sorunun cevabını kendini tıbba adamış insanlardan bekliyordum ki doktorların cevap vermesine bile fırsat vermeyen Yıldırım ''Sizi dinliyorum.'' deyip kontrolü yine eline aldı.
Soldaki doktor ''Öncelikle bilmenizi istediğimiz durum var ki o da böyle bir vaka ile ilk defa karşılaşıyor oluşumuz.'' dediğinde Yıldırım ''Bende.'' deyip anında sinir sistemimi alt üst etmeyi başarmıştı.
''Ay ben sana çok meraklıydım. Birde utanmadan 'Bende.' diyor. Ben mi dedim sana 'Karşıma çık sonra beni kaçır.' diye ? Memnun değilsen bırak da gidelim paşam.''
Yıldırım'ın gözleri sinirden ateş etse de ''Siz devam edin.'' deyip konuyu anında değiştirdi.
''Yani bayılmasından itibaren hastaya verdiğimiz bütün ilaçlara rağmen vücut hiçbir tepki vermeyip kendi sistemi ile hareket etmeye devam etti. Yani bütün ilaçlar vücuda girer girmez etkisiz hale getiriliyor.'' dediğinde benim gibi Yıldırım'ın da bir bok anlamadığı yüzünden okunuyordu.
Yıldırım ''Doktor! Artık kartlarımızı biraz daha açık oynayalım mı ?'' diye sorduğunda aslında bu bir soru değil de 'Tercüme et koçum.' deme şekliydi.
''Nasıl söylesem bilmiyorum ama Güneş Hanım için tıp son bulmuş sanki. Çok üst düzey fonksiyonlara sahip. Kalbinin atışı bile olağanüstü bir hızda olmasına rağmen vücut ısısı normal bir insanın vücut ısısına göre çok düşük. Vücudu kendi kendini tedavi edebiliyor ilaç yardımına gerek duymadan. Sanki kendi sistemi içerisinde ilerliyor. Fakat bu durum aslında sandığımız kadar güzel sonuçlar doğurmaya bilir. Vücut fazlasıyla enerjiye ihtiyaç duyuyor ve bunu nasıl karşılayacağına dair bir fikrimiz yok.'' dediğinde 'Kimden bahsediyoruz acaba ?' diye sormak istemedim değil.
''Eee bu da benim serseri serbest stilim. Kendi işimi kendim görüyorum.'' dediğimde Suratsız hariç hepsi somurttu.
Yıldırım ''Güneş seni serseri serbest bir çarparım görürsün o zaman stili mitili.'' dediğinde benden çok kendisi gerilmişti.
Kel olan doktor ''Yıldırım Bey buyurun devamını dışarıda konuşalım.'' deyip anında adamı aldığı gibi benden uzaklaştırdı.
