Kafeler, benim gibi üniversite mezunu ve oldukça büyük puanlara sahip kişiler için basit bir meslekti. Bu yüzden artık bir kafe de çalışmaya karar vermiş, kendimi büyük stresli işlerden uzak tutmaya başlamıştım.
Gelen genç kızlardan bazıları beni tanıyordu ama fazla konuşmamaya çalışıyorlardı. Sanırım kafede çalışan bir garson olduğum için yanlış kişi olduğumu sanıyorlardı. Herkes böyle düşünüyordu. Anneme bunu söylediğimde çok kızmıştı, diplomam ve çalışma geçmişimle her yerde çalışabilirdim ama şuan bir kafede çalışıyordum.
Ama insanların dediklerini veya düşünceleri hiçbir zaman umurumda olmamıştı. Annemde bunu biliyordu ve bu sebeple fazla üstüme gelmemişti. Michael ile ayrıldığımda da çok kızmıştı ama yine de hemen affetmişti.
Gelen turiste istediği kıvamdaki kahvesini verdim ve gülümseyerek Sheetal'in yanına gittim. "Bu akşam bir konsere gideceğim, benimle gelmek ister misin?"dedi tatlı aksanıyla beraber.
"Kimin konseri?"diye sorduğum sırada kenardaki tabağın içinde bulunan çilekten bir tane almış,televizyondaki magazin haberlerine bakıyordum.
"Onların."dediği sırada gözlerim televizyondaki Michael ve yanında olan esmer kızdaydı. Michael, kızın elini tutmuştu ve ona bakarak gülüyordu. Arkasından grubunun diğer üyeleri de çıkarken, "Bayan Walker ile olan iki yıllık ilişkinizin ardından neler düşünüyorsun Michael?"
"O kızın adını bile söylemeyin."dediğine yanındaki esmer kız, Michael'ın ona olan saliselik bakışını sadece ben yakalayabilirdim. Ve soy ismimi duyduğunda oluşan yüz ifadesini. İçimde bir buçuk hafta sonra tekrar canlandıklarını hissettiğim kelebeklerim eşliğinde içim burkuldu.
Ne kadar da aptaldım... "Sarah? Beş numaranın hesabını alır mısın? Daha sonra konser hakkında konuşuruz."
