#four

293 31 1
                                    

İşten geldikten sonra, her zamanki gibi kendimi yatağıma bıraktım. Onu özlüyordum ama... Bitmiştik biz. Olmuyordu, bu şekilde onu istemiyordum. Hayır hayır, onu istiyordum ama olmuyordu işte. O yanımda yokken, mesajlaşarak, telefonda görüntülü konuşarak veya televizyondan onu izleyerek bu ilişki yürümüyordu.

Yürütemiyordum.

Beni çalıştığım bardan ayırmış, şimdiki sekreterlik işimi bulmamı sağlamıştı. Hayatımı kurtarmıştı, kalbimi kazanmıştı. Ama şimdi yanımda değildi. İki yıllık bir ilişkimiz olabilirdi ama iki yıllık ilişkimizin ilk dönemleri hep beraberdik. Şimdi ise nefesini bile hissetmiyordum. İlk başta ona karşı çıkışımda olduğu gibi beni takip bile etmiyordu, burada yoktu.

Yakında kalbimden gitmesi de an meselesiydi... Yoksa gitmiş miydi? Ah hayır. Giden tek şey ilişkimizdi. Bu ilişki onun uzaktaki bedeni ile benim burada parçalanmış bedenim ile ilerlemezdi. Biz bitmiştik, omuzlarım çökmüştü ve ben ölüyor gibiydim.

Çantamdaki telefonumdan çıkan ses ile yere düşmüş olan çantamın içine elimi attım ve telefonumu bulmaya çalıştım. Sonunda parmaklarıma değen soğuk demir parçasıyla onu kavradım ve çantamdan çıkartıp gelen mesaja baktım.

Michael: İş bitti mi?

Sarah: Evet

Michael: Bana şans dile güzelim

Sarah: Neden?

Michael: Oraya geliyoruz

Michael: Bitti

Michael: Konserler bitti ve biz bir programın ardından oraya geliyoruz

Nefesim boğazımda kalmış gibi hissettim. Geliyordu. Tanrım. Sonunda bana geri geliyordu.

Sarah: Aman tanrım Mike

Sarah: Hemen gel

Sarah: Geceliğim ile beraber seni bekliyor olacağız :-)




broken home | mgcHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin