Giriş

33.2K 674 25
                                    

“İlk gün okula gitmek zorunda mıyım? Yoklama alacaklarını bile sanmıyorum.”

Annem küçük isyanımı umursamadan bardaklara çayı koymaya devam etti. O sırada babam kolunun altındaki gazeteyle birlikte mutfağa girdi.

“Sorun ne Hazal?”

Derin bir iç çektikten sonra babama döndüm. “Hazal değil. Hazel. Neden inat ediyorsun baba?”

Babam gazeteyi masaya bırakıp annemin yanağına ufak bir öpücük kondurduktan sonra yerine kuruldu. Bana cevap vermemişti. Bense pijamalarımda mutfağın ortasında bön, bön babama bakıyordum. Annemden ikaz geldi.

“Hadi kızım otur masaya. Geç kalacağız.”

Oflayarak masaya oturdum. “Ben okula gitmek istemiyorum. Tontonumu görmeye gideceğim.”

Babam çayından yudum aldıktan sonra bana döndü.

“Daha dün Beşiktaş’tan geldin kızım, babaanneni rahat bırak biraz.”

Ebeveynlerimin inadına karşı gelemeyeceğimi bildiğim için sessizce tostumu yedim. Daha yarısına gelemeden doymuştum. Tabağa bırakıp ayaklandım.

“Tostun bitmedi Hazal.”

Babama dönüp zorla gülümseyerek “Hazel.” Diye hatırlattım.

“Hazel. Oldu mu? Şimdi, bitir o tostunu.”

“Yiyemem, doydum. Okul için hazırlanmalıyım.”

Annem babamın konuşmasını beklemeden lafa atladı.

“Ama tatlım, yemeğini düzgün yemeden gitmezsen güçsüz düşersin okulda. Allah korusun, ya bayılırsan?”

Anneme “abartma” bakışı atıp mutfağı terk ettim. Bir türlü kabul edemiyorlardı. Yemekle aram pek iyi değildi ve mutsuzken aramız tamamen bozuluyordu.

Taşınmamız yüzünden yeni kayıt yaptırdığımız yeni okulumun aptal kıyafetlerini üzerime geçirdim. Lacivert şort etek ve bordo lacoste. Eylül ayında olmanın etkisiyle külotlu çorapla uğraşmıyordum. Diz altı lacivert çoraplarımı geçirdikten sonra yine lacivert olan supergalarımı ayağıma geçirdim. Siyah üstüne renkli çiçekleri olan, çok kullanışlı sırt çantamın içine bir adet test kitabı, cüzdan, anahtarlık gibi ıvır zıvırları ekledim. Kirpiklerimi maskara sayesinde belirginleştirdikten sonra dudağıma vişneli dudak kremimi de ekledim. Çillerimi kapatmak için hiçbir girişimde bulunmadım, onları seviyordum. Saçlarımın önünden aldığım iki kahverengi, arada dalgalanan ama onun dışında hiçbir şekle girmeyen düz tutamları da ufak bir toka yardımıyla arkadan tutturdum. 11. Sınıf benim için zor olacaktı.

Table of Contents kısmına mutlaka bakın :)

Sen de GitmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin