-11-

10.7K 451 20
                                    

-11-

"Okul nasıl gidiyor Hazel'cim?"

Soru Yetkin'in annesinden gelmişti. Hızlıca yanıtladım.

"Çok iyi gidiyor, şimdiden birçok arkadaş edindim. Hocalar da iyiye benziyor ama eski okulun yerini tutamaz."

Kafasını salladıktan sonra yanında oturan kadının ona soru sormasıyla ilgisini ona yöneltti.

Tek tek misafirlere göz gezdirdim. Ne şanslıydım, babaannemin gününe denk gelmiştim. Bir an önce sıvışmanın yolunu bulmalıydım.

"Ay sorma Sema'cım, benim oğlan dönüyor. Çok mutluyum doğrusu, çok özlemiştim yavrumu..."

Ayşen teyzenin yanındaki kadına dedikleriyle oturduğum yerde çakılıp kaldım. Ne yani Yetkin mi dönüyordu?

"Ne yapacak liseye devam mı edecek?"

"Yok hayatım ya zamanı yok ki. Zaten son senesi vardı dondurmuştuk şimdi açık liseye alacak babası kaydını. Lise diplomasını alacak. Okul için dönmüyor zaten Beşiktaş alt yapıdan teklif almış o yüzden dönüyormuş..."

"Oo desene, Beşiktaş'ta top koşturacak."

Sema denen kadının anlamsız esprisine kahkahalarla gülerken yerimden kalkıp mutfağa ilerledim. Babaanneme gelmesi için seslenmeyi ihmal etmemiştim.

"Ne oldu kuzum bir şey mi istiyorsun?"

"Yok tontiş de diyorum ki ben kaçsam şimdilik akşam gelsem?"

Babaannem güldükten sonra yanıma gelip sulu öpücükler bıraktı.

"Sıkıldın tabi, e kızları da özlemişsindir. Akşam yemeğinden önce evde ol ama tamam mı aşkım."

Yanaklarını avcuma alıp balık surat yaptım. Bir yandan da sallıyordum.

"Oy gelmem mi kız! Hatta misafirler gitsin hemen gelirim tontiş!"

Babaannem bir yandan gülüyor bir yandan da ellerime vuruyordu. Rahat bırakıp sarıldım. "Hadi kaçtım ben!"

"Dikkatli ol!"

Kafamı sallayıp çantamı alıp evden çıktım. Resmen kaçmıştım. Ayakkabılarımın bağcıklarını bile bağlamamış, ayakkabımın içine sokmuştum. Hızlıca Burcu'ların evine ilerledim, bu saatte evden başka yerde olmazdı.

***

"Ne yani Yetkin mi dönüyor şimdi?"

Burcu Ezgi'ye bıkkın bir bakış attı. "Neden bu kadar geç anlıyorsun Ezgi? Kız kaç defa tekrarlayacak?"

"Uf aman be, sen sus konuşma."

"Ezgi!"

Aralarında tuhaf bir gerilim vardı. Ben yokken ikisinin arasında ne olmuştu böyle? Daha bir hafta önce her şey yolundaydı! Of!

"Siz ikinize ne oluyor ya? Düzgün konuşsanıza birbirinizle."

Ezgi Burcu'nun yatağından kalkıp camın önündeki döşeğe oturdu. Ellerini göğsünün altında birleştirdikten sonra gıcık bir bakışla Burcu'ya baktı.

"Onu Burcu'ya söyle. Böyle olmamızın sebebi o."

Soran gözlerle Burcu'ya döndüm. Gözleri dolmuştu.

"Kaç defa dedim Ezgi, benim isteğim değil! Annemler beni burada nasıl bırakabilir kafayı mı yedin? Sanki ben can atıyorum gitmek için!"

Ezgi'nin bakışları yumuşamıştı ve ben hala hiçbir şey anlamamıştım.

Sen de GitmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin