Sen de Gitme

Özel Bölüm ♣ 2

♣Özel bölüm; Anıl'dan

Üç derin nefes aldım. Bunu yapacaktım. Burcu'nun karşısına çıkacak, gereken şekilde sevgilim olmasını istediğimi söyleyecektim. Ama bunun sıradan olmaması gerekiyordu. Daha önceki aldığı her teklifi, hayatına giren her erkeği unutturmalıydım. Onun için çok önemli olmak istiyordum.

Çünkü Burcu benim açıldığım ilk kızdı.

Evet, tuhaftır falan filan... Hep kızlarla flört ederim, konuştuğum kız çoktur... Ama hepsi boştu. Bir yerde Günay gibiydim. Ama onun gibi kendimi tamamen eğlenceye kaptırmıyordum. Bu konuda da Poyraz gibiydim, doğru kızı arıyordum. Hayatımdaki ciddi ilişkinin doğru kişiyle olmasını istiyordum. Tabi, Günay'da böyle istiyordu ama o Ezgi gelmese hala öylesine takılacak ve doğru kızı aramayacaktı. Ben arıyordum ve şimdi bulduğumu hissediyordum.

Bu yüzden bu teklif olayı çok önemliydi ya.

Üniversitenin şimdilik en güzel yanı okuduğum hazırlıktı ve kur şeklinde öğrendiğimiz ingilizcede bir üst seviyeye geçerken bir haftalık tatilimiz oluyordu. Ve ben bu bir haftalık tatili tamamen teklife yoğunlaştırmıştım. Şu an Edirne'deydim mesela. Burcu'nun okuluna 100 metre uzakta bir kafede oturuyor ve planı gözden geçiriyordum. Birazdan okul dağılacak, Burcu'nun okuldan en yakın arkadaşı Güneş yanıma gelecek, plana birlikte göz atıp uygulamaya geçecektik. Kafamda kurduğum şey fazla romantik olduğu için yapış yapış gibi geliyordu kulağa ancak Güneş bunun doğru yol olduğuna emindi.

Beşinci çayın ardından karşımdaki sandalye çekildi ve karşımdaki esmer kıza gülümseyerek baktım.

"Kusura bakma, biraz beklettim."

"Yok, sorun değil. Plana bakalım ve uygulamaya koyulalım..."

Güldükten sonra boynundaki şalı çıkarıp yanıma doğru kaydı. "Sakin ol kaptan, fazla heyecan iyi değil..."

Haha, demesi kolaydı.

♣Burcu'dan...

 

Okuldan koşarak çıkan Güneş'i boğmak istiyordum. Ona yetişeceğim diye test kitabımı sıranın altında unutmuştum ve bugün soru çözümüne o kitabı götürmem gerekiyordu. Güneş'e oflayarak ve ayaklarımı sertçe yere çarparak sınıfa geri döndüm.

Güneş'e bazen anlam veremiyordum. Her gün beni okulda saatlerce, pekala en fazla yarım saat, oyalıyor ve eve geç gitmeme neden oluyordu. Ama sıra bana gelince bekleyemiyordu. Buna sinir oluyordum.

Okuldan çıkıp her zamanki yolumdan ilerledim. Elli metre aşağıdaki okulun önünden geçerken adımlarımı sıklaştırdım. Şu günlerde hala konuştuğum Anıl'dan dolayı önünden geçtiğim lisenin erkeklerinden kaçınıyordum. Gerçekten söylüyorum, kız lisesinde okumak erkek açısından daha avantajlıydı. Tabi eğer yakınlarda normal bir lise varsa. O zaman erkekler kendi okullarındaki kızlar yerine sizi tercih ediyordu. Ve benim bu okulda okuyan konuştuğum iki çocuk olmuştu. Birisine olmayacağını açıkça belli etmiş olduğum için artık konuşmuyorduk ama Uğur benden bir türlü vazgeçmiyordu. Başkası ile konuştuğumu Güneş aracılığıyla en yakın arkadaşına iletmiş ve her konuşmamızda onu kankalamıştım. Ama gelin görün ki çabalarım nafileydi.

Uğur çok yakışıklı bir çocuktu. Su topu oynadığı için harika bir vücudu vardı ve boyu da uzundu. Dip not: uzun boylu takıntım var.

Kendi lisesinin bir tür çapkın, bad boyu gibi bir şeydi. Aslında sanıldığı gibi kötü çocuk falan değildi, sonuçta kimsenin boynunda sigara söndürmemişti. Ama her kavgada bulunur ve padişahların çoğunun yaptığı gibi en arkadan olayı izlerdi. Tabi bunlar hep dedikodular...