32. Ölüm Kalım

1.8K 142 10
                                    

Yorum ve beğeni yapmayı lütfen es geçmeyin.

Başlayalım

Hayat geç kalanları hiç affetmez. -Gorbachov

______

Murat Arsel için bugün farklı bir gündü. Her zaman onu sinir eden kuzenini şimdi kendisi ziyaret ederek sinir edebilirdi. Onun mantığında mutlu olmak, bir başkasının sinir olacağı şeyleri yapmak için, ele geçirilen bir fırsattı. İnsanlar mutlu ve üzgün olduğu anlarda sadece yaptıklarını ölçüp, tartamaz diye düşünürdü. Telefonunun ön kamerasını açıp, oturduğu yerden saçlarını dağıttı. Zaten dalgalı ve kıvırcık olduğu için daha bir hacimli oldu. Ellerini kumaş pantolonunun ceplerine koyup, ıslık çalarak odadan çıktı. Esila'nın pembe tonlarında, çiçek desenin bol olduğu odasına geçip kimseyi bulamayınca ıslık çalmaya devam ederek koridorda yürüdü. Etrafından geçen çalışanların başlarını kaldırmadan el pençe divan durmasını keyifle seyredip Salih'in odasına gitti.
Kapıyı yavaşça açtı, kuzeninin sinirden kulakları kızarmış. Salih'in sabır indeksini ölçerken görünce, keyifle boş koltuğa oturdu. Daha halen geldiğini ikiside farketmemişti.
"Seni ne zaman bu holding de arasam, yoksun. Buhar veya duman olarak hayalet gibi etrafta geziyorsun. Seni oda, oda aramama rağmen bulamıyorum." Bir adım yaklaştı Esila sevdiği adamın oturduğu koltuğa. Cevap vermeyeceğini bildiği soruyu, sormuş olmasına sinir olmuştu. Bu adamın yanında gururunu hiçe saymasına bile sinir oluyordu. Diğer konuyu da fırsatı varken söylemesi lazımdı.
"Nedense, birkez bile evine davet etmedin beni. İki hafta oldu ne bekliyorsun?" Esila kollarını beline bağlayıp ayağını yere vurarak tehditkar bir üslupla hesap sorarken Salih koltuğu arkasına döndürmüş homurdanarak manzarayı izliyordu.
"Cevap ver? Cevap vermek istemiyor musun? İyi benden günah gitti. Hayatına gülle misali beter biri dert olsun. Tabi cinsiyetinin erkek olacağını söylememe gerek yok. Sana aşık olsun, hem de deli gibi peşinden koşsun, evlenmek istesin. Aminnnn." diyerek masaya vurdu.
"Off Esila çık git odana. İki günde bir saçma,sapan bahanelerle, davet etmeden eve geliyorsun zaten. Davet bekliyorsan, evime gelme ki davet edeyim. Birde suçlu benim gibi beddua ediyorsun. Senin bedduaların yüzünden bir köşede ölüp gideceğim." dedi omuz silkerek.
"Ama öyle deme." Şımarık çocuklar gibi masaya bedenini daha fazla dayadı. Dengesiz olduğunu her an belli etmekten yorulmuyor du.
"Benim sana olan aşkım, seni korur. İçimden tövbe ediyorum."
"Evladına beddua ettikten sonra sütüm seni korur diyen anne gibisin... Fazla dramatik, fazla sinir bozucu." diyerek ayağa kalktı. Esila'nın alnına hafifçe vurup.
"Hadi hayallerini al ve git..."
"Sinir ediyorsun beni...İnşallah, tuvalet tıkanır senin olduğun anda patlar. İnşallah, yüz gün kabız olursun. Yüz birinci gün bütün tuvalet kapıları dışarda kalman için kilitli olur." dediği gibi, Salih karşısında ki kızın ağzını tuttu.
"Sana artık bu ofis yasak. Çık dışarı bakalım." diyerek sinirle kapıya doğru götürmeye başladı. Esila ve Salih'in canhıraş halini kahkahalarla gülen Murat'ı, nihayet ikisi de farketmişti.
Salih hızla kızın ağzını bırakıp. Murat'ın yanındaki koltuğa çöktü.
"Vallahi elimden bir kaza çıkacak. Kuzenine bu bölgenin yasak olduğunu, Fahri bey'e ben söylemeden sen söyle." diyerek saçlarını karıştırdı. Murat bir yandan gülüyor bir yandan kaşlarını çatmaya çalışıyordu.
"Esila on beş gündür burdasın dört gün babam veya benimle yemişsindir. Diğer günler hep Salih'ler de yemek yiyiyorsun. Çağırmayı beklemeden giden sensin. Hadi çiçekli, böcekli odana git, kış, kış. Burası iş yeri, Yağmur ile oyun alanın değil..." Yerinden kıpırdamadan Esila'nın buğulanan gözlerine baktı.
"Şimdi ağlayacağım dersen, gülerim..." Kafasını Salih'e çevirdi. Yinede arkasında kuzeninin kendini sıkarak, ağlamamak için savaştığını biliyordu.
"Sakın ağlama Esila..." Yine bakmadı.
Salih, beş dakika önce hırçın deniz gibi kükreyen kızın şimdi ki haline baktıkça. Murat'ın kafasını kanalizasyon çukuruna atıp daha da çıkarmamak istedi. Esila'nın varlığını umursamıyordu. Yine de ağlaması onu içten içe eritmeye yetmişti.
"Sen niye geldin?" diyerek Murat'a kızgınlıkla baktı Salih.
"Esila'yı arıyordum..." dediği gibi ayak, ayak üstüne attı. Salih ayağa kalkıp.
"Buldun al git, toplantı için hazırlanmam lazım. Bugün bu odaya gelmesin diye peşinden ayrılma kuzeninin." dedi rahatsız olduğunu belli edercesine.
Esila yanağından süzülen yaşları silip.
"Cehenneme git lanet olası Salih Saraç..." Sesi fazla sert çıkmıştı.
"Senin yüzünden oradayım zaten. Cennetime, cehennem otu dikiyor varlığın." dedi keskin bir tonda.
Yutkundu Esila, elini nereye koyacağını şaşırdı. Cehennem demişti varlığına, cennet gördüğü adam. Başını dikleştirip arkasını döndü.
"Kalbim senden nefret edene kadar bana sabret. Akşam iznin olursa Yağmur'u görmeye geleceğim. "
"İznim yok..." Salih bakmamak için kendisiyle savaşıyordu.
"Sana sorduğum kabahat. Sen hariç ailen beni yemeğe davet etti. Akşam evinde görüşürüz." dedi umursamaz halde.
"Kimse seni davet etmiyor sen zaten her gün geliyorsun."
Murat, iki yarım akıllının ne yaptığını farkedince, şakaya vurmaya çalışarak araya girdi. Yoksa sonu hiç iyi gitmeyecekti.
"Hadi ama birbirlerine düşman, hısım gibi oldunuz. Salih kahve söyle içelim."
"Ben Salih'in elinden zıkkım içtim. Birkaç saat başka bir şey canım çekmez. Hadi kalk gidelim, bu adamın yanında kuzenim dahi kalamaz. Anlasın ben olmazsam kimse yanında olmayacağını."
"Saçmalama, sen git bana ne senden?" dediği gibi Esila zorla Murat'ın koluna girip odadan çıkardı.
"Yürüsene bir kere benim tarafımı tut." Birkaç adım attıktan sonra Murat koluna yapışan kızı silkeleyip.
"Bırak sana kızım. Tamam geldim ama böyle zamanlarda beni deli ediyorsun. Seni ne zaman korumak istesem, pişman ettiğini hiç söyledim mi?" Kendisine çeki düzen verdi. Sonra onu izleyen kıza sıkıca sarıldı.
"Başkasını bulsan olmaz mı? Salih seni sevmiyor. Gözümün önünde kedi, köpek gibi tartışıyorsunuz. Daha halen nasıl umut bağlıyorsun anlamadım?" Gözlerini yumdu.
"Bu yeşil gözlü dev için aşık olan kadınları görünce, onu öldürmek istiyorum." Esila başını yasladığı omuzdan kaldırıp.
"Şapşik aşk böyle bir şey. Önce kedi, köpek olursun sonra karı koca. Bu da benim imtihanım." diyerek göz kırptı.
"Anladın mı?"
"Anladım artık, Salih senin ağzına sı...sın, sende gül ve geç." dedi, Esila kulaklarını kapatıp.
"Bozuk ağızlı, koca dana sus... Hadi karnım acıktı yemeğe gidelim. Yemek yerken daha güçlü oluyorum." diyerek elini yumruk yapıp Murat'ın omzuna vurdu.
"Şansına küs senden daha asi ve senden daha belalı birisini davet ettim." Esila duygu sömürüsü yapmadan.
"İptal etmem imkansız. Kısmetimi kapatmana izin vermeyeceğim." dedi Murat.
"Kim?" dedi takılarak.
"Kim diyorum hadi söyle? Meraktan çatlarım, Murat kaçma kim bu?"

Resmen Aşık 1-2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin