Kara Kristal

2.7K 73 6
                                    

Üç tip cadı vardır. Birinci olarak Kristal Cadılar. Kendilerini suyun ve Ay'ın bilgelik ve şifa özelliğine adamış,saf iyilik barındıran cadılardır.

Mavi Cadılar-diğer adlarıyla "Şekil Değiştirenler"-büyü veya sihir yapmazlar; ama bir varlığın şekline bürünme ve bu da yetmezmiş gibi çok hızlıdırlar.

Son olarak Karanlık Cadılar vardır. Bu cadılar kara büyü ve Kırmızı Zümrüt taşlarını kullanırlar. Fakat son zamanlarda Kırmızı Zümrüt taşlarının nesli tükenmekte.

Ben türümün tek örneğiyim. Bir Kristal Cadının kızıyım ama bir Kristal değilim. Ben bir Kara Cadıyım. Üstelik babam insan buna rağmen-baba tarafımda bile tek bir cadı soyundan gelen yok- bir kara büyü ustasıyım. Bu bazen iyi bir şey olabiliyor. Örneğin; anneniz size kızınca birkaç büyü yapabiliyorsunuz. Ama benim annem kıdemli bir Kristal olunca-baş değil ama yineden iyidir- pek işe yaramıyor.

Kara Cadıların müttefiki olması gerekirken daha fazla düşmanı var. Mavi Cadıları ve Kristalleri saymasak bile bazı cadı düşmanı insanlar var. Bu insanlar Kristallerin düşmanı değil fakat Mavilerden ve benim türümden gerçekten nefret ediyorlar. Beni çoğu kez annem kurtardı. Bir keresinde sevgilim cadılardan nefret eden insanların toplandığı bir örgüte üyeymiş-bunu öğrendiğimde beni bir direğe bağlamıştı-beni öldürmeye çalıştığında onu yakmıştım. Benim bir Kara Cadı olduğumu anladığında arkasından büyü yapmıştım-ki bu büyü ona aldığım hediye ile ilgiliydi-,ne yazık ki biz Kara Cadıların büyü yaptıklarında yüzlerinde işaretler belirginleşir. Bu bir tür dövme gibidir ama doğuştandır ve her büyü yaptığımızda-bu küçücük bir şey olsa bile- yüzümüzde o işaretler çıkar.

Benim maceram onsekizinci yaş günümde başladı. Çünkü biz cadılar yaşlanmayız. Yirmi yaşından sonra-bazı Maviler otuz- bedensel büyüme durur. Biri sizi gelip öldürene kadar veya sihrinizi sizden alana kadar- bu en kötü ve iğrenç olanı- ölmeyiz. Bir cadı başka bir cadının sihrini alırsa, sihri alınan cadının bedeni gerçek yaşının çalışma metabolizmasına dönüşür. Biz cadılar asırlar boyunca yaşadığımız için beden bunu kaldıramaz ve ölür.

Onsekizinci yaş günümde artık güçlüydüm ve nerdeyse akla gelebilecek herşeyi yapabiliyordum. Bu da bir sürü kötü varlığı peşime düşürdü. Kara cadılardan daha kötü varlıklarda vardır.

Yaş günümü bir parti vererek gece yarılarına kadar eğlenerek kutladım. Evimiz triplex olduğu için en alt kat çok müsaitti. O gece birkaç yakın arkadaşım bizde kaldı. Sabaha karşı odamda uyuya kalmıştık. Herkes farklı bir yerde derin derin uyuyordu. Ben hariç. Sürekli kulağıma fısıltılar geliyordu. Sürekli bir rahatsızlık içindeydim. Sanki rüyamda yerde değilde sıcak ve sert bir kumda yatıyormuş gibiydim. Sert kumun yüzüme vurduğunu hissediyordum. Saçlarım uçuşuyor, yüksek sıcaklık sırtımı yakıyordu. Gözlerimi açtığımda gördüğüm şey tupturuncu bir kum ve nemli bir havanın yüzüme vurmasıydı. Ben bir çöldeydim! Bu bir rüya olamayacak kadar hissedilir, bir film olamayacak kadar da gerçek ve sıcaktı. Fısıltılar hala kafamda dolanıyordu. Belli bir sözcuk veya birşeyden bahsetmiyordu ama birşeylerin bana fısıldadığını duyuyordum. Arkamı döndüğümde-dönmez olaydım- birini gördüm. Yüzü pek seçilemiyordu ama uzun ve iri bir adamdı. Siyah bir cüppesi vardı ve kapşonluydu. Gerçek olup olmadığını kontrol etmek için gözlerimi kapattım. Kapattığımda bir kıkırdama duydum. Iğrenç ve şeytani bir kıkırdamaydı. Tekrar açtığımda ayaktaydım ve odamdaki boy aynasının karşısındaydım. Yatağım sol arka çaprazımdaydı. Yani direk kalkınca kendimi göremezdim buraya kadar yürümüş olmalıydım. Kızlar hala uyuyordu ve ben nasıl ayağı kalkıp aynanın karşısına geldiğimi hatırlamıyordum.

Kara KristalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin