Final #1

270 16 0
                                    

"Nik'in geri gelmesi için Damla gerekli canım. İlk önce onu bulmalıyız.Ayrıca bu bir diriltme ayini olmayacak."

Annem bana baktı. 

"Kızım Nik'i canlandırmak demek dengeyi alt üst etmek demek. Ura da bunu istiyor. Nik'e ihtiyacımız olduğunu ve onu sevdiğini biliyorum ama sadece düşmanına güç kazandıracaksın. O güçlendkçe sen azalacaksın. Yanlış kararlar verip bizi tehlikeye atma."

Melissa turuncu saçlarını geri attı ve kolları göğsündeyken ayağa kalktı. Boyu zaten uzundu birde topuklu giyince daha uzun oluyordu.

"Denge zaten bozulmuş halde.Eğer Nik geri gelecekse Safira'yı da getirebilirsin değil mi?" 

Adam eğildiği masadan kafasını kaldırdı. Şaşkın gözlerle Melissa'ya döndü.

"Prenses Safira mı?"  Melissa kafasını salladı. Safira'ya çok üzülmiş olmalıydı. Yine benim suçum olan. O günden beri başım feci şekilde ağrıyordu ve doğru düzgün odaklanamıyordum. Yine baş ağrısı tuttu, önümdeki sandalyeye oturdum. Bu salonda bir eksiklik vardı.Delta'nın burada olmadığını fark ettim.

"Delta nerede?" Annem ve Melissa sağına soluna bakındı. 

"Az önce buradaydı." dedi annem. Ayağa kalktım.

"Ben bakarım." dedim. Hem biraz hava alsam zararı olmazdı. Dalga işlemeli kapıdan çıktım. Hava biraz nemliydi. Havalar iyice saçmalamıştı. Ura'nın dengesizliği bütün Dünya'yı etkiliyordu. Delta güvertenin en ucunda durmuş,ellerini cebine koymuş etrafı izliyordu. 

"Burada ne yapıyorsun?" 

"Hava almam gerekti." Hiç bana bakmadan sabit bir noktaya odaklanmıştı. 

"Kız kardeşimden haber alamıyorum.Diğer Delta üsslerinden de. Birşeyler oluyor biz burada sevgili Kara Kristali'mizin sevgilisini canlandırmanın yollarını arıyoruz." Sesi kızgın çıkıyordu. Aslında haklıydı. Bazen kendimi okadar kaptırıyprdum ki. Ama o Nik! Başka kimse değil. 

Aniden bana döndü ve karşımda kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde durdu.

"Eğer adamlarımın başına birşey gelmişse seni asla affetmem. Zaten başlarına birşey gelmişse yanında savaşacak bir ordun olmayacak.. Sence cadılar sana tam destek çıkar mı? Bence Ura onlara yalandan şey vaad etmiştir bile! Kristaller kendilerinden başka kimseyi düşünmezler. Adam sayısı azalınca onlarda korkup girmeyeceklerdir ve her nerede saklanıyorlarsa oarada kalacaklardır.Mavi cadılara gelince,Ura'yla boy ölçüşebilecek kadar Mavi cadının olduğunu sanmıyorum!"  Tam yanımdan geçip gidecekti ki aniden durdu ve çenesini kaşımaya başladı.

"Sevgilini geri geçirmek için Ruh ikizini kaybetmeyi göze aldığına göre kendini umursamıyorsun. Bizim ölümümüze yol açacaksın ve ben bunlar olurken izlemek istemiyorum. Safira'yı nasıl öldürebilirsin ?"

İşte sadete gelmiştik. bütün derdi buymuş demekki.

"Bak neler olduğunu anlattım. Bilerek olmadı.Bunun için emin ol senden daha çok acı çekiyorum."

Delta birşey söylemeden geminin arkasına doğru gitti. Peşinden gittim.

"Bak Fiona'yıda kaybedemem tamam mı?"  Onu çok iyi anlıyordum.Bende aynı durumdaydım.Her an Damla'yı kaybetme korkusuyla nefes alıyordum. Ama Nik için Damla gerekiyordu...

**

Ertesi sabah kalktığımda çok kasvetli bir gündü. Siyah taytımın altına kısa botlarımı geçirdim. Üstümdeki askılı olduğu için üşüdüm ve üzerime bir ceket aldım.Dışarı çıktığımda yaşlı adam dümende diğer herkes güvertede bir yerlere tutunmaya çalışıyordu. Gemi havadaki fırtınaya karşı koymaya çalışıyor ,kocaman dalgalarla boğuşuyordu. 

Kara KristalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin