Aro

655 44 3
                                    

Ertesi gün Soo okula gitmeme izin vermedi ve evde bütün gün Melissa ile vakit geçirdik. Akşam olunca yemekten sonra hep beraber gece yarısına kadar film izledik. Nasıl oluyorsa ikiside benim yatağımın üzerinde uyuya kaldı. Bende gidip annemin yatağına yattım.

Saat sabah üç buçuk gibi mutfakta birşeyler tıkırdadı. Kalkıp mutfağa indiğimde uzun boyu ve kapşonlu bir adam musluğun yanında duruyordu. Sonunda birilerine karşı büyü yapmanın zamanı gelmişti. Adam sessizce konnuşmaya başladı.

“Annenin gitmesi uzun sürdü. Arkadaşlarında uyuyorken, bu fırsatı kaçırmamalıyım.”

“Beni öldüremeyeceksin! Sen her kimsen.”

Adamı mutfakta ordan oraya savurup çarpmaya başladım. Mutfağa ne olacağı umrumda değildi. Sonra yukarıdan Soo’nun sesini duydum. Melissa’nın büyü yapması için bağırıyordu. Başlarının dertte olduğunu anladım ve adamı bırakıp yukarı koştum. Ama Soo için geç kalmıştım. Aynamın önünde kanlar içinde yatıyordu ve aynadaki bir yansıma kapşonlu onun üzerinde kanın içiyordu. Melissa ise arkamdan gelen adama doğru atıldı ama adam iri olduğu için onu bir kol hareketiyle arkadaki merdivenden aşağı firlattı. Melissa öldümü ölmedimi bilmiyordum ama donakalıştım. Hiçbir Aro’nun bir cadının kanını emerken görmemiştim ve bu dehşet vericiydi.

Sonra ensemde sıcak bir el hissettim. Beni kendine çevirdi. Ayaklarım yerden yükselmeye başlamıştı ve boğazımı öyle sıkıyordu ki nefes alamıyordum. Adamın arkasından merdivenlerden sürünerek çıkmaya çalışan Melissa’yı gördüm. Ama olduğu yere yığılıvermişti. Işte o anda içimde bir alev hissettim. Kızgınlık. Yüzüm yanmaya başlamıştı acılıydı ama yanıyorduç yüzümdeki izler çıkıyordu ama bu sefer normal değildi bu sefer her Kara Cadıda olduğu gibi tek bir iz değildi. Yüzümün her yerinde çıkıyordu. Bunu hissedebiliyordum. Içimde birşeyler alev aldı gözlerimi kapattığımda adamın kapşonun altındaki yüzünü belirgin bir şekilde gördüm. Yüzüne ışık vuruyordu ve sırıtıyordu. Ama birden somurttu ve yüzü alev aldı. Bağırarak gözümü açtığımda adam yanıyordu. Beni ısıracakken yanmaya başladığı için dişleri birbirinde girdi. Adam diz çökmesine rağmen ben hala havadaydım. Sonunda söndü. Gözleri bana bakıyordu. Yavaş yavaş kül olmaya başladığında yüzümde aynı acıyı daha güçlü hissettim ve adamı daha kül olmadan patlattım. Sanki sigara külüne üflemişsiniz gibi odamın heryerine saçıldı. Yavaş yavaş yere inmeye başladığımda. Arkamı döndüm. Soo bir deri bir kemik kalmıştı. Melissa’nın yanına gittiğimde şükürler olsun ki ölmemişti.

Kara KristalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin