1. İlayda "bir sabah, yeni bir hayat"

435 29 7
                                    

İlayda iki dünya arasında sakince uyuyordu. Annesi odasına girip onu izledi bir süre. Gitmeye hazırlarken uyuyakalmıştı genç kız. Bavul açıktı, elbiseleri toplanmamıştı. Kızına yaklaşıp omzuna dokundu. İlayda sakince yüzeye çıkıp gözlerini açtı. Kısacık uyku arasında güzel bir rüya görmüştü. Annesinin seyrek olarak gördüğü makyajsız güzel yüzü ile karşı karşıyaydı.

"Gidelim hadi" diyordu.

İrkildi.

Bu sabah herhangi bir kadın milyonlarca kadın gibi kocasının şiddetinden uzaklaşmak üzere evinden ayrılıyordu. Yeni bir hayat, bir gecede herhangi bir dayak sonrasında "gidelim buralardan, artık dayanamıyorum" cümlesi üzerine planlanmıştı. "Olur gidelim" diyen kız çocuğunun ortaklığı ile bu sabah evlerine son kez bakarak çıktılar.

Evin şiddeti ortasında çok konuşmayan anne kız bu kez de çok konuşmadılar. İlayda'nın içinden "gideceğimiz yerde neler yapacağız?" diye sormak geldiyse de sormadı. Yolculuğa sakladı bu soruyu, diğer sorular gibi. Saklanan sorular ansiklopedisini yazabilirdi. Bahçe kapısını kapatmak üzere iken durdu.

Bir hafta önce yaptıkları plan işe yaramıştı. Haftanın bir günü işe gitmeyen anne akşam yemeğinde kocasının tabağına uyku ilacı koyacak, sabaha değin hazırlık yapacaktı. Annesi binlerce kadın gibi müzikholde çalışan gece işçisiydi. Her gün sabaha karşı işten gelir, öğlene kadar uyur, akşama doğru kocası Kenan'ın yemeğini yapar, işi hakkında kocası ile tartışır, kocası onun yaptığı işten, o da kocasının borçlarından bahsederek şiddete zemin hazırlardı. İlayda büyük kulaklığını takar, roman okumaya başlardı. Bir süre sonra koca (Kenan) televizyon karşısında uyuyakalır İlay ise geceye doğru hazırlanıp yola çıkardı.

Bu böylece İlayda doğup büyüyene kadar 17 yıl sürdü. On yedi yılın sonunda İlay baş konsomatris oldu ve işe alınacak yeni kadınları o seçmeye başladı. İstediği müşteriye gidiyor keyfine göre gün boyunca çalışmıyordu. Patrona karşı sözü geçiyordu ve müzikholün ortakları ile yemeklere de gidiyordu. Bir gün, yani birkaç gün önce onları her sabah evden alıp işe bırakan servis şoförünün yaşadığı şehirde yeni ve güzel bir müzikhol olduğunu öğrendi. Müzikholün sahibi ile görüştü ve bu şehirde kazandığının iki katını kazanabileceğinin garantisini aldı. Yeni müzikholün sahibi ile görüşmeye gittiğinde tereddütte kalmış Kenan ile boşanamayacağını düşünmüştü. Kenan'dan ölesiye korkuyordu. Tek çare kaçmak, zengin olmak ve pahalı bir avukat aracılığı ile güvenli bir şekilde boşanmaktı. Kesin kararı buydu ve o sabah İlay ve İlayda'nın hikayesi başlamış oldu.

İlay'ın kafasında "yeni bir hayat" düşüncesi falan yoktu aslında. Yeni bir 'şey' adına herhangi bir şey de düşünmüyordu. İş arkadaşı birazdan sokak başında onları alacak başka bir şehre götürecekti, şimdilik önemli olan buydu. Her şey eskiyordu nasıl olsa, aynadaki güzel yüzü, kocası. Anıları yok olmuştu. Yeni bir hayat yerine "biraz daha para" cümlesi daha uygun olabilirdi bu durum için. Kızına para da verebilirdi. Belki onu ciddiye alırdı kızı.

Bu yeni hayat yeni bir şehirde başlayacaktı. İlay işine orada devam edecekti. İlayda hala bakıyordu bahçe kapısından. Ardında bıraktığı "görüşürüz, kendine iyi bak" diyebileceği herhangi biri var mıydı? Aniden açık bıraktıkları camdan eve girip babasının odasına daldı. Kol saatini çıkartıp koluna taktı, biraz uzun geldi. "Olsun, daraltırım" dedi. Acele ile çıktı, "bir şey unutmuştum!" diyerek annesinin ona bıraktığı bavulu aldı. Sokağın başında siyah bir transporter belirdi.

İlay'ın iş arkadaşı Hülya ön koltukta İlayda'ya göz kırptı. Şoför inip bavulları bagaja attı. Yeni iş yerinde İlay'ın yardımcısı olacaktı bu kadın.

Siyah Volkswagen Caravela sabah sisinin içinde kaybolurken İlayda bir sigara yaktı. Annesi ağlamaya başlamıştı.

İLAYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin