Yalnızlık... üç hecelik tek kelime ama dağ gibi oturuyor insanın kalbine . Ne kadar geçerse geçsin, yine de alışamıyorsun ona.
Önce annem bırakdı beni, sonra babam. Dedemler desem zaten varlığımdan rahatsızlar.
Hani bir laf vardır "gölgene bile güvenme, akşam olunca o da seni yalnız bırakır". Ne kadar da yerinde bir deyim. Her şey bitdiğinde benimle kalan yine ben oluyorum. Korkarken yorganın altında kendime sarılıryorum. Arkadaş çevrem geniş ama yine de hiç bir şey , hiç kimse anne babanın yerini doldurmuyor dolduramıyor...
------------------------- - - - --------------------
Sabah acele ile çıktım evden, alarmın sesini duymadığım için geç kalkdım ve kahvaltı etmeye vakit kalmadı. Neyse artık orda atıştırırım bir ara.
Kapıda dün beni bırakan araba duruyordu. Şöför inip yine kapımı açtı ikinci arabanın içindeki korumalar da inmişlerdi ve etrafı gözetliyorlardı. İçlerinden biri telefonla konuşuyordu. Bu korumayı daha önceden de görmüştüm Arafın yanında.
20 dakika sonra şirkete varmıştık. Arabadan inecekken bir az önce telefonla konuşan "yakışıklı" koruma kapımı açtı. Arabadan inerken her kesin gözü üstümdeydi. Patronumun boya küpü sekreteri ise gözlerinden ateş saçıyordu.
Utançla başımı eğip girdim şirkete. Her kesin gözünün üstümde olması çok rahatsız edici.
Güvenliği geçip ilerledim ve her gün azap çekerek , resmen tırmandığım merdivenin karşısında durdum. Nedense bu gün çok daha uzun gözüküdü gözüme...YAZARDAN
Genç adam ayna karşisina geçip takımının yakalarını düzeltdi. Aklında yine bir çift yeşil göz vardı. Hoş son bir aydır aklından hiç çıkmıyor ya.İlk karşılaşmaları geldi aklına, farkında olmadan gülümsedi. Minik kıza hayran kalmışdı ilk görüşten, ama etrafına belli etmemeliydi deyilmi? ....
Bağırınca korkmuştu minik sıçan , yeşil gözleri dolmuştu. Genç adam o an çok garip hiss etmişdi. İlk başlarda anlam verememişti hislerine. Ama şimdi, bu güne kadar tatmadığı heyecanla atıyordu kalbi.O günden sonra sürekli aklındaydı minik kuşu. Şimdi de istila etmişdi düşüncelerini. Ondan başka bir şey düşünemez olmuştu. ..
Adamı Emreye kızı araştırmasını söylemişti. Eline gelen dosyayla daha da bağlanmıştı kalbi kıza. Ailesi ölmüştü , akrabaları da redd etmişdi onu. Minicik bedeniyle , ufacık elleriyle tek başına tutunmuşdu hayata.
"Artık yalnız olmayacaksın miniyim" diye geçirdi içinden. En kısa zamanda yanına almalıydı ama önce kendini sevdirmeliydi. ( halbuki minik kızın kalbi çoktan onun aşkının tohumlarını ekmişdi kalbine. Küçücük kalbi Arafın aşkıyla kanat açmıştı)
Evinin etrafına korumalar yerleştirmişdi. Korumalıydı minik serçesini, düşmanları çoktu sonuçta. Hoş onun korkusundan kimse yaklaşamazdı ama yinede tedbir almakta fayda vardı.
Araf... Mafya dünyasının en korkunç babası . Her kese kabullendirmişti varlığını. Adı bile geçtiyinde ölüm korkusu sarardı vücutları. Babasından sonra geçmişti onun yerine . Başa geçtiyi kısa zamanda büyütmüşdü işleri . Yurt içi ile kalmamış, yurt dışına da taşımıştı işleri. Gitdiyi her ülkede sayılıp seçilen iş adamı aynı zamanda korku saçan mafya babası olarak tanınırdı. Ülkenin ticaretinin 3/4 hissesi onun elindeydi. Ondan habersiz tek çöp bile alınmaz satılmazdı.
Genç adam fazla zaman kayb etmeden çıktı odasından. Telefonu çalınca arayanın Elifi koruması için görevlendirdiyi en iyi adamlarından Arda olduğunu görünce hemen cevapladı.
"Söyle Arda!" Sesi her zamanki gibi soğuk ve sertdi.
"Abi yengeyi aldık yoldayız"
"Tamam Arda, dikkatli olun, , ben gelmeden kata çıkmasına izin vermeyin"
"Tamam Abi"
Konuşmayı sonlandırarak daha da hızlandırdı adımlarını, miniyine yetişmeliydi bir an önce. 25 katı merdivenle çıkmasına izin veremezdi. Asansör korkusunu öyrendiyinden sonra , bir çözüm bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kızın Sert Adamı
Ficción GeneralKüçük, masum kızımız Elif. Sert, karanlık adamımız Araf. İki insanın sürükleyici aşkı. Her şeye rağmen sevdiyi adama tutunan kız. Arafın karanlık hayatı, Elifin karanlık geçmişi. Her şeyin başladığı yerde ya onlar bitecek, ya da her şeyin bittiyi y...