Bölüm 10: Denizkızı

1.6K 84 15
                                    

Arkadaşlar, sınavların boğazımı kavramadığı bir arada alelacele yazılmış bir bölüm. Umarım beğenirsiniz. 

Bölüm şarkısı; Bülent Ortaçgil, Şarkılarım Senindir.

Eftalya:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ulaş:

"Hayatta müzik lazım değildir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hayatta müzik lazım değildir.

Çünkü hayat müziktir."

-Mustafa Kemal Atatürk


Okulların açılması ile son hızımızla çalışmaya başlamıştık. Önce elemeleri geçmemiz gerekiyordu; ardından çeyrek finale düşecektik, düşersek. Ardından yarı finaller... Ve sonunda büyük final. Müray Hoca ve müdür, bu etkinlikle yakından ilgileniyor ve bizi bir an olsun yalnız bırakmıyorlardı. Öğle araları yetmediği zamanlarda, dersleri de kullanıyorduk, çalışmak için.

İyi gidiyorduk. İyileşiyorduk. Emre, hala grup ismine takıntılıydı ve artık ona destek veren bir Müray Hoca vardı yanında. Müray Hoca'yı sevmeye başlamıştım. Çok iyi niyetli, güleç, hafif kilolu sarışın bir kadındı. Güldüğünde, gözleri kısılır, göz çizgileri kırışırdı. Gamzeleri de vardı hatta! Hep kıskanmıştım gamzesi olan insanları. Onlar çok güzel gülerlerdi çünkü. Güzel gülen insanların içlerinin de güzel olduğuna inanırdım... Fakat sonradan, o güzel gülüşlerin, naçizane birer oyunculuk olduğunu anlayacaktım. İçleri güzel olan insanlar demek... Yoklardı ki! Fiziki özellikler perdeydi. Veyahut yalnızca bir paravan. Hepsi buydu işte. Hayat tecrübesi dedikleri bu olsa gerek... Oysa yalnızca otuz iki yaşındayım!

On altı yaşındaydım.

Annem hala gelmemişti... babama soruyor, annemi arıyordum fakat istediğim cevabı alamıyordum bir türlü. Bu nedenle zaman zaman sormayı bırakıyordum. Ama sadece zaman zaman.

İçimde anlamlandıramadığım bir huzursuzluk vardı, koltukta oturup, Teoman'ın davulla dövüşünü izlerken. Dalgın dalgın seyrediyordum işte. Anlamsızca. Ne düşündüğümü de bilmiyordum, işin kötüsü!

SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin