Görüşlerinizi merakla bekliyorum saygı ve sevgi değer okuyucular.
Aspava!
Ulaş'ı daha önce hiç böyle görmediniz;
Ve Çağdaş'ı tabii;
Gerçi Eftalya'yı görmüşsünüzdür;
"Dünya sahnesinde işIer sarpa sarınca, orkestra devreye girer."
-Kari Kraus
İki hafta boyunca yoğun bakımda kalmış, iki hafta boyunca savaşmış ve sonunda yenilmişti. Hiç yenilmez, kazanana değin direnir diye düşündüğüm Çağdaş, yalnızca iki hafta daha nefes alabilmişti. Ve sonunda, her şey bitmişti işte.
İnanmak çok zordu. İnanmak imkansız gibiydi. Koca bir soru işareti ile ünlem yumağının içinde kaybolmuştum. Sanki deli, ağaçların arkasından, odamın kapısından, pencerenin demirinden, merdivenlerden, en olmadı yerin dibinden, suyun içinden –bir yerden işte, çıkıp gelecek ve bağıracaktı; "şakaladım!"
Ve bende ona bağıracaktım. "Kakaladın, deli! Böyle şaka mı olur?"
Olmazdı zaten. Olmayacaktı da. Oradan, buradan, kanepenin altından, pencerenin demirinden, buluttan, havadan, sudan çıkıp gelmeyecekti Çağdaş. Gitmişti işte. On binlercesi gibi o da gitmişti.
Şöyle ki... Ölüm sürreal, gerçeküstü, bir olaydı kanımca. Bilinçaltımızda besleyip büyüttüğümüz ve bir anda tüm duyularımız, tüm algımız, tüm hislerimiz ile dışa vurduğumuz bir olaydı. Olaydı, ölüm. Bir olgu değildi. Aşama aşama gerçekleşmezdi, bir anda gelir ve bir daha gitmezdi bizden. Ya da gitse de bilmezdik...
Sürrealdi. Bir nevi büyüydü, yok etme yahut soldurma büyüsü gibi bir şeydi. Saniyeler önce capcanlı karşınızda durduğuna inandığınız herhangi bir varlığı bir anda solduran, yok eden bir büyüydü, ölüm. Tam Çağdaş'lıktı yani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON
RomanceOkulumuzun şak şakçı takımı, ellerinde koca pankartlarla bağırıyor, haykırıyor, alkışlıyorlardı. Gururum ciğerlerimi kabarttı, soluğumu kesti. Yahu ne de garipti! İlk heyecan geçtikten, o tatlı his tüm vücuduma yayıldıktan sonra fark ettiğim şey, z...