"Müzik aşkı besteler."
-WILLIAM SHAKESPEARE
Şu fani dünyada yapmak istediğim de yapamadığım ne çok şey vardı. Güneş batıyor, güneş doğuyordu. Her gece ay, tas gibi yüzüyle sırıtıyordu lacivert gökyüzünde. Kimi zaman yarım kalıyordu, şemali; kimi zaman bir bütün. Kuşlar uçuyordu, ayın şekli ne olursa olsun, doğumundan öncesinde. Meydanda sesler çınlıyordu.
Kulaklarımı dikmiş, dinliyordum sesleri. Kuş seslerini bastırsın istemiyordum asla, beşeri sesler. Çünkü kuşlar daima doğruyu fısıldardı; fısıldardı çünkü her şeyi görürdü onlar. Her bir tuzağı, her bir yalanı, her bir soygunu görür, bilir, fısıldardı.
Fısıldardı çünkü, bağırsaydı duyacaktı hırsızlar sesini, vuruvereceklerdi onu gök kubbede. Bir ceset deryası dökülecekti toprak örtüye, bir anlamı kalmayacaktı, kuşların vurulmasının. O vakit, her bir tuzak, her bir yalan, her bir soygun karışacaktı hiçliğe, bilinmezliğe.
Fısıldardı kuşlar çünkü sussa, olmazdı. Sussaydı eğer, göz yummuş olurdu hırsızlığa, yobazlığa, değil mi? Bu nedenle fısıldardı. Fısıldardı lakin dilini bilmeyen insanoğluna ulaştıramazdı kelimelerini.
"Cik! Cik! Cik!"
"Bak, bak, orada..."
"Cik! Cik! Cik!"
"Yukarıdalar, görmüyor musun?"
Sesler artarken, güneş kesiyordu, tenimi. Ter damlaları, alnımdan yüzüme süzülüp, elbisemin yakasına damlıyordu, pıt pıt. Öfke, hüzün, çaresizlik ve hayal kırıklığı ile sallandırıyordum ayaklarımı, tahta sandalyeden aşağı. Bileklerime kadar soğuk suya batmıştım, su ne zaman dalgalansa ürperiyordum. Az önce çıkmıştım bilgisayar odasından; az önce konuşmuştum annemle. "Sakın üzme kendini," diyordu, annem. "Her şey olacağına varır. Ankara olmadı evet, bir bakmışsın daha iyi olmuş olur senin için. Belki daha güzel yerlere gidersin, kötü değil ki, puanın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON
RomanceOkulumuzun şak şakçı takımı, ellerinde koca pankartlarla bağırıyor, haykırıyor, alkışlıyorlardı. Gururum ciğerlerimi kabarttı, soluğumu kesti. Yahu ne de garipti! İlk heyecan geçtikten, o tatlı his tüm vücuduma yayıldıktan sonra fark ettiğim şey, z...