Okulumuzun şak şakçı takımı, ellerinde koca pankartlarla bağırıyor, haykırıyor, alkışlıyorlardı. Gururum ciğerlerimi kabarttı, soluğumu kesti.
Yahu ne de garipti! İlk heyecan geçtikten, o tatlı his tüm vücuduma yayıldıktan sonra fark ettiğim şey, z...
Daha önceden Aşka Tapanlar'ı okumuş olan arkadaşlarımın görüşlerini, gerçekten, gerçekten, gerçekten çok merak ediyorum!
Kadir gecenizi kutlarım.
İyi okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ULAŞ:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
EFTALYA:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bütün dünyanın, bütün toprakları hepimizindir. Bütün şarkılar, dünyadaki tüm insanlarındır. Tüm topraklarda memleketimizdir."
-Kazım Koyuncu
Bir buçuk ay sonra, bir haftalığına Ankara'ya gitme iznini elde ettim. Hava hala sıcaktı, Ankara'nın daha çekilebilir bir sıcaklık dengesi olduğunu umarak bindim, otobüse. Yanıma okumak üzere iki kitap almıştım. Ulaş ve diğer çocuklarla konuşmuştum, her birinin farklı bir işi olduğundan beni karşılamaya gelemeyeceklerdi.
Ulaş, babasının yanında çalışmayı bırakmış, biriktirdiği parayla özel dersler almaya başlamıştı. Daha şimdiden dokuzuncu sınıfın biyolojisini bitirdiğini söylüyordu. Benden, onu sözel derslere çalıştırmamı rica etmişti, elbette bu ricasını geri çeviremezdim. Emre'nin dayısı matematik öğretmeni olduğundan gecesini gündüzünü dayısının yanında geçiriyor, harıl harıl YGS çalışıyordu. Teoman'sa... Şey, onun ne yaptığını bilmiyordum. Yalnızca o saatlerde işi olduğunu söylemişti.
