Gece, tüm çıplaklığıyla kendisini gösteriyor ve soğuyan hava rüzgarı sahipleniyordu. Soğuk rüzgar karanlıkta dans edip kendi varlığını kanıtlamak istercesine ağaçlara esintisini vuruyordu. Ve gecenin tek ışıltısı olan ay, karanlık gökyüzünün altında olanların tek gözlemcisiydi.
Siyah, gökyüzünü himayesi altına almış ve koyu tonuyla yolları kendi rengine boyamıştı.
Seyir halinde bulunan arabanın içindeki genç adam, aracın farlarıyla yolun gri rengini kavramış ve okyanus mavisi gözlerini yanında ki ağabeyine çevirmişti. Kaşlarını çatıp yüzüne sinirli bir hava katmıştı. Bu sinirli tavrın nedeninin gereksiz olduğunu biliyordu.Amacı sadece yemekte olan tartışmanın ardından bu sinir bozucu, bir o kadar da hüzünle harmanlanmış sessizliği bozmaktı. Direksiyon başında olan adam sinirli bakışını devam ettirdi, çünkü ağabeyinin ona bakmasını istiyordu.
Amacına ulaştı.Ağabeyi ise bu bakışları farketmişti fakat umusamamıştı.Kardeşinin bu sinirli bakışının ardında barış çağrılarının yazılı olduğunu biliyordu.Bakışından oyun oynadığı âşikardı.
Çok yorgundu.Tekrar kardeşiyle konuşmaya başlarsa bunun hararetli bir diyaloğa gireceği belliydi. Bu yüzden kısa bir anlığına, siyah saçlarının bir tutamı alnına düşmüş ve karanlığın mavi gözlerini bir sis gibi kapladığı kardeşinin yüzüne baktı. Bu kısa bakışından konuşmak istemediğini açıkça ifade etmişti.Adam, ağabeyinin yorgun bakışından ne demek istediğini anlamış olsa da, umursamayacağını biliyordu. Bu yüzden arabadaki sessizliği bozdu.
-Anlaştık.
Adamın ağızdan dökülen bu kelime, ağabeyinin şaşkınlığına ve dönüp ona bakmasına neden oldu.
Kardeşi konuşmaya devam etti.-Şirketi beraber yöneteceğiz.
Ağabeyi, yüzündeki şaşkınlığı bir kenara bırakıp yerine gülümsemeyi yerleştirdi ve kolunu şefkatle kardeşinin omzuna vurarak konuşmaya başladı.
-Aferin sana.Ağabeyinin sözünü dinle biraz.Dinlemeseydin seninle uğraşmaktan erken yaşlanacaktım.
Elini kardeşinin omzundan çekti ve sırıtarak önüne döndü.Üzerinden büyük bir yük kalkmıştı. Kardeşinin sokak dövüşçülüğüyle para kazanmasını sevmiyordu. En başlarda buna karşı çıkmıyordu fakat başını belaya soktuktan sonra bu işi bırakması en mantıklı karar olacaktı.Anne babasının ölümünden sonra tek dayanağı kardeşi olmuştu ve onuda kaybetmemek için karanlıktan çekip çıkarmaya çalışıyordu.
Adam, ağabeyinin lafindan sonra sesli bir şekilde sırıtarak önüne döndü. Ağabeyinin ona "aferin" deme şekli komikti.Kendisini 8 yaşında hissetmesine neden oluyordu. Ağabeyine cevap vermedi.Onun yorgun olduğunu uykusuz gözlerinden anlayabiliyordu.Bu yüzden yola bakmayı sürdürdü.
Yol; tekerleklerin zeminde bıraktığı sesi duyacak kadar sessiz, insanın içini ürpertecek kadar soğuktu.Vakit, gece yarısıydı.
Adam, okyanus mavisi gözleriyle karanlık ve boş yola bakmaya devam etti. Bir an gözleri ağabeyine kaydı.Ağabeyi yorgun gözleriyle dışarıya bakıyordu. Zihnindekileri ona söylemek istedi.Fakat ağabeyinin duyacakları yüzünden daha fazla yorulmasını istemiyordu.Bu yüzden söyleyeceklerini yarına erteledi.
Her ne kadar ağabeyi istemese de o, sokak dövüşçülüğüne devam edecekti.Bunun tek nedeni kazanmayı sevmesi ve insanları yaralamaktan haz duyduğuydu.Hem ağabeyinin istediği gibi şirkette çalışacak hem de yapmayı en çok sevdiği mesleğini yapacaktı.
Dövüşmeye devam edecekti...Düşüncelerini bir kenara atıp, gecenin damgasını vuran karanlığa baktı.Ağaçlar hızla yanından geçip gidiyordu. Gözlerini yola çevirdi.Ve dikkat kesilmesine sebep olan bir karartı gördü.Bu karartının ne olduğuna anlam veremedi.Yolun kenarında duruyordu.
Umursamadı. Aracını sürmeye devam etti.
Araba, hızla giden sürati sayesinde karartıya yaklaşmıştı.Adam ise gözlerini ağabeyine çevirdi.Ağabeyinin gözleri uykusuzluktan kızarmıştı.Kafasını tekrar yola sabitledi.Mavi gözleri kısıldı.Arabanın farlarından karartının yere bakan bir genç kız olduğunu gördü ve nasıl olduğunu bile anlamadan kız, arabanın önüne doğru koştu.Adam, aniden karşısına çıkan kıza çarpmamak için direksiyonu kırdı.Aracın hızla giden tekerlekleri yüzünden direksiyonun hakimiyetini kuramadı ve bariyerlere çarptı.Çarpmanın etkisiyle araç iki kez takla attı.Ve adam okyanus mavisi gözlerini açtı, acıyı hissetti. Omzunda ve boynunda yanma hissi vardi.Çok geçmeden ağabeyi aklına geldi ve baktı.Ağabeyinin gözleri kapalıydı.Cam parçaları kafasına ve gövdesine gelmişti.Karanlıkta koyu gözüken kanı görünce seslendi.Kendi acısına dayanmaya çalışıp ona bağırarak sesleniyordu.Fakat ağabeyi kıpırdamadı. Birkaç saniye sonra başı dönmeye başladı.Kulağının gerisinde ayak sesleri duyuyordu.Ve bu ayak seslerinin kime ait olduğunu gördü.
Bu, onların kaza yapmasına sebep olan kızdı.
Adam o anda acıyı, öfkeyi ve soğuğu hissetti.Soğuk, tüm bedenini pençesi altına almıştı.
Gece,tüm benliğiyle karanlığını sunuyordu.
Ve adam; okyanus mavisi gözlerini kapatmadan önce, kızın endişeli ve korku dolu yüzünü ezberledi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN AVCISI #Wattys2023
General FictionOnun karanlığının altında olan zihnimin içinde, hayal dünyama sığınan küçük bir umut olduğunu hissettim. Baktı. Baktım... Kobalt mavisi gözlerinin derinliklerinde nefretten başka b...