Telefon numarası...
Onun iri vücuduna sarılırken düşündüğüm tek şey korkuydu.
'Şş, sakin ol...'
Kafamın üzerinden gelen o sakin ses. Beni rahatlatmak istiyordu ve sesiyle birlikte saçımı da okşuyordu.
Ona sarılmayı bıraktıktan sonra bir an düşündüm. Ben az önce neden ona sarılmıştım?Bana neden ağladığımı sordu. Ona anlatıp anlatmama konusunda tereddüte düştüm. Fakat sonrasında o keskin yüzüne yerleştirdiği endişeli ifade dikkatimi çekti. Ve ona her şeyi anlattım. Bu o kadar güzel bişeydi ki, insanın ruhundaki tüm hüzün sanki anlatırken ağzından kelimerle birlikte çıkıp senden uzaklaşıyor gibiydi. Bu anı sevmiştim.
Ona anlatırken beni dikkatle dinlemişti. Kaşları çatıktı, anlattıklarım bittikten sonra normale dönmüşlerdi. Kısa bir süre yüzüme baktı. O an bana inanmadığını düşünmeye başlamıştım. Çünkü eğer inansaydı beni teselli etmeye falan çalışırdı değil mi? Bilmiyorum. Yüzündeki endişe yok olmuştu.O gün, onun yanından ayrılırken düşündüğüm tek şey kimseye anlatamadıklarımı gidip ona anlattığımdı.
Azref bir yabancıydı. Onunla tanışmıştım ama tanımıyordum. Düşüncelerimin yanında bir de cep telefon numarası vardı.
Bana kısa bir an ifadesiz bakışlarının ardından numarasını verip, şüphe duyduğum bir an olursa onu aramamı söylemişti.
Bu kadar.
Konuşma orada sonlanmış ve o başka hiçbir şey söylemeden gitmişti. Söylediklerimi umursamış mıydı yoksa sadece öyle görünmeye mi çalışmıştı.Bilemiyordum. Çok yorgundum. Kanepeye uzanmış dün ki olanları düşünüyorken içimdeki korku az da olsa gitmişti. Pencereler kapalı olsa bile caddenin o bilindik gürültülü sesi kulaklarımı dolduruyorken saate baktım.
22:05
Bu saatte kimi düşündüğüm aklıma gelince bir an duraksadım. İçimdekileri birine anlatıp en azından bir süre aklımdan çıkabileceğini düşünmüştüm ama hala bununla ilgili herşey aklımdaydı. Belkide anlattığım kişi seçilecek doğru kişi bile değildi. Güvenmediğim ve iri cüssesinden ürktüğüm biri...
Lambalarını yakmadığım karanlık odayı ay ışığı biraz olsun aydınlatırken karnımın yine makarna sayesinde tokluğunu hissediyordum. Birinin evde olması gerekiyordu. En azından kendimi sürekli yalnız hissetmezdim. Ya da sürekli makarna yemezdim. Tokluk, şimdi uykumu getirmeye başlamıştı. Ya da bulunduğum ortamın yarı aydınlık hâli gözlerimi uykuya çekiyordu. Odama, yatağıma gitmeye üşendiğimi hissederken kendimi kanepenin üstünde uykuya bıraktım.
----------------
Önce boynumdaki acıyı hissettim. Ardından gözlerimi karanlığa açtım. Uyandığımda hala geceydi. Ay hala aydınlığının bir kısmını pencereden içeriye bırakıyordu. Doğruldum ve saate baktım. Boynum hala acıyordu. Elim istemsizce boynumu ovuşturuyordu.
02:55
Geceleri uyanan biri olmadığımı bilerek neden uyandığımı düşünmeye başladım. Ve o an aklıma korkunç bir bilgi geldi. Nereden okuduğumu bilmiyorum ama okuduğuma göre 'gece birden uyanmanızın sebebi, birinin sizi izliyor olmasıdır. Siz uyusanız bile, beyniniz o an birinin size baktığını anlayabilir.'
Bir an irkildim. Bu irkilme dışarıdan görülebilen bir irkilme değildi. Sanırım bir an heyecan yapmıştım. Çünkü aklıma gelen ilk şey bir üç harfliydi. Etrafım karanlıkla çevriliyken bildiğim bu bilgi gerçekliğini kanıtlıyor gibiydi. İçime iyice korkuyu salarken kafamı iki yana salladım ve boğazımın kuruluğunu hissettim. Su içme ihtiyacı güderken bu seferde mutfağa nasıl gideceğim korkusu başlıyordu. Karanlık koridordan eğer geçersem sanki bir üç harfli beni yakalayacakmış gibi saçma bir korkuya kendimi teslim ediyordum. Sabah olduğunda eminim bu düşüncelerimin saçmalığına güleceğim fakat şimdi hiçte gülünecek bir tarafı yokmuş gibiydi. Ya da şuan gülsem acaba üç harflileri sinirlendirmiş olurmuydum?
Neden hala zihnimde onlara 'cin' demek yerine 'üç harfli' diyordum peki? Eğer cin dersem sanki onlara seslenmişim gibi dönüp bana mı bakacaklardı?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN AVCISI #Wattys2023
Художественная прозаOnun karanlığının altında olan zihnimin içinde, hayal dünyama sığınan küçük bir umut olduğunu hissettim. Baktı. Baktım... Kobalt mavisi gözlerinin derinliklerinde nefretten başka b...