SAVUNMA

77 1 0
                                    

O, elimi sararken gözlerim üzerindeydi. Artık acım fazla değildi bu yüzden dikkatim başka yöndeydi; onun yanımda oluşu...
En başından beri kendisine karşı hep ön yargılıydım. Çünkü onun pervasız ve dik kafalı olduğunu düşünüyordum dolayısıyla bu durum beni ondan soğutuyordu. Fakat bugün yaptığı, onun benim gözümde değerini yaratmıştı.

Arada bir gözlerini oynatıp bana bakıyordu. Sanırım gözümün kendisinin üzerinde olduğunu anlamıştı. Fakat beklediğim tepkiyi onda görememiştim. Ona baktığımı anlayıp sırıtarak dalga geçmesini bekliyordum ama olmadı. Oldukça gereksiz neşesi olan bu adam, bugün oldukça ciddiydi.

Sarma işlemi bittikten kalkıp verandaya çıktı. Bu farklı tepkileri ya onu tamamen tanımamamdan kaynaklıydı ya da zihni oldukça doluydu. Belki de onu gerçekten tanımıyordum, gerçek kişiliğini göremiyordum.
Yanına gidip teşekkür etmeyi düşündüm fakat sonra o ciddi tavırından çekinip bonyaya koştum.
Bir orman evindeydik. Tek katı ve iki odası olan tahtadan bir ev. Banyoyu bulup içeri daldığımda elimi yüzümü yıkayıp kendime çeki düzen vermeye çalıştım. Bu sırada aklıma bir soru takıldı; beni nasıl bulmuştu?
İçimdeki korku ve endişe oradan kurtulduğumdan beri yavaş yavaş yok olurken zihnimde bazı sorular günyüzüne çıkıyordu fakat bunları ona sormaktan nedense çekiniyordum.

Bulduğum havluyla yüzümü kuruladıktan sonra kapıya yöneldim ve açmamla irkilmem bir oldu. Çünkü Azref tam karşımda ifadesiz yüzüyle bana bakıyordu.

"Bana neler olduğunu anlat."

Sesi de tıpkı yüzü gibi ifadesizdi ve sanki az önce düşüncelerimi okumuş gibi birden konu hakkında karşımda dikilmişti. Ona kafa sallayıp oturma odasına doğru yöneldim. Yanından geçerken ondan biraz ürkmüştüm fakat bunu saklamaya çalışıyordum. Kendisinden biraz korktuğumu bilmesini istemiyordum.

Koltuğa oturduktan sonra yanıma geçti ve olanları anlatmaya başladım. Epey geç bir vakitteydik ve yanımda pencere bulunuyordu. Hem Azref'e hem de gecenin karanlığına bakarak, içimdeki korkuyu bastırarak her şeyi anlattım. Bana hala ifadesiz yüzüyle bakarken bu sefer ben ona sordum.

"Peki sen beni nasıl buldun? Orada olduğumu nasıl öğrendin?"

Bu sefer bakışları değişti. Yüzünde hâlâ mimik yoktu ama gözlerindeki o belirsizlik kaybolmuştu.

"Yabancı bir numaradan mesaj geldi. Senin burada olduğu söylüyordu."

İfadesiz sesine inanmayıp ondan mesajı göstermesini istedim. Tereddüt etmeden arka cebinden telefonunu çıkarıp mesajı açtı. Doğru söylüyordu fakat hâlâ aklımda anlamlandıramadığım şeyler vardı. Tam ağzımı açıp konuşacak iken o söze girdi.

"Numarayı araştıracağım. Muhtemelen benimle ilgisi olan biri. Merak etme."

Telefonu cebine götürürken ayaklandı. Tüm konuşma bu kadar mıydı yani? Bende onunla birlikte ayağa kalktım.

"Sadece seninle ilgisi olamaz."

dedim. Sesimi duyunca duraksadı ve bana döndü.

"Beni daha önce de o maskeli adam kaçırdı ve beni Merih buldu."

Sesim de sitem vardı ve gözlerim dolmuştu. Bu durum bende acizlik hissettirmişti. Tekrar yüzü bana döndü. İfadesiz gözleriyle bakıyordu. Nefesini burnundan soluyordu. Hiçbir şey söylemedi. Sadece baktı ve sonra hareketlenip gitti. Ya neler olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu ya da benim bilmediğim birçok şeyi biliyordu.
Yanına gittim. Kanepede oturuyordu. Yanına geçip oturdum. Eğer bir şeyler biliyorsa bunu benden saklayamazdı. Yüzüne baktım. Fakat yüzü sinir bozucu şekilde ifadesizdi. Bu ifadesizlikle camdan dışarı bakıyordu.

GECENİN AVCISI #Wattys2023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin