Geçikti için özür dilerim... Lütfen Vote ve Yorum yapmayı unutmayın! :)
Başımın sızlamasıyla gözlerimi bilmediğim biyerde açmıştım. "İyi misin jess? Tanrıya şükür uyandın." Dedi kalınla yumuşak arası bi ses. Başım hala ağrıdığından cevap verememiştim. Ayrıca son olanları hatırlamam beni daha da susmaya zorluyordu. "Jess lütfen konuş benimle" dedi yine aynı ses. Kafamı ona çevirdim ve hafifçe gülümsedim. "O lanet olası herif bu yaptıklarının hesabını vericek. Kesinlikle. Çünkü her şeyi geçtim benim olana zarar vermemeliydi." Bi dk harry ne demişti öyle? Benim olan mı dedi o? Her şey sanki çorba olmuştu. Mercimek çorbası gibi.. Heey iç sesim bile acıktığımı söylüyodu. " harry ben acıktım sanırım." Dedim. Bana şaşkın şaşkın baktı. " nee?" Diye karşılık verdim. " jess olaylardan kaçamazsın. Tamam neyse. Mercimek çorbası ister misin?" Diyince şaşırma sırası bana gelmişti. Bu çocuk aklımı okuyordu. Hatta edward yalanına inanabilirdim şu an. " tamam jess kafanı duvara vurduğunda çok fazla hücreni kaybettin sanırım." Dedi ve bana 'mercimek' çorbası getirmek üzere odadan çıktı. Sadece 'benim olana' kısmı beni etkileyen cümleyi düşünmeye başladım. Isaac'ın yaptıklarından sonra ondan nefret ediyor olabilirim ama harry'nin ona bişey yapmasını gerçekten istemiyordum. O sırada elinde çorbayla harry içeri girdi. " al bakalım güzellik. Karnın doyarsa belki kendine gelirsin. Yemin ederim korkak halini bile çok daha seviyorum." Dedi çaresiz taklidi yaparak. Gülerek çorbamı yudumlamaya başladım. " ısaac bunun hesabını hayalleriyle ödeyecek!" Dediğinde son yudumum boğazımda kalmıştı...